kayıt

burhan kuzu

  1. 8
    #97408 tartışma için zemin yaratan yazara öncelikle teşekkürler.

    yasama ve yürütme, aynı seçimle iş başına gelirler önermesi hatalıdır. uygulama bizde şu şekildedir: genel seçimler ile milletvekilleri seçilir. milletvekilleri, tüm vatandaşlara karşı sorumludur. yürütme daha sonra milletvekillerinden oluşan meclis'in güvenoyu ile iş başına gelir, ve meclise karşı sorumludur.

    siyaset bilimi literatüründe yürütmenin, yasamadan ayrı bir kuvvet olduğu her zaman vurgulanır. (montesque, rousseou, locke). kuvvetler ayrılğı ilkesinin esas amacı basittir: otoriter/despotik yönetimlerin bireysel özgürlükleri (inidvidual liberties) kısıtlamasının önüne geçmek. kuvvetler ayrılığı sert veya yumuşak olarak uygulanıyor olabilir. konuyu uzatmamak adına sistemlerin ayrıntısına girmeden şöyle belirteyim: sert kuvvetler ayrılığı başkanlı sistemi, yumuşak kuvvetler ayrılı ise parlamenter sistemlerin kuvvetler ayrılığı ilkesini hayata geçiriş biçimidir.

    seçim sistemi uyarınca, genel seçimler ile meclis üyelerinin seçildiğini, bunların da yürütme organını oyladıklarını belirtmişik. seçim sisteminin, kuvvetler ayrılığının uygulaması ile çok önemli bir bağı vardır: her hükümet, belli planları uygulamaya koymak amacı ile iş başına gelirler. hükümetler, icraatlerini yasalar doğrultusunda yapar. yasaları yapmak ise meclisin işidir. yani yürütme organı, ajandasını uygulamak için meclisin onayına (teorik olarak) muhtaçtır. buna karşın yürütme organı meclise hakim olduğu sürece, kafasındakileri hayata geçirmek için planlarının gerekliliğini/iyiliğini ıspatlama ihtiyacı duymayacaktır. bunun yanında ihtiyaç duyacağı her türlü kaynağı vatandaşlardan sağlamakta pervasız olacaktır(hükümet meclise karşı sorumludur, vatandaşlara karşı değil!) sınırsız vergi salınması, kişisel özgürlüklerin sürekli kısıtlanması gibi sakıncalar sürekli ortaya çıkacaktır.

    kuvvetler ayrılığı ilkesine en çok gelen eleştiri, yönetimde verimi düşürdüğü yönündedir. bu eleştiriye göre, kuvetler ayrılığının mutlak olarak uygulanması durumunda devlet işleri çok yavaşlayacak, sık sık kilitlenecektir. aslında bu eleştiri haklıdır. bu sebeple kuvvetler ayrılığı, özellikle yasama ve yürütme arasında organsal ayrılık fakat yakın ilişki gerektirir. buna karşın hızlı karar alma bahanesi ile birey haklarına devletin kolayca tecavüz edebilmesinin de önüne geçmek gerekir. türkiye'de hükümet icraatlerinin gerçek denetimi, fiilen yükek yargıya bırakılmış durumdadır. ancak yasama yönünden denetimi, sadece anayasa çerçevesinde yapılabilmekte, siyasi olarak sakıncalar ise bu sistemde denetlenememektedir.

    türkiye'de kuvvetler ayrılığının pratikte işlemiyor olmasının ana sebebi ise, milletvekili seçimlerinin parti liderleri tarafından yapılıyor olmasıdır. bu durum, seçmenine sorumlu olması gereken milletvekillerini gerçekte parti başkanlarının emirerleri haline getirmektedir. ha tabii, bir de demokrasinin bilinçli bir vatandaş kitlesi gerektirmesi durumu var, ona bir girersek benim bile okumaya üşeneceğim boyutlara çıkar bu yazı.

    sonradan gelen tanım (ekleyelim de format sebebiyle bu kadar emek boşa gitmesin): binicisine göre kişneyen at.
    #97423 Sweeny Todd | 10 yıl önce
     
  2. tümünü gör