5
ilginç metu sözlük girişimi. şu anda kararsız kaldım. odağı sol frame'e sabitleyip gitmek daha iyi olabilir. burnum tıkalı ya da bayram tatili falan sıkar adamı, bana ne mk asdfsafsafd. sol frame'deki başlıklardan yürü şefim. şefimmm hesabı alabilir miyiz sana zahmet? garsona şefim demekten ilginç bir haz alıyorum. şefitistlik bendeki. bir tutku, bir idiotloji.
4
gündeme aşkla tutulan wr wr wri writeshowww devam ediyor...
yeni atanan isveçli sağlık bakanını görmeyen kaldı mı? sanmıyorum ama yine de görevimizi yapalım: http://img.internethaber.com/other/gabriel-wikstrom-3.jpg
sosyal medyada kadınlarımız çıldırdı. whatsapp numarası yayınlanmış, ekleyen ekleyene diye haberler geliyor. gabrielcim, altı üstü mavi gözlüsün diye ilgi çekiyorsun. sakin ol, bi tarafların kalkmasın hemen. ayrıca hanımlar, bu mudur yani? bunu mu beğendiniz? bu mu yakışıklı? -derken çarpıldım arkadaşlar, ağzım yüzüm yamuldu. amman evde tek başınıza denemeyin.
bakıyoruz metu sözlük gündeminde neler varmış? "falan filan yerine falan fıstık diyen insan modeli". açmadan bile adım gibi eminim verip veriştirdiğinize. allah iyiliğinizi versin, en büyük derdiniz bu olsun inşallah.
"13 ekim letonya-türkiye maçı" futbolla aram yok pek, ama maçta güç bela berabere kaldığımızı, ondan önceki maçta da yenildiğimizi biliyorum. fatih terim miydi teknik direktör? teşekkürler, başka sorum yok.
"espriyi anlamayan kız"
"sms atarken kelimeleri kısaltmadan yazan kız"
"solcu kızların çok pis olması"
"kızların erkeklere çocuk demesi" bak sadece bu sonuncusu gerçek bir tespite benziyor. ama merak etmeyin beyler, belli bir yaştan sonra azalarak bitiyor bu hadise. yalnız o zaman da "herif" oluyorsunuz, haberiniz olsun. çocuk daha iyi bence.
evet, bu akşamlık da bir writeshow'un sonuna geldik. yayında emeği geçen tepkileri 80'lik dede ayarına gelmiş emektar dizüstü bilgisayarıma ve internet servis sağlayıcıma teşekkür ederim.
okuyanlara da okumayanlara da... sağolunuz, var olunuz, iyi geceler.
3
iyi akşamlar okur-yazar dostlar.
burnum tıkalı, boynum tutuk. aman siz kendinize dikkat edin. özellikle boyun tutulması çok fena. hem çalışmak ızdırap haline geliyor (zaten değilmiş gibi), hem de etrafınıza sürekli bakmanız gerekiyor aslında. etrafında ne olup bittiğine bakmadan yaşamak tehlikeli. tehlikeyi görememek pek muhtemel. uzun zamandır kullandığın yolda belediyenin yeni açtığı çukuru görmeyip içine düşmek, bir taraflarını kırmak, uzun süre oradan kurtulamamak, karanlıkta kalmak, karanlığa gömülmek... fakat o çukurda o kadar uzun süre yaşamak ki karanlığa alışmak, onu sevmek, oradan çıkmayı reddedecek kadar gerçeklerden uzaklaşmak, size bir ip bağlayıp biraz canınızı yakarak da olsa sizi oradan çıkarmaya çalışan kişileri düşman bellemek olası. soldan gelen sesi bir arkadaşınkine benzetmek, dönüp bir bakamamak, ama sesin arkadaşa ait olduğuna dair inançla verdiği direktiflere uyarak ilerlemek... biraz ilerdeki pastaneden gelen kokularla mest olmak, arkadaşın size kahvaltı ısmarlayacağını düşünmek... fakat sesin sahibinin hiç de dost olmaması, aslında pastane fırınındaki poğaçalara ait olduğunu sandığınız kokuların yanan insanlara ait olması, sizin bunu gördüğünüzde aslında çok geç olması olası. velhasılkelam, aman boynunuz tutulmasın.
bayram tatilinizi güzel yerlerde geçirdiniz mi arkadaşlar? güzel insanlarla tanıştınız mı? en ilginç tatil anısına ufak bir hediye gönderelim...derken hattımızda bir okuyucumuz var. iyi akşamlar, kiminle görüşüyorum?
