1
inanmayanın çarpılacağı tarihi gerçek.
xii. yüzyıl müslüman denizcilerinden ebu kaşifi (ki bu isim kendisine amerika'yı keşfettikten sonra on yedinci abbasi halifesi hasan üççüzbeşşüz bin marvan tarafından verilmiştir) kadırgası ile atlantikte her zamanki rotasında seyretmektedir. denize açılmalarının 68. gününün gecesinde, gördüğü rüyanın etkisiyle uykusundan birden irkilerek uyanır. nöbetçi serdümen said-i sudi'nin hatıratında anlattığı üzere tüm levendlerini* uyandırır. kaptan köşkünden onlara rüyasını nakleder. beş gün boyunca rüzgar kesilecektir. bu beş gün boyunca allah cc'nin rızası için aralıksız oruç tutulacaktır. nefsine yenilip orucunu bozanlar helak olacaktır.
konuşmasından sonra ebu kaşifi kadırganın kilerini kilitleyip boynuna asar. herkesi kamaralarına yatmaya gönderir, zira beş gün oruç tutarlarken bir yandan levendleri çalıştırıp onlara eziyet etmek istemez. kesintisiz oruç emrine herkes dördüncü güne kadar uyar. ancak dördüncü günün gecesinde, başlarını ibn-e muttalip'in çektiği bir grup zındık, ebu kaşifi'nin boynundan kilerin anahtarını çalarlar. doğruca kilere doğru koşarlarken said-i sudi onları görür. "nereye koşturursun ey ibn-e muttalip" diye bağırır, ancak zındık grup onu siklemeden kilere koşmaya devam ederler. tam kilerin kapısına ulaştıkları sırada kadırgadan önce çatırdama sesleri yükselir. daha sonra koca kadırga birden havalanarak saatte 100 fersah hız ile garb yönünde uçmaya başlar. uçuşa başladıktan kısa bir süre sonra kadırga birden ters döner, ve kilere koşturan ibn-e muttalip ve adamlarını denize döker. o ve adamları oracıkta sivri dişli derya mahluklarına yem olurlar.
uçarak yolculuk üç gün sürer. üç günün sonunda kadırga bir karaya oturur. ebu kaşifi ile tüm levendler kadırgadan inerler. iki gün yürüyerek yolculuk edip bugün pikaçu adıyla bilinen yerleşim yerine ulaşırlar. ebu kaşifi, burada karşılaştığı ilk yerliden sigarasını yakmak için ateş ister. ancak o zaman on iki dil bildiği rivayet edilen ebu kaşifi, yerlinin yanıt olarak söylediği hiç bir kelimeyi anlamaz. o saniye ebu kaşifi farkeder ki yeni bir kıtaya ayak basmıştır. ancak kadırgası koca kıtanın ortasına oturduğu için geri dönüp kimseye anlatma şansını bulamayacaktır.
ebu kaşifi ve levedleri, o köye yerleşirler. köyü müslüman yapmakla uğraşırlar. köylülerin hepsi kelime-i şehadet getirmeyi kabul ederler. ancak daha sonra sünnet olmaları gerektiğini öğrenen köylüler yan çizerler. ebu kaşifi ve levendleri bunun üzerine hiddetlenirler ve o hiddetle bütün köyü kılıçtan geçirirler. daha sonra "lan biz naaptık, keşke karıları öldürmeyeydik" derler ancak iş işten geçmiştir. ebu kaşifi ve tayfası hayatlarının geri kalanını o köyde geçirirler ve abaza bir şekilde hakkın rahmetine kavuşurlar.
tümünü gör