1
olması gereken durumdur. zira bu devirde bu enerji çeşidi şu an bir seçenek olarak önümüzde dursa da çok yakın bir zamanda bir gereklilik halini alacaktır. bu sisteme erken geçmek nükleer teknoloji konusunda bize fayda sağlayacak, kurulduğu bölgenin stratejik durumunu kat be kat arttıracaktır.
kömürle kazanı ısıtıp kazandan çıkar suyun çıkardığı buharın türbinler tarafından elektrik enerjisine çevrilmesiyle enerji üretmek bir asır öncesine ait bir teknolojidir. artık önümüzdeki asırların teknolojilerini kullanmanın vakti gelmiştir.
2
çoğu kişi tarafından istenmeyen durumdur. temiz, kuvvetli ve kurulum maliyeti sonrasında sağladığı enerjiyi düşünürsek gayet ekonomik bir enerji kaynağı olan nükleer santrallerin en büyük handikapı, işlerin ters gitmesi durumunda, sadece nükleer santrala sahip olan ülkeyi değil ve sadece yaşayan insanları değil, bir çok komşu ülkeyi ve iki üç kuşak sonrasını etkileyecek bir felaket olması durumudur. bu konuda benim de bazı çekincelerim var fakat sanayii ülkesi olmaya karar veren ve on yıllardır bu alanda yatırım yapan ülkemiz için nükleer enerjinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. deprem tehlikesinin en az olduğu yerlerden birine konuşlandırılabilir ve büyük uzmanlık ve özveriyle çalıştırılabilir. ha, bu özveri türkiye'de var mı derseniz, bilemiyorum.
5
tanım: intihardır.
kurulduğu bölgenin stratejik durumunu kat be kat arttıracağını sanan kör cahillerin, santralin yapılacağı doğa harikası bölgenin turizmine ne kadar zarar vereceğini, verimli topraklarından dünyanın dört bir yanına ihraç edilen tarım ürünlerinde nükleer kalıntı uyarı etiketi bulunması yüzünden köylünün ne kadar zor duruma düşeceğini, akdenizin zaten hali hazırda sıcak olan suyunun nükleer santralden denize salınacak sıcak su ile birlikte bölgesel olarak aşırı artacağından bölgenin zengin ekosisteminin özellikle de nesli tükenmekte olan akdeniz foku ve caretta carettalar açısından ne kadar zarar göreceğini, devletin başında nükleer santral kazasıyla mutfak tüpü kazasını bir tutan, işçi güvenliğini hiçe sayan, kaderci ve yüzsüz bir zihniyet varken yaşanacak en ufak bir kazada milyonlarca kişinin hayatının riske gireceğini ve bunun sorumluluğunu kimsenin almayacağını bilmiyor olması beni o kadar sinirlendiriyor ki. beni, annemi, babamı kardeşlerimi bu bozuk, paraya tapan, insan hayatını hiçe sayan sistemin yaptığı, bir ihmalin bir faciayla sonuçlanacağı biline biline yapılacak olan nükleer santralin gölgesinde yaşatmaya kimsenin hakkı yok.
(bkz: akkuyu nükleer santrali)
3
söz konusu ülkemiz olunca nükleer santral yapımı kesinlikle normal koşullar dahilinde düşünülmemelidir. bu ülkede daha bir kaç sene önce konyada bir apartman hiçbir sebep yokken olduğu yerde yıkıldı. türkiyede inşaat sektörünü böyle insanlar yönetmekteyken ve mevcut iktidar her projesinde olduğu gibi bunu da yandaşlarına peşkeş çekeceğinden korkulacak çok şey vardır.
maden ocaklarında her sene yüzlerce vatandaş ölürken hiçbir tedbir almayan, "kaderlerinde var" diye cevap veren bu zihniyet nükleer santralde gerekli önlemleri nasıl karşılayacaktır?
nükleer santral yapımına yöneltilen eleştirileri "ozaman evinize tüp de almayın eke eke" şeklinde bir ciddiyetsizlikle cevaplayan insanlar, bu inanılmaz derecede dikkat gerektiren konuya hangi açıdan bakmaktadır?
"olalım bitsin" mantığıyla enerji sektörüne de dalmak isteyenler, türk insanını çok ağır bir tehlikeye sürüklemektedirler.
bir asır sonrasının teknolojisini kullanmak gerek, evet. ancak bir asır öncesinin kafasını yaşayanların yol gösterici olmaması gerek bu hedefe giderken...
bu konuda sadece fikir belirten bir vatandaş olmaktan öte, santralin kurulacağı şehirin insanı olarak, ve bu konuda direk bir taraf olarak son sözüm;
şehrimi rahat bırak!
6
çok geç kalınan bir durumdur.elin amerikalısı, almanı, fransızı, japonu hatta ve hatta bulgarı, ermenisi yapıyor ama bize gelince çevre kirlenmesin doğa bozulmasın.
öncelikle insan olarak çok fazla enerji harcıyoruz, harcamamız gerekenden daha fazla enerjiyi harcıyoruz ama harcıyoruz sonuçta. bir şekilde bu enerjiyi sağlamamız gerekiyor.
petrol, kömür ve hatta doğalgaz, nükleer enejiden daha "masum" değil.
güneş, rüzgar, termal enerji gibi yenilenebilir enerjiler bazılarının anlattığı gibi çevre ile tamamen barışık değil, ayrıca çok verimsiz.
bununla birlikte günümüzde nükleer santrallerde uranyum kullanılıyor ancak çok yakın bir gelecekte thorium kullanılacak. thorium uranyuma nazaran çok daha verimli bir madde. 1 kişinin 1 yıllık enerji ihtiyacını karşılamak için tonlarca kömür ve petrol yerine toplu iğnenin ucu kadar thorium yeterli olacak.
türkiye'nin thorium bakımında oldukça zengin olması ülkemiz adına güzel bir durum.
bu yüzden nükleer enerji karşıtı faaliyetleri asla savunmam ancak enerjiyi daha verimli kullanma adına yapılacak faaliyetleri her zaman desteklerim. örneğin
http://ekolojikayakizim.org/
adresinden ekolojik ayak izinizi bulabilirsiniz.
siteden ayrıca doğal kaynakları daha verimli kullanma konusunda çeşitli ipuçları öğrenebilirsiniz.
shale oil ve thorium bu ikisini unutmayın, bunlar geleceğin enerji kaynakları olacak.
edit: hocam yazıyı yayınladıktan 2 saniye sonra eksiyi bastın, bari en azından okusaydın.
ben sana hak veriyorum, senin görüşüne de sonuna kadar saygı duyuyorum.
ama eğer nükleer enerji istemiyorsan o zaman enerji harcama, elektrik harcama mesela, araç kullanma, cep telefonu, kozmetik ürünleri ve teknolojik aletler asla kullanma. seni bu konuda sonuna kadar desteklerim. eğer nükleer enerji konusunda gerçekten samimiysen.
ama enerji kullanmaya gelince ben istediğim gibi harcarım dünyayı sömürürüm ama nükleer enerjiye de karşı çıkarım demekle olmuyor.
bunları artık geçin. hem gidiyorsun bulunduğumuz bahçenin elmasını topluyorsun bir güzel yiyorsun hem de elma ağacı gölge yapıyor diye elma ağacının dikilmesine karşı çıkıyorsun.
#92451 fenomenon |
10 yıl önce