7
boş hayallerin peşinden gitme, hatta hiçbir hayalin peşinden gitme. hayaller afyon gibidir sana çok iyi geldiğini sanırsın önce ama sonraları istisnasız üzer çünkü çoğu gerçekleşmez. afyonun kafası çabuk biter senin anlayacağın. sonra görürsün yediğin boku da iş işten geçmiş olur üzülürsün işte. hayallerim de olmazsa nasıl yaşarım, ne için yaşarım triplerine girme sakın, sen de biliyorsun ki o göt yok sende, istesen de istemesen de yaşarsın, yaşayacaksın.
sevgi, aşk falan bu tarz duyguların topu yalan, hepsi birer uydurmadan ibaret onu baştan söyleyim. dünyada yaratılıştan beri süregelen sınıfsal ayrımlar var. eşitlik diye bir şey yok, at onu kafadan. eşitsizlik yaşamın her evresinde temeli oluşturan bir olgu belki de, çünkü her yerde. İşte sevgi gibi aşk gibi kavramlar da her sınıfın kendi insanları arasında yaşanan, birlikteliğe kılıf hazırlayan safsatalar. kendi sınıfından insan evladı birini bulursan evlenebilirsin mesela. hiç düşünme öyle ben aşık olacaktım falan diye. dediğim gibi kimse aşık olmaz aslında. Önce görür sonra sınıfsal bir elemeden geçirir gördüğünü ve karar verir. herkes gördüğünü sever de bizimkisi aşk evliliği falan diye yutturur millete. bilmez ki sevginin öyle gördülük bir şey olmadığını, hiç bilmez ki sevginin aslında emek olduğunu. neyse sonuç olarak sen anladın benim ne demek istediğimi. sevgi incil gibi bir şey. İçeriği bozulmuş, ağır tahribata uğramış bir duygu. en azından bu dünyada artık yeri yok. sınıfsal bir saçmalıktan öteye geçemiyor da zaten. bazıları farklı sınıftan biri ile birlikte olmayı başararak şanslı olduğunu falan düşünüyor ama sonuç hüsran oluyor bak baştan söyleyim. sen onları örnek alma kendine. sınıflar farklıysa yürümez o birliktelik, inceldiği yerden kopar. o yüzden bana sorarsan karı kız işleriyle fazla uğraşma derim, akışına bırak. hatta öyle bir bırak ki aksın gitsin bir daha dönmemek üzere.
bunların yerine hayatta bir idealin olsun. mesela kimsesiz çocuklara yardım etmek gibi. kendine gerçekleşebilecek, paraya dayalı gelecek planları da yapabilirsin. mesela istediğin arabayı almak gibi. bunlar seni belli dönemlerde oyalayıp mutlu edecektir. mutlu olamasan bile en azından boşluğa düşmezsin. maddi beklentiler her ne kadar anlamlı olmasa da, gerçekleşebilmeleri adına seni yoğun bir hayata iteceği için kafanı dinlemezsin. "kafa dinlemek iyi bir şey değil mi?" diye sordun kendi kendine farkındayım. cevap veriyorum "değil". kafayı dinlediğin her an sorgularsın yaşadığın hayatı. tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor. İyisi mi sorgulama, yani dinleme kafayı.
kimseyi küçümseme ve kimseyle dalga geçme. unutma ki herkes senle aynı şartlarda gelmez dünyaya. dedim ya eşitsizlik her yerde diye.
kendini kimsesiz hissettiğin her an şimdi yaşayan bütün canlıların tamamının yüz yıl sonra toprak olacağını düşün. gördüğün gibi herkes yalnız. ha yüz yıl önce ha yüz yıl sonra.
"sabırlı ol her şeyin bir zamanı var" diyenlere kulak asma, yapmak istediğin her şeyi biran önce gerçekleştirmeye bak. ne ara bitecek hayat, ömrün ne kadar bilmiyorsun. hiçbirinin garantisi yok.
annen ve baban hariç kimseyi düşünme, hep kendini düşün. başkalarını düşünmeye alışınca insan kendini düşünemiyor. düşündüğü insan da gidince hepten motoru yakıyor.
Ölümden sonrası için bir şey söyleyemeyeceğim tabi, orası sana kalmış artık. hayırlı traşlar yani. ama burdan daha kötü olamaz, öyle düşün. fazla karıştırma oraları. haydi selametle...
#76260 kamikaze |
11 yıl önce