3
iyi akşamlar okur-yazar dostlar.
burnum tıkalı, boynum tutuk. aman siz kendinize dikkat edin. özellikle boyun tutulması çok fena. hem çalışmak ızdırap haline geliyor (zaten değilmiş gibi), hem de etrafınıza sürekli bakmanız gerekiyor aslında. etrafında ne olup bittiğine bakmadan yaşamak tehlikeli. tehlikeyi görememek pek muhtemel. uzun zamandır kullandığın yolda belediyenin yeni açtığı çukuru görmeyip içine düşmek, bir taraflarını kırmak, uzun süre oradan kurtulamamak, karanlıkta kalmak, karanlığa gömülmek... fakat o çukurda o kadar uzun süre yaşamak ki karanlığa alışmak, onu sevmek, oradan çıkmayı reddedecek kadar gerçeklerden uzaklaşmak, size bir ip bağlayıp biraz canınızı yakarak da olsa sizi oradan çıkarmaya çalışan kişileri düşman bellemek olası. soldan gelen sesi bir arkadaşınkine benzetmek, dönüp bir bakamamak, ama sesin arkadaşa ait olduğuna dair inançla verdiği direktiflere uyarak ilerlemek... biraz ilerdeki pastaneden gelen kokularla mest olmak, arkadaşın size kahvaltı ısmarlayacağını düşünmek... fakat sesin sahibinin hiç de dost olmaması, aslında pastane fırınındaki poğaçalara ait olduğunu sandığınız kokuların yanan insanlara ait olması, sizin bunu gördüğünüzde aslında çok geç olması olası. velhasılkelam, aman boynunuz tutulmasın.
bayram tatilinizi güzel yerlerde geçirdiniz mi arkadaşlar? güzel insanlarla tanıştınız mı? en ilginç tatil anısına ufak bir hediye gönderelim...derken hattımızda bir okuyucumuz var. iyi akşamlar, kiminle görüşüyorum?
- iyi akşamlar, cadıkazanı ben.
+hoşgeldin yayınımıza cadı kazanı. ilgi çekici olduğunu düşündüğün bir tatil anını mı anlatacaksın bize?
-evet!
+sizi dinliyoruz cadıkazanı hanım.
-bayram tatili için anamurdaki yazlığımıza gittik. yazlıkta tabii, hava da güzeldi, evin içinde oturmuyoruz. sürekli balkondayız neredeyse. bizim yazlıktaki blokların dizilişi ve yönü sebebiyle yan taraftaki evin balkonunu ve pencerelerinden eğer perdeler çekik değilse evin içini görebiliyorum. neyse, bir gün balkonda tek başıma oturuyorum. benim gördüğüm evdeorta yaşlarda ingiliz bir çift oturuyor. bizim tatil sırasında ne hikmetse onlar da yazlıkta. bunların evine bakıyorum. kadın, bizde temzliğe gelen kadınlar gibi giyinmiş, ev işi yapıyor. kocası da koltukta oturmuş bunu izliyor. dikkat ettim, kadın arada kocasına dönüyor, kadın döndüğü sırada da adam bir süre pis pis gülümsüyor. sonra kadın yerleri silerken bana başta garip gelen bir şekilde hareketlerle yaptığı işi süslemeye başladı. meğer neymiş?
+allah allah, neymiş?
- meğer bunlar fantezi yapıyorlarmış. adam sonunda kadına saldırdı resmen. yanlız biraz hızlı atladı, momentumuyla kadın yere yapıştı.
+eee?..
- adam kadının bilerek kendini yere bıraktığını mı sandı nedir, işe devam etmeye çalışıyor. kadın bunun ufaklığa diziyle sağlam bir geçirdi. ondan sonra bir baktım ki kadının kafasından, adamın şeyinden kan geliyor, ikisi de yığılmış kalmışlar. ambulansı aradım da hayatlarını kurtardım. ehehehe...
+hizmetçi fantezisine oryantal öğeler eklemişler anlaşılan...
-kısaca "doğu batı sentezi" de diyebiliriz.
+teşekkür ederiz cadıkazanı hikayen için. iyi akşamlar diliyoruz.
- iyi akşamlar sweeny.
evet, az önceki anı pek bayramla ilişkili değildi sanki yauv! daha enteresan bir şeyler anlatın da sizinkini yayınlayalım.
evet, bir okuyucu mesajımız var: "radyodan anneme seslenir misin sweeny, iğrenç espriler yapıp bi de gülmüyoruz diye kızıyor. bayram sabahı babam "aah, nerede o eski bayramlar" diye söze girmişti ki "nereye bıraktıysan oradadır" diyip, iki dakika kendisi güldü. biz gülmeyince de kızdı bize, kahvaltıyı önümüzden topladı, aç bıraktı bizi" validenize seslenirdik tabii fakat ne kendi isminizi ne de espritüel annenizin ismini yazmadığınız için ricanızı yerine getiremiyoruz.
bugünkü başlıklar arasında "vejetaryenliğin faydaları" diye bir şey var. geyiğe girmeden ufak bir sorum olacak: benim bildiğim kadarı ile b12 vitaminini sadece kırmızı et ürünlerinden alabiliyoruz, ve bu vitaminin eksikliği çok tehlikeli. peki vejetaryenler nasıl sağlıklı yaşamaya devam edebiliyorlar, bir bilen ulu manitu aşkına bizi aydınlatsın. bu arada konuyla alakalı enteresan bir hadiseyi paylaşayım: iran beslenme düzenlerinin vejeteryan olduğunun bilindiği bir topluluğun kan değerlerindeki b12 miktarı ortalama bir vejeteryan bireyinkinin çok üstünde olması dikkat çekmiş. olay araştırılmış, ve bu topluluğun yetiştirdikleri sebzeleri kendi dışkıları ile gübreledikleri, ve yıkama esnasında -"maalesef" mi demeli yoksa "iyi ki" mi bilemedim- fazla titiz davranmadıkları bulunmuş. ıyyykkk!
tümünü gör