1
insanları kendine ve topluma yabancılaştıran, bir avuç burjuvanın mutluluğu ve zenginliği uğruna diğer insanlarının emeğini sömürüp bir kısmını yoksulluğa bir kısmını açlığa mahkum eden, insanlara sonunda bencilliği benimseterek çürümüş, kokuşmuş toplumsal ilişkilere neden olan içinde bulunduğumuz sistem.
2
ekonomisi güçlü olmayan devletlerin vatandaşlarının sürekli kötülediği bir ekonomi sistemidir. halbuki diğer sistemlerden bir adım öndedir. dünya nın rezil durumu, kapitalizm den kaynaklanmaz. bilgisiz, hırslı, açgözlü insanlar yüzünden dünya bu günkü durumundadır...
3
ne teoride ne de pratikte insanlığa bir faydasının olacağına inanmadığım sitemdir.tüketim merkezli olduğu ve insanı da bir 'mal' olarak gördüğü için ancak -yarattığı düzen içinde- gücü ele geçirmiş olanların işine yarar.dünyadaki bu kaos ortamıyla oldukça yakından bir ilgisi vardır,çünkü dünyayı yönetenler bu sistemin adamıdır.
4
insanlığa birçok faydası olan bir sistemdir... devletin boştan yere para kaybetmesini engeller. devleti de insanlar oluşturduğu için; insanların paralarının boşa harcanmasını engellemiş olur. koyun sürülerinden farksız olan insanlar, kendilerini geliştirip, adaleti sağlamak için çalışmadıkları zaman ortaya haksızlık denen şey çıktığı için bazı insanlar bu sistem sayesinde çok zengin, çok güçlü olabilirler. bu da o zenginlerin ya da sistemin suçu değil; koyun sürüsünden farksız, tembel, cahil insanların suçudur. sistem herkese eşit şans verir. herkese eşit şans vermeyen; tanrıdır... işte bu yüzden; kapitalizmle kavgası olan kişilerin kavgası aslında tanrı iledir...
5
(bkz: vay anasını sayın seyirciler)
#6896 marvellous |
15 yıl önce
6
sınırsız tüketime dolayısıyla da son noktada 'bir pazarlama ürünü olarak insan'ın tüketimine sebep olan,hangi noktadan bakılırsa bakılsın faydası görülemeyen sistem.sınırsız tüketimi prensip edinmişken nasıl olur da devletlere veya toplumlara maddi tasarruf imkanı tanır anlayan beri gelsin..
7
"sınırsız" hiçbir şey olmadığı için; sınırsız tüketimi prensip edinmesi mümkün olmayan sistemdir. devleti yıpratmayan bir sistemdir. sosyalizm gibi, hükümetlerin, devletleri, dolayısıyla da insanları sömürmesini engeller. rekabeti arttırır. rekabet demek kalite demektir. neden kaliteli olanı, kaliteli olmayana tercih etmeyelim ki? amerika, kapitalizmin en iyi uygulandığı yerdir ve bu sayede dünya gücü olmuştur. ama amerika da yaşayan insanlar komünist gibi yaşarlar. hiç durmadan çalışırlar. çay içmek için bile vakitleri yoktur. asıl komünizm kapitalizm dir. gerçekte komünizm denen şey ise; tembellikten başka bir şey değildir. çalışkan insanlar tabi ki de tembellerden daha rahat yaşamalıdırlar. bunun neresi yanlıştır ki? türkiye de kapitalizm mi var ki işçinin hakkı bu kadar çok savunuluyor? türkiye de işçiler amerika daki kadar çalışıyor mu ki? millet "devlet bize el atsın." diye bas bas bağırıyor! ulan senin kendine hayrın yok. ben çalışayım, çaba gösterip, bazı şeylerden fedakarlık yapayım, senden fazla para kazandığımda çok gör! bas bas bağır meydanlarda "devlet bana baksın." diye. ben vergimi vereyim, ülkem için kendimi geliştirip yararlı şeyler yapayım, sonra da benim verdiğim vergilerle sana -tembel herifin tekine- yardım etsin. yok öyle birşey. adam gibi çalış, adam gibi para kazan! bunun neresi kötü? siz "ceo" ların, "genel müdür" lerin para banyosu yaptığını mı zannediyorsunuz? o adamlar hepinizden daha çok çalışıyor. gece yatmadan önce ertesi gün ne iş yapacağını planlıyor. para içinde de yüzmüyor. içinde çok büyük paralar dönen işletmelerin yöneticileri tabi ki de mercedes e binip 7 yıldızlı otelde kalmalıdır. çünkü büyük işletmelerde bir anlık dalgalanma; birçok insanın hayatının etkilenmesi demektir. birçok insanın hayatını etkileyecek kararlar almak, daha da önemlisi; bu kararları alabilecek meziyetlere sahip olmak her yiğidin harcı değildir. o yüzden bu adamlara saldırmak değil, onların da bizler gibi insan olduğunu bilmek gereklidir.
