kayıt

kolları kıllı kız

  1. 3
    bugün yepisyeni bir üyesi kamuya mal olmuştur: http://www.iceriks.com/killi-prenses/

    (bu kamuya mal olma kısmı mühim. öteki türlü birazdan konuşacaklarımız maydonoz olmaya girerdi).

    linkteki ablamızın resimleri gerçekten fecahat yavv, midem azıma geldi. beğenmeyince ayrımcı oluyormuşuz. niye? "bir erkekten kol ve bacaklarındaki kılları almasını bekliyor" muymuşuz.

    - beklemiyoruz.

    ama erkeklerin düzenli traş olması bekleniyor değil mi? kadınlar sakallarını öylece salmış erkekleri çekici buluyorlar mı? ve biz onları ayrımcılıkla suçluyor muyuz?

    ben, mesela yazlık yerde, plajda güneşlenen bir hatun kişinin kol/bacak kılları almadığını fark edip bunun için kendisini kötü hissetmesine yol açacak bir harekette bulunmuyorsam, sadece beğenmediğim için ayrımcılıkla suçlanabilir miyim? görünen o ki suçlanabiliyorum. çok da fifi yani! elime epilasyon aleti alıp kıllarını almayanları traş etmediğim sürece bu suçlamayı reddediyorum.

    önüme sürülen başka argümanlara geçelim:

    "kadın vitrin mankeni değildir, insanın erkeği gibi insanın kadınının da kılları vardır."

    doğallık argümanı... insanın doğal hali de ağaç kovuklarında yaşayan, çiğ et yiyen, yirmili yaşlarında diş çürüğünden ölen şekilde... diyebilir miyiz?
    bizler xx. yüzyıl sonu ve xxi. yüzyıl başına doğmuş bir nesiliz. çoğumuz şehirde doğduk ve büyüdük. bugünkü gelişmişlik düzeyine alışkınız. yüz elli bin yıl önceki atalarımızın yaşadığı şartlarda yaşamamız mümkün değil. eğer ki illa doğallık diye o zamanki yaşam şekline referans vereceksek zaten hiçbirimiz doğal değiliz. yok, içine doğduğumuz şartları kendi doğal halimiz olarak göreceksek, bugünkü beğeni kriterlerini de varsayılan özellik olarak kabul etmememiz gerekir. doğallık argümanı her türlü elde kalır.

    "kadınlar kendilerini size beğendirmek zorunda mı"

    sümme haşa! böyle bir şey iddia etmek haddimize değil tabii ki. ama cinsel seçilim işin içine girince orada bir iki kelam edebiliriz sanırım.
    "hairy" kategorisi pornoseverleri bir kenara ayırırsak, erkeklerin ezici çoğunluğunun kadınları mümkün olduğunca kıllarından arındırılmış şekilde sevdiklerini söyleyebiliriz. (pornoseverliği sapıklık manasında kullanmıyorum, kendim de düzenli izleyen bir insanım. yapmaya niyetlendiğim, porno severleri ikiye ayırmak - hairy kategorisi sevenler ve diğerleri. kategori evrenininin genişliğini göz önüne alınca bu belli kategoriye giren kişi sayısının toplamın yanında ihmal edilebilir olduğunu iddia etmekteyim)

    tek eşliliğin norm olduğu günümüz dünyasında, çocuğu için en iyi genleri elde etmeye çalışan dişilerinde de erkek bireyler kadar kendi içerilerinde rekabet halinde olmaları mantıksal olarak beklenen davranış olacaktır. tek eşli erkekler de, artık sadece eş olarak seçtiği dişiyi dölleyebileceği için elde edebileceği en çekici dişiyi elde etmeye çalışacaktır. tek eşli olmak zorunda olan en güçlü erkek bireyi kendine çekmek isteyen dişinin mümkün tek hareket tarzı, diğer dişilerin bir şekilde önüne geçmektir. bunu becermek için kaç farklı strateji geliştirebilirsiniz? benim aklıma iki tane geliyor:

    i) kendisinden çekici olduğunu düşündüğü dişi bireyleri öldürmek.
    ii) çekicilik yarışında kendisini ileri taşıyacak hamleler yapmak.

    homo sapiens'in bugünkü durumunda hangi strateji daha uygulanabilir görünmektedir?

    başka bir strateji düşünelim: bütün kadınlar aralarında anlaşıp kıllarını almamaya karar versinler (kıllarını almak isteyenlere uygulanan faşizm kısmını geçersek) böyle bir denge durumu kararlı değildir. anlaşmayı bozan tek bir dişi sınırsızca avantajlı konuma geçecektir. konu, (bkz: evrimsel kararlı strateji) adı altında, oyun teorisinin bir uygulaması olarak kendine has bir literatüre sahiptir - ve ben bu konuda maalesef çok cahilim.

    tabii ki sadece üremek odaklı yaşamıyoruz, hayatımız kendimizi karşı cinse beğendirmekten ibaret değil. buna karşın cinsel seçilim baskısı ile yönlenen davranışlar, üst bilince ait süreçler olmaktan çok daha ziyade içgüdü ile ilintilidirler. bir erkek bireyin eş olarak daha az kıllı dişi birey tercihi bu bakımdan "ayrımcılık" diye yaftalanmaya pek müsait değil.


    "siz her derdinizi hallettiniz ya, bizim kılmız tüyümüz dert kaldı" ve de "kıllarımızı alırız/almayız, bi konuda da yorum yapmadan durun"

    vallahi bu madde için hakkınızı teslim etmeli ablacım. kıllarını almamayı tercih etmiş bir kimseye "beğenmek zorunda değilim kisvesi altında o kıllardan kurtulması için sürekli doğrudan/dolaylı baskı yapamak onaylanabilecek bir hareket değil. bunu yapan hemcinslerimi kınıyorum. anck yazının başında belirttiğim gibi, linkteki kadın için kendi kendini ortaya sürme kaynaklı bir kamuya mal olma durumu söz konusu. o kendini ortaya attıysa, benim de istediğim beğenmeme, ve beğenmediğim gibi bunu yüksek sesle söyleme hakkım doğuyor.
    #99231 Sweeny Todd | 10 yıl önce
     
  2. tümünü gör