12
tıpkı kahve gibi çayın da şekersiz içilmesi tadına tam olarak varılabilmesi çok iyi bir yöntemdir.özellikle earl grey içmek ayrı bir zevktir.
1
çay yapraklarının kaynatılmasıyla elde edilen mükemmel,sımsıcacık bir içeceketir.buraya gelene kadar pek içmezdim ama insan alışınca gerçekten bırakamaıyor.özellikle de içinde tomurcuk olduğunda.o nasıl muhteşem bir kokudur;sırf o kokuyu duymak için bile içebilirim çayı.* aynı zamanda bir kahvaltının vazgeçilmezidir kesinlikle.*
15
ince belli bardakta içilmiyorsa içilmesindir.
10
rivayete göre çok eskiden, çin imparatorunun çok büyük bir bahçesi varmış... o bahçeye özel bitkiler ekilir ve bitkiler olgunlaştığında imparator bahçeye çıkarmış... sıcak bir sürahi suyla teker teker tüm bitkileri gezen imparator hepsini kaynar suya atıp sırayla içermiş...
birgün sarayın şarlatanı bir bitki getirmiş çok yararlı olduğunu söyleyerek... mide ağrısını tamamen alacağını, bağımlılık yaratabileceğini, mutluluk vereceğini ve uykuyu açacağını belirtmiş... imparator bitkiyi ektirmiş bahçesine, ve beklemiş olgunlaşana kadar... bitkinin yaprakları iyice büyümüş ve imparator bahçesine çıkmış... sürahisine bolca yaprak atmış ve beklemiş... suyun rengi iyice değişince tadına bakmış, ve o kadar acı gelmiş ve o kadar tiksinmiş ki, çok sinirlenmiş. hemen tüm bitkileri söktürmüş ve bitkiyi ekenlerin hepsinin teker teker kellesini vurdurtmuş ve şarlatanı çağırmış. bir güzel şarlatanı dövdükten sonra cellata "öldür" talimatını vermiş... cellat tam baltayı kaldırdığında şarlatan "şeker" diye bağırmış, ardından da balta boynuna inmiş...
tabii bunu duyan imparatorun içi içini yemeye başlamış acaba nasıl olacak diye, tekrar bitkiyi diktirmiş ve bir sene beklemiş... ertesi sene, yine yapraklar olgunlaşınca imparator bahçeye gitmiş her zamanki ritüelini gerçekleştirmiş... ama sürahideki suya şeker eklemeyi de unutmamış. yavaştan yudumlamış ve ardından yüzünde bir gülümseme belirmiş. hemen emri vermiş ve bahçedeki tüm bitkileri söktürüp, yerine bunu ektirmiş... ve o günden sonra imparator başka hiçbirşey içmemiş... işte bugün hepimizin evinde olan çayın yayılma hikayesi....
ayrıca çernobil'den sonra karadeniz'deki halkın korku içinde kalmasıyla radyasyonlu çayı içip"bakın bir şey olmuyor ben içiyorum" diyip güven vermeye çalışan sağlık bakanı ile de hatırlanır çayımız... bahsi geçen bakan kanserden ölmüştür
19
İsmail abinin hakkında çeşit çeşit güzellemeler ürettiği, güzel içecek. içmeyince başımıza ağrı girmesine sebebiyet veren sakinleştirici.
"adamlar bana çay verdi çay! çay veren adam hiç kötü olur mu? aklın mantığın kesiyor mu?"
(bkz: leyla ile mecnun)
21
(bkz: çay erdal bakkal'da içilir)
#72291 kamikaze |
11 yıl önce
16
en çok, ince belli bardaktan sevdim ben seni... en çok o zaman sarmaladım, sen ısıtırken avuçlarımı. ve en çok o zaman aldım mis gibi buram buram dostluğunu... zaman geldi, sek içtim masada bıraktığım sigaramın külünü düşürürken. zaman geldi, konyak attım içine, kafa yaptık. bir başkaydı o sohbetlerin.. gün geldi çok demledim, acıttı ağzımı.. gün geldi açık aldım geyik muhabbetlerinde... bazen tavşan kanı oldun kanarken gözlerimden... ama hep oldun. iyi ki oldun..
umut sarıkayanın "mont beni"si gibi olmuş la
30
askim.