edit: anlatım bozukluğu
8
bu sistem insanoğlunun hayvandan farklı olan yönlerini gözardı eder. yozlaşmış, kokuşmuş, bencilleşmiş, apolitik hale gelmiş bütün ilişkiler ve kişiler bu sistemin ürünüdür. çünkü kapitalizm bir ekonomik sistemin kullanabileceği her aracı çok iyi kullanmaktadır. en başta devlet, eğitim- hukuk sistemi, medya, din, aile yapısı insanın toplumsallaşma sürecinde kapitalizmin ihtiyacı olan insanı yaratır. çelişkilerle dolu bir sistemdir ve her sistem gibi yıkılmaya mahkumdur. kölecilikten ve feodalizmden daha uzun ömürlü olacağı barizdir. çünkü kendini yamamayı iyi bilir. savaşlar, ekonomik krizler hepsi içten içe bu sistemi çürütürken eş zamanlı olarak yamar, açıklarını kapatır ve ömrünü uzatır. kapitalizm sanılanın aksine pazarda her insana eşit şartlar tanımaz. çünkü, herkesin eşit şartlarda yaşayıp eşit şartlarda pazara atılması bu gibi bir sistemde imkansızdır. insan emeğini satmak zorunda kalır. gözünü para hırsı bürümüş kapitalistler işçilerin emeği üzerinden kar oranlarını arttırılar, kendileri çok çalışarak değil.(bkz: artı değer) insan doğası ya da ihtiyaçları söz konusu değildir kapitalizmde. günde bilmemkaç saat durmaksızın aynı işi yapan işçi kendi emeğine, ürününe, kendi kendine ve diğer insanlara yabancılaşır. zaten üç beş kişi ya da kurum tüm dünyayı etkileyebilecek devasa paralara sahipse bu işte bir adaletsizlik var demektir. elbette kapitalizm tarihin çöplüğüne atılacak ve daha gelişmiş bir ekonomik sistem insanı gözönünde bulundurarak yerleşecektir.
#6938 geist |
15 yıl önce
9
(bkz: dünyadaki tüm açlar aynı anda zıplasak kapitalizm yıkılır mı ?)
10
(bkz: fuck the system)
#6957 marvellous |
15 yıl önce
11
""sınırsız" hiçbir şey olmadığı için; sınırsız tüketimi prensip edinmesi mümkün olmayan sistemdir."
hö? aristo mantıgı kullanılarak birseyler kanıtlamaya calısmak üniversite ögrencisine pek yakısmıyor bence. "sınırsız diye birsey yok, ee o zaman sınırsız tüketim amaclanamaz" demek yapılan kapitalizm tanımlarından cok daha komiktir. kapitalizmin özünde tüketim yatar, insanlar ne kadar cok tüketirse şirketler daha cok para kazanır, şirketler daha cok para kazanırsa daha iyi rekabet edebilir hale gelir, şirket daha iyi rekabet ederse rakipleri saf dısı kalır, rakipler saf dısı kalırsa şirket tekelleşir, şirket tekelleşince de kendi fiyat politikasını empoze eder, ekonominin o alanını eline gecirir , daha cok kar eder falan. iktisatcı olmadıgım için tam mekanizmayı acıklayamıyorum, okuyan arkadaslardan birisi daha kapsamlı acıklama yapabilir diye düsünüyorum ama görüldügü gibi asıl amac tüketimin arttırılmasıdır, daha cok para kazanılmasıdır. sınırsız tüketime ulasılamayacak olması sınırsız tüketimin amaclanmadıgını göstermez.