- iyi akşamlar, cadıkazanı ben.
+hoşgeldin yayınımıza cadı kazanı. ilgi çekici olduğunu düşündüğün bir tatil anını mı anlatacaksın bize?
-evet!
+sizi dinliyoruz cadıkazanı hanım.
-bayram tatili için anamurdaki yazlığımıza gittik. yazlıkta tabii, hava da güzeldi, evin içinde oturmuyoruz. sürekli balkondayız neredeyse. bizim yazlıktaki blokların dizilişi ve yönü sebebiyle yan taraftaki evin balkonunu ve pencerelerinden eğer perdeler çekik değilse evin içini görebiliyorum. neyse, bir gün balkonda tek başıma oturuyorum. benim gördüğüm evdeorta yaşlarda ingiliz bir çift oturuyor. bizim tatil sırasında ne hikmetse onlar da yazlıkta. bunların evine bakıyorum. kadın, bizde temzliğe gelen kadınlar gibi giyinmiş, ev işi yapıyor. kocası da koltukta oturmuş bunu izliyor. dikkat ettim, kadın arada kocasına dönüyor, kadın döndüğü sırada da adam bir süre pis pis gülümsüyor. sonra kadın yerleri silerken bana başta garip gelen bir şekilde hareketlerle yaptığı işi süslemeye başladı. meğer neymiş?
+allah allah, neymiş?
- meğer bunlar fantezi yapıyorlarmış. adam sonunda kadına saldırdı resmen. yanlız biraz hızlı atladı, momentumuyla kadın yere yapıştı.
+eee?..
- adam kadının bilerek kendini yere bıraktığını mı sandı nedir, işe devam etmeye çalışıyor. kadın bunun ufaklığa diziyle sağlam bir geçirdi. ondan sonra bir baktım ki kadının kafasından, adamın şeyinden kan geliyor, ikisi de yığılmış kalmışlar. ambulansı aradım da hayatlarını kurtardım. ehehehe...
+hizmetçi fantezisine oryantal öğeler eklemişler anlaşılan...
-kısaca "doğu batı sentezi" de diyebiliriz.
+teşekkür ederiz cadıkazanı hikayen için. iyi akşamlar diliyoruz.
- iyi akşamlar sweeny.
evet, az önceki anı pek bayramla ilişkili değildi sanki yauv! daha enteresan bir şeyler anlatın da sizinkini yayınlayalım.
evet, bir okuyucu mesajımız var: "radyodan anneme seslenir misin sweeny, iğrenç espriler yapıp bi de gülmüyoruz diye kızıyor. bayram sabahı babam "aah, nerede o eski bayramlar" diye söze girmişti ki "nereye bıraktıysan oradadır" diyip, iki dakika kendisi güldü. biz gülmeyince de kızdı bize, kahvaltıyı önümüzden topladı, aç bıraktı bizi" validenize seslenirdik tabii fakat ne kendi isminizi ne de espritüel annenizin ismini yazmadığınız için ricanızı yerine getiremiyoruz.
bugünkü başlıklar arasında "vejetaryenliğin faydaları" diye bir şey var. geyiğe girmeden ufak bir sorum olacak: benim bildiğim kadarı ile b12 vitaminini sadece kırmızı et ürünlerinden alabiliyoruz, ve bu vitaminin eksikliği çok tehlikeli. peki vejetaryenler nasıl sağlıklı yaşamaya devam edebiliyorlar, bir bilen ulu manitu aşkına bizi aydınlatsın. bu arada konuyla alakalı enteresan bir hadiseyi paylaşayım: iran beslenme düzenlerinin vejeteryan olduğunun bilindiği bir topluluğun kan değerlerindeki b12 miktarı ortalama bir vejeteryan bireyinkinin çok üstünde olması dikkat çekmiş. olay araştırılmış, ve bu topluluğun yetiştirdikleri sebzeleri kendi dışkıları ile gübreledikleri, ve yıkama esnasında -"maalesef" mi demeli yoksa "iyi ki" mi bilemedim- fazla titiz davranmadıkları bulunmuş. ıyyykkk!
