kayıt

osmanlıcanın zorunlu ders olması

  1. 1
    yüce hükümetimizin son icraati. hakikaten son olur inşallah.
    #97614 ismail abi | 9 yıl önce
     
  2. 2
    (bkz: 2014 yılında türkiyede neo-osmanlıcılığın zorunlu olması )
    (bkz: Bok var sanki. )
    #97620 saderin | 9 yıl önce
     
  3. 3
    iki yıldır aldığım osmanlıca derslerinin bir sike derman olmaması neticesinde çok da başarılı olacağını düşünmediğim hede. nasılsa kimse geçemez o dersleri, dert etmeyin.
    ayrıca mezar taşlarını okumak için expert olmanız lazım, hatta expertin bir üstü. native ottoman speaker falan yani. tamam.
    #97628 hüseyin gözleme | 9 yıl önce
     
  4. 4
    ülkede osmanlıca bilen o kadar adamı nereden bulacaklarını merak ettirmiştir.
    #97630 birgaripmakinaci | 9 yıl önce
     
  5. 5
    öğrenecek olan öğrencilerde o bilinç oluşturulmuş olsa mantıklı olabilecek hamle. hiç düşündün mü elin oğlu 600 700 yıl önceki edebiyatçılarını, bilim adamlarını sanki o kitaplar bugün yazılmış gibi okurken biz de neden cumhuriyet öncesi döneme ait yazınların hiç yokmuş gibi dikkate dahi alınmadığını, lise edebiyat kitaplarındaki o döneme ait şiirlerin dalga konusu oluşunu, bırakın 500 yıl öncesini cumhuriyetin ilanından sadece 15 20 yıl önce yazılmış eserlerin bile günümüzde dili çok ağır bahanesiyle okunmayışını? keşke türkiye'de öylesine yapılmış olan birçok şey gibi yaptık oldu demek için değil de planlı bir şekilde öğrencilerde bilinç oluşturarak icra edilseydi de bir anlamı olsaydı. maalesef ben hiç umutlu değilim bu konuda. umutsuzluğumun sebebi ise öğretecek kalifiye hocaların yokluğu değil aksine öğrenecek olanlar. yoksa üniversitelerde özellikle fen edebiyat fakültelerinde türk dili ve edebiyatı okuyan her öğrenci ağır bir biçimde osmanlıca eğitimine tabi tutulmakta, dolayısıyla mevcut edebiyat öğretmenleri de bu konuda yeterince bilgili. ancak dediğim gibi kime öğretiyorsun, öğrenmek isteyen kim?
    #97666 kamikaze | 9 yıl önce
     
  6. 6
    6 sene ingilizce dersi almış bireylerin hala ingilizceyi konuşamaması kadar saçma bir durumdur.
    #97673 fişnereçeli | 9 yıl önce
     
  7. 7
    eski milli eğitim bakanı hüseyin çelik'e bile 'olmaz' dedirtmiş durumdur. kendisi 'uygulanamaz, hoca bulamazsınız' demiştir. yeni milli eğitim bakanı da 'bence seçmeli olsun.' dedi. nitekim, teoride işten en fazla anlaması gereken kesim, yani milli eğitim bakanları, bu iş olmaz diyor. buna rağmen yapılmaya kalkılırsa, emek-zaman sarfiyatı olur.
    #97675 gitbasimdanaysel | 9 yıl önce
     
  8. 8
    ODTÜ'lü Toplumcu Tarihçiler'den zorunlu Osmanlıca derslerine dair açıklama:
    -- spoiler --




    Bir Garip Dayatma: Zorunlu Osmanlıca Dersleri

    Osmanlıcanın lise müfredatına girmesinin kararlaştırıldığı 19. Millî Eğitim Şûrası'ndan beri bu kararla ilgili tartışmalar sürmekte. “İleri demokrasi” örneğinin sergilendiği ülkede, Cumhurbaşkanı’nın “Osmanlıca liselerde öğretilecek, öğrenilecek!” açıklaması da tartışmayı harladı. Biz ODTÜlü “Toplumcu Tarihçiler” olarak, bu tartışmanın siyasi ve akademik/bilimsel muhtevalarının ayrı ayrı ele alınarak sürdürülmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz.

    Bilindiği üzere, Neo-liberal dönüşümler sonucunda ve ılımlı İslam’ın güç kazanıp zamanla iktidarlara yerleşmesiyle birlikte yeni yönetim modelleri ve meşruiyet kaygıları ortaya çıktı. Müslüman Kardeşler ile ideolojik akrabalığı zaten görünen ve bilinen AKP, klasik Orta Doğu “ümmet” birliği modellerinin yanı sıra, “Neo-Osmanlıcı” bir politikayı da önüne koydu. Bu Neo-Osmanlıcı politikaları, çoğunlukla tarihe yalan yanlış göndermeler yaparak ve nostaljiden kopup eski “ihtişama” yeniden dönme vaatleriyle sürdüren AKP hükümeti, bu sayede yalnızca İslamcı kesimin değil, milliyetçi tabanın da doğal (yapısından ötürü zorunlu) desteğini aldı. Bu çıkan yasa da gösteriyor ki, Osmanlıcanın öğretilmesi yalnızca “dedelerimizin mezarlarını okumak için” değil, zaten yerleşmiş siyasal İslam’ın, kök salmaya çalışması olarak değerlendirilmelidir. Kendini Orta Doğu’da rol model olarak gösteren AKP’nin, hem yurt içinde hem de uluslararası alanlarda müthiş bir meşruiyet kaybına uğramasının da bu kararın alınmasında bir etken olduğu söylenebilir. Bu kaybedilen meşruiyeti yeniden sağlamanın yolunu ise, tarihsel kökenlere referans yaparak doğu gözünde saygın ve örnek olabilecek bir rejim kurarak; batı gözünde ise çekinilen, korkulan “Türk” imajını yaratmakta buldular. AKP, yaratmayı hedeflediği bu “Osmanlıcı” nesil ile kendi rejimini sağlamlaştırmayı hedefleyip yeni bir toplum inşaasını hızlandırmaya çalışmakta.
    Bir diğer konu ise akademik/bilimsel anlamda Osmanlıca öğretiminin yeri ve gerekliliği. Kısaca bilgi vermek gerekirse Osmanlıca, bağımsız bir dilden ziyade, Türkçenin kimi kurallarının revize edilerek Arap alfabesi ise yazılmasıdır. Müfredatla ilgili henüz bir şey açıklanmamış olsa da büyük ihtimalle öğretilecek Osmanlıca, 20. yüzyıl başına ait olup “matbuu” (matbaa yazısı) yazısı olacaktır. Yani, günümüz Türkçesinden tek farkı, daha yoğun kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerdir. Üniversite öğrenimlerinde bu dersi alan insanların birçoğu, mezun olduktan sonra bu harfleri unuturken, lise müfredatlarına böyle bir dersin koyulmasının bir gerçekliği yoktur. Sosyal bilimler liselerinde bir yere kadar kabul edilebilecek bu uygulama, bütün liseler için uygulandığında sonuç tam bir başarısızlık ve emek kaybı olacaktır. Ayrıca, “Rika” (el yazısı) öğretilmeye kalkışılırsa ders yükü açısından öğrencileri çok zorlayacaktır. Bir diğer sorun ise, bu dersi verebilecek yetkinlikte öğretmen eksikliğinin olması. Tarih-Edebiyat bölümü mezunlarından ziyade İmam-hatip mezunlarının istihdam edilmesinin de önünü açan bu karar, zaten yeni yasalarla katmerlenmiş olan eğitimde gericileşmeyi de ivmelendiriyor.

    Osmanlıcanın entelektüel gelişim ve katkı açısından bir yeri olmadığını elbette ki iddia etmiyoruz. Osmanlıca okuyabilmek veya yazabilmek, öğrenmeyi isteyen birisi için son derece yararlı bir beceridir. Bir Osmanlı tarihçisinin, edebiyatçının veya bu döneme meraklı bir insanın bilmesi zorunluluk veya en azından bir gerekliliktir. Ancak tabloya bakacak olursak, bu kararın liseler özelinde bilimsel anlamda bir karşılığının olacağının düşünülmesi gerçekçi değildir.


    -- spoiler --

    #97715 hüseyin gözleme | 9 yıl önce
     
  9. 9
    osmanlıcanın zorunlu ders olması
    1-diğer türk karındaşlarımız ile araya dil ayrılığı sokmak isteniyor istemiyoruz osmanlıca falan
    2-ingilizice tamam oldu da osmanlıca kaldı
    3-ortaçağa geri dönen akp icraati
    4-ordunuz gelse kızıma osmanlıca öğretemez diyen parti eş başkanı
    5-ben arap harflerine geri dönmek istemiyorum.nedir bu arap sevdası diyen insanlar
    6-herşey iyi güzel de bu reis-i cumhurun tavrı diyenler
    7-mezar taşlarını okumak için dil dersi mi konur
    8-atatürk ilke ve inklapları elden gidiyor
    9-yaşayan onca kürtün dili için binbir zorluk çıkarırken bir anda seve seve öğreneceksiniz bu osmanlıcayı diyen reis-i cumhur
    evet tepkiler bu yönde
    düşüncem;
    1-diğer türk karındaşlar ile araya zaten kiril alfabesi girmiş durumda,zaten sıkıntı alfabe değil kullandığın yozlaştırmadığın,unutmadığın kelimeler
    2-birini yapamıyoruz diye hiçbirini mi yapmayalım sorusunu sorduran zihniyet.(seçmeli olsun savunuluyorsa,ya da yerine geçeceği dersler için kaygılanılıyorsa anlaşılabilecek durumdur.)
    3-tamamen bizim mahallenin çocuğunu dövüyorlar ne yapmışı sorgulamadan karşı tarafa dayılanan sokak abileri
    4-kürtçeye saygı duyulmasını isteyen birinin bir dile saygı duymaması yani *
    5-osmanli turkcesi kelimeleri bilmeyen iyi hukukcu olamaz. iyi edebiyatci olamaz. iyi tarihci olamaz..bu alanlara dair amator arastirma dahi yapamaz.
    6-yapanı sevmeyebilirsiniz,sevmeyebiliriz ama güzel şeyler takdir edilemli
    7-yav he he
    8-tamamen ideolijiktir hak verir saygı duyarım ama şunları eklerim
    a-ataturk'un el yazmasi notlarini, orjinalde osmanlica yazilan nutuk adli eserini okumak icin de iyi olacaktir.
    b-ayrica, 1600'lerden kalma belgeleri, tbmm'nin atasi olan osmanli meclislerinin zabitlarini vb. okumak icin de onemlidir.
    9-yine reis-i cumhurun söylemini görmeden icraate bakmak gerekli diye düşünüyorum.dünyada globalleşmedan kaynaklanan dil yok olmalarına karşı iyi bir eylemdir.dünyadaki en kıymetli varlıklardan biri olan dilin ki hangi dil olursa olsun engellenmeye çalışmasına karşı olan insanların ideolojik düşünerek karşı çıkmaları üzüyor insanı ne yazık ki.

    altyapısı ve yapılırsa mutlaka eklenmesi gerekenler;

    a-osmanlıca metinleri okumak ve anlamak için "özel eğitim" gerekir. bu işler, dostlar alışverişte görsün kabilinden işgüzarlıklarla olmaz.
    b-"zorunlu ders" işi pedagojik değil, psikolojik bir hamle, oysa ilmî meselelerin ideolojik istismarından şiddetle kaçınmak gerekir.
    c-kitabe sökmek, ferman çözmek başka, ilmî metinleri anlamak başka. asıl sorun, okuma (genişlik) sorunu değil, anlama (derinlik) sorunudur.
    d-okullarda osmanlıca'yı "zorunlu" olarak öğretme hevesine kapılmak, cehaletten çok bizzat osmanlıca'ya saygısızlık nişanesidir.seçmeli,teşvik edici,mali altyapisi hazirlanmali ,öğreticinin çok iyi tekrar eğitimden geçirilmesi gerekir.

    not:sabaha kadar yazilabilir...
    #98655 cayisallama | 9 yıl önce
     
  10. 10
    ooo, esas eğlence burada dönmüş, ben nasıl kaçırmışım zamanında...

    elin oğlunun 600-700 yıllık eserleri bugün yazılmış gibi okuduğu iddiası: (british council üyesi bir yazar ve başöğretmen genevieve white'dan sizler için geliyor): https://www.britishcouncil.org/voices-magazine/we-shouldnt-teach-shakespeare-to-english-learners-false

    başlığı: we shouldn't teach shakespeare to learners of english: false

    evet, eski bir yazarı öğretmemiz gerekmediği yalandır diyor. peki çatır çatır okunuyor muymuş o yazılar:

    "When I read Shakespeare I need glossaries and footnotes to help me understand unfamiliar words and historical references. How then, can we expect our learners to decode his works? In fact, there are a number of ways to make the language of Shakespeare more accessible to learners of English."

    yani diyor ki, ben shakespeare okurken anlamama yardımcı olması için konuya özel sözlüklere ve dipnotlara ihtiyaç duyuyorken öğrencilerimizin onun metinlerini anlamalarını nasıl bekleyebiliriz? Aslında, shakespeare'in dilini öğrencilere daha "ulaşılabilir" kılmanın yolları mevcuttur" dikkat ederseniz shakespeare metinlerini daha "accessible (ulaşılabilir)" kılmaktan bahsediyor, ki tüm yazılanı anlamlarını beklemek olmadığı, öyle olsaydı "understand (anlamak)" fiilini kullanırdı. yazıda da özetle shakespeare'in metinlerinde günümüz ingilizcesi ile de anlaşılabilecek kısımlar olduğu ve derslerde bu kısımlara odaklanılması gerektiğinden bahsediyor.

    "osmanli turkcesi kelimeleri bilmeyen iyi hukukcu olamaz. iyi edebiyatci olamaz. iyi tarihci olamaz..bu alanlara dair amator arastirma dahi yapamaz" iddiası:
    -tarihçi olamaz (check)
    -hukukçu olamaz(bilmiyorum, bunu yazan benden daha bilgili olabilir, zaten şu #103374 entrymde belli başlı birkaç alanda gerekli olduğunu belirtmiştim)
    -iyi edebiyatçı olamaz (işte buna katılmıyorum. edebiyatçı her şeyden önce okunmaya ve/veya dinlenmeye değer yazılı/sözlü üretim yapan kişidir.bırakın osmanlıca bilmeyi, ki esasen bir yazı dilidir, okuma-yazma bilmeden vurucu şiirler üreten ozanları unutmayalım. bunun yanında osmanlıca'nın aktif kullanıldığı dönemler, düzyazı tarzı için nicelik bakımından oldukça kısır dönemlerdir. yani osmanlı'dan devralabileceğimiz öyle aman aman bir düzyazı edebiyat birikimi bulunmamaktadır.)
    -bu alanlara dair amatör bir araştırma dahi yapamaz ("amatör araştırmacılık"tan siz gerçekten de osmanlı arşivlerine girip orijinal metinleri incelemeyi mi anlıyorsunuz? azminize hayran kalmakla birlikte ben bununla inka tarihini merak eden birinin arjantin'e veya şili'ye gidip kitabe okumaya çalışması arasında bir fark göremiyorum. amatör bir araştırmacı için oldukça maliyetli bir uğraşi ki kastettiğim maliyet gidiş-dönüş uçak bileti değil! amatör bir araştırmacı için belgenin orijinalini görmekten çok ne anlattığı önemli olsa gerek, bunu da konunun uzmanlarının yayınlarından takip etmek daha az külfetli olacaktır.)

    nutuk'u orijinal metininden okumak: evet, bu iddia diğerlerine göre daha sağlam, eski belge okuma becerisini de içermekle birlikte mevzubahis eserin çeşitli yayınlayanları tarafından sadeleştirme kisvesi altında -belki de kasten- bozulması problemine de işaret ediyor. bu soruna nasıl yaklaşmalı? daha önemlisi buradaki esas sorun nedir? ülke kaynaklarının kutsal olma iddiası olmayan bir kitabın okunabilmesi için herkese öğrenimi oldukça zor bir dili öğretmek üzere mi kullanılması daha akılcı olur, yoksa bir tanecik olsun bilimsel ahlakı olan edebiyat tarihçisi yetiştirmek üzere mi?

    bu arada içindeki iddialarından ikisine cevap verdiğim #98655 sahibi yazara haksızlık etmemek adına, ilmi meselelerin ideolojik istismarından kaçınılması gerektiği, zorunlu kılmanın yanlışlığı konusunda tamamen haklıdır. konu ile ilgili kendi görüşlerimin derli toplu hali için: #103374
    #103375 Sweeny Todd | 8 yıl önce