"amerika, kapitalizmin en iyi uygulandığı yerdir ve bu sayede dünya gücü olmuştur. ama amerika da yaşayan insanlar komünist gibi yaşarlar. hiç durmadan çalışırlar. çay içmek için bile vakitleri yoktur. asıl komünizm kapitalizm dir."
amerikalılar cay iciyorlar mı bilmiyorum ama, cay icmek icin vakitlerinin olmaması işten atılmaktan duydukları korku olabilir diye düsünüyorum. benim dinledigim konusmacılar bu durumu da söyle acıkladılar: kapitalizm isci maliyetlerini düsürmek icin kenarda bir yedek isci nufüsu biriktirir, böylece isci sıkıntısı cekilmez. cünkü isci kendisinden baska birisinin ise alınamayacagını gördügünde üretimden gelen gücünü kullanır ve maasının artırılmasını yoksa üretime devam etmeyecegini söyler, bu durumun olusmasını istemeyen isveren, karının daha fazlasını paylasmak istemez cünkü, yedek isci ordusu yaratarak isciyi baskı altına alır, isciye üretime istenilen sartlarda devam etmezse isten cıkarılacagını söyler. evine ekmek götürmek zorunda olan isci de sartlara boyun eger, issizler ordusuna katılacagına sömürülmeyi tercih eder. daha somut örnegi için (bkz: en az uc cocuk). ayrıca yine aynı kisi bir ara "amerika'da bile issizlik sıfır degil" demisti, iste o sıfır olmama durumu da bu yüzden var.
"bu da o zenginlerin ya da sistemin suçu değil; koyun sürüsünden farksız, tembel, cahil insanların suçudur. sistem herkese eşit şans verir."
az önce acıkladıgım "yedek isci nufüsu" kavramı da bunun tam olarak, dogrudan artık daha nasıl baglarsanız, kapitalizmin sucu oldugunu göstermektedir. üniversitelere giris sisteminin parası olan insanların lehine olması da bunun kanıtıdır sanırım cünkü cahil insanların kandırılması, sömürülmesi, ezilmesi, haklarını aramalarına engel olunması cok daha kolaydır. iki yıldır yunanistan'daki üniversite genclerinin neler yaptıgını hepimiz biliyoruz, kapitalizm de biliyor.
daha devam edecektim aslında ama sınava gitmem gerek. kesinlikle saldırgan bir uslubum yok, öyle geldiyse özür diliyorum diger yazarlardan.
#10271 fingolfin |
15 yıl önce
12
paranın egemen olmasını sağladığı sistem. insan doğasını hiçe sayan sistem. en büyük kozu insanın hiçbir ama hiçbir şekilde ihtiyacı olmayacağı "para" gibi saçma sapan bir nesne olduğu için "devletin parasının cebinde kalmasını sağlıyor, e devlet de insanlardan oluştuğuna göre insanların parası bu sistemde cebinde kalır. ne mutlu bize. ehehe mehe" şeklinde yorum yaptıran sistem. cebinde parası olanın insanlığa faydalı gördüğü sistem. sokaktaki aç adamı zaten umursamayanın pek sevdiği bir sistem. bir nevi insanların içindeki şeytanı doğuran sistem. ne yaparsa yapsın başındakilerin "bizler" gibi insanlar olacağına beni asla inandıramayacak olan sistem.
13
ülkemiz için bir ütopyadan başka birşey değildir. zira bu ülkede herkes ağadır herkes paşadır.
tüketim alışkanlığını silah zoruyla empoze etmez yani ben istiyorsam alırım sen istersen almazsın bu kadar basit. lakin en çok üzüldüğüm şey ise bu sisteme gece gündüz sövenler benden daha çok levi's giymeleri, benden daha çok marlboro içmeleri*dir.
14
bu sistem doğru kullanıldığında insanların insansı özelliklerini ortaya çıkarır. kas gücü bu sistemde değer görmez , beyinsel kuvvetler değer görür. bu yüzden işçi şahin'e binerken bir arge çalışanının bmw'ye binmesine kimse küfür etmemeli , işçi sol yumruk havaya gezmemelidir.
bir fabrika sahibi , bmw'ye binerken işçi "ulan patrona bak ibne nasıl da havalı" dememelidir , onun ekmek parasını verebilmek için şirketi yönetmektedir , işçinin tek yaptığı ise şuursuz hayvanlarda da bulunan kas güçlerini kullanmaktır.
sisteme bok atanlar ise sistemin her durumda yanlış kullanılacağını savunanlardır. oysaki sosyalizm bile çok kötü şekilde kullanılmıştır (bkz: yugoslavya). sistemin eşitsizliğe ve adaletsizliğe sürüklendiğini söylerler ama aslında gerçek adalet budur.
bir diğer konu ise sisteme bok atanların bu sistemin bütün imkanlarından çok mutlu bir şekilde faydalanıp ayaklarında converse , üzerlerinde polo ve ceplerinde marlboro olmasıdır. o insanlar da neşe kaynağımız olmaktadır , gülmekten yarılıyoruz.
15
(bkz: adam smith)