2
evet, attila ilhan'ın meşhur dizelerinden sonra tekrar yayındayız. gündemin magneti writeshow devam ediyor!
sol frame'e tekrar dönelim..."eşcinsellerin askerlikten muaf olması" ırak ve suriyeye savaş ilan etmeye hazırlandığımız bu günlerde, pisi pisine ölmek istemeyen erkek bireyler için çekici bir alternatif gibi duruyor. yabana atılmamalı. hepimiz topluca savaşmayı ama öyle ama böyle bir şekilde reddedersek, hükümetler barışın yolunu bulmak zorunda kalacaklardır.
bakalım başka ne varmış..."times higher education" dünya üniversiteleri sıralamasında odtü 85. olarak ilk yüze girdi. bu başarıda emeği geçen tüm hocalarımızı ve akademik kadroyu tebrik ediyoruz. tabii unutmayalım başka kurumların listelerinde ilk 500'e girebilen türk üniversitesi olmuyor. bu listedeki yerimizi abartmamayı sağlık veren yazar kişiler sapına kadar haklılar.
evet sevgili eli kalem tutanlar. deneme yayınımızın sonuna geldik. önümüz kurban bayramı. maalesef çok muhtemeldir ki yine çok sayıda kaza haberi alacağız. siz sevgili okur-yazarların güvenle tatillerini geçirecekleri yerlere varmanızı temenni ederim. metu sözlük writeshow şimdilik veda ediyor. herkese iyi geceler.
1
an itibariyle yayına soktuğum show programıdır.
merhaba okur-yazar insanlar!
metu sözlük writeshow programı, deneme yayınına şu an itibariyle başlamıştır.
araya reklam almayacağız; hem buradaki kitle olarak tüketim odaklı kültüre tepkili olduğumuz için, hem de zaten kim reklam versin buraya zaten, değil mi sevgili okurlar?
bu arada, sık sık sizlerden gelen mesajlara da yayında yer vereceğiz. küfürler, hakaret içeriği taşıyan metinler sansüre uğrayacaktır, başa bela almak istemiyoruz. ayar vermek ise serbesttir, sadece ayar vericem derken ayar olmamaya dikkat edelim. malum, sözlük ortamında zemin her daim cilalıdır.
şimdi bakalım gündemde neler var? sol frame'i şöyle bir tarayalıııımm..."hoşlanılan kıza mesafeli durmak". evet. sözlük erkekleri hoşlandıkları kızlara mesafeli mi duruyorlar? yakınına gelmeden nasıl hoşlandınız kızdan sevgili yazarlar?
evet, hattımızda reseptör bey var. buyrun reseptör bey, hoşlandığınız kıza neden mesafeli durursunuz?
- selamlar sweeny. iyi yayınlar dilerim öncelikle. valla abi, kız çok güzel olunca ufak bir çekingenlik oluyor. bir de heyecan geliyor insanın üstüne, salakça birşeyler söylerim korkusu ile muhabbetten kaçınmak için mesafe koyuyorsun arana.
+ normal hayatta kendine güvenen bir insan mısındır reseptör?
- normalde kendime güven problemim yoktur pek abi. dosta güven düşmana korku salarım. 100 metreyi 10 saniyede koşarım.
+ ouuu...atletik bir arkadaş. ama kız peşinde koşarken faydası olmuyor anlaşılan.
- peşinde koşarken olmuyor, ama kaçarken çok faydasını gördüm.
+ nasıl yani?
- ortaokuldayken kızların tokasını çekip kaçardım. bir seferinde kızın erkek arkadaşı lise kısmında okulun basket takımının pivotuymuş. hızlı koşmak çok işe yaradı o vakit.
+ fenaymışsın. neyse, seni teşekkür ederek uğurluyoruz reseptör. iyi akşamlar.
- iyi akşamlar abi, iyi yayınlar.
evet arkadaşlar, çekingenlik... olmasa daha iyi olur tabii. ama kimse anasının karnından kazanova olarak doğmuyor neticede değil mi? pratik mükemmelleştirir derler sevgili okurlar. aslında mükemmelleşmek gerekiyor mu, orası da ayrı muamma. kız tavlamak için samimiyetsiz bir mükemmel yazış rutini geliştirmek mümkün mü? kızlarımız bu numaraları yer mi? onlardan da mümkünse görüş alalım.
evet, mesajla ulaşan bir arkadaşımız var - orjinalsemerci demiş ki: "hoşlanılan kız halihazırda arkadaş ise daha yakınlaşmaya çalışığ mevcut yakınlığı da bombok etme korkusu" evet, bu gerçekten tıp literatürüne geçmiş bir hastalıktır, tüm erkekler hatta muhtemelen kızlar da iyi tanıyacaktır bu korkuyu. hepimiz yaşadık bu korkuyu, ve sonra kabusa döndü: arkadaşımız olan plantoniğimizi yanımızdan alıp götüren birisi peyda oldu! yaşamadım diyen yalan söyler.
evet, kısa bir şiir arası verelim, daha sonra yayınımıza devam edeceğiz.
"gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım"