3
sevgili günlük,
"başbakanım olur musun" yarışmasında barınç, memedali ve ben jüri önüne çıktık bugün. jüride velinimetimiz tayyip erdoğan (a.s) ve yanında tanımadığım birkaç yabancı jüri üyesi vardı. sanırım amerika'dan gelmişler. ingilizcem süper olmasına rağmen aradaki mesafeden velinimetimiz büyükusta ile ne konuştuklarını anlayamadım gerçi, ama çok ciddi görünüyorlardı. sanırım yabancı genç yetenek avcıları kendileri.
neyse, jüri önüne çıktık, aralarında birşeyler fısıldaştıktan sonra velinimetimiz bize döndü "evet arkadaşlar, bi moonwalk yapın sırayla, görelim" dedi. barınç enayisi "benim özgül ağırlığım var, öyle acaip şekillere giremem" diyordu ki bi baktım memedali sahneye fırlamaya hazırlanıyor. sol ayağımın ucu ile arkasından çelme takıp düşürdüm bu hıyarı. uçan adam sabri gibi yuvarlandı yerde denyo. yıh yıh yıh. hemen ardından fırladım sahneye. içime michael jackson kaçmış gibi başladım yardırmaya. "ouu mr. davutoğlu, you are a true talent...incredable!..magnificent!.." diye bağırdı yabancılar. dansımı tamamlayıp kollarımı açıp eğilerek selam verdim. sonra arkamnı dönüp eski yerime yürüdüm. o sırada barınç dişlerinin arasından kafasını sallayarak bana sessiz sessiz söyleniyordu. ne derse desin amk, yanlış ata oynadı, baştan kaybetti denyo. ben oynarken maliyi revire taşımışlar. o arkamdan konuştu mu bilmiyorum valla, günahını almayayım şimdi.
jüri kararını bir hafta sonra açıklayacakmış galiba. neyse, ben performansımdan eminim. açılın lan, yeni başbakanınız geliyoooor!!! 8|).