2
türkiye'nin iki devrimci akımı
türkiye'nin milli demokratik hareketinde, iki ana akım görürüz: biri, yeni osmanlılar (tanzimatçılar değil), genç türkler ve kemalistlerin temsil ettiği akımdır; diğeri sosyalist harekettir.
altı ok, kemalist devrim'in son döneminde formülleştirildi, ancak yalnız kemalist akımın değil, aynı zamanda sosyalistlerin de asgari programıdır. Çünkü:
birincisi, bugün devam eden devrim sürecinde ve türkiye'nin nesnel zemini üzerinde üretilmiştir. milli demokratik devrimi tamamlamak, türkiye'nin önündeki devrimci aşamadır ve sosyalizme kesintisiz olarak ilerlemenin de olmazsa olmaz koşuludur.
İkincisi, yukarıda açıklandığı gibi, altı ok'un uluslararası düşünsel kaynakları, büyük fransız devrimi ve sovyet devrimi'dir. kemalist-sosyalist ittifakı, programın kökeninde vardır. kaldı ki, bu program, daha formülleştirilmeden önce kurtuluş savaşı yıllarında milli kurtuluşçular ile bolşeviklerin ittifakıyla uygulanan devrimci bir pratik içinde gelişmiştir. yine altı ok, 1930'larda sovyetler birliği ile dayanışma içinde yürütülen planlı devletçilik uygulamasıyla son halini almıştır.
devrimci gelenek
altı ok'un kemalistler ile sosyalistlerin ortak programı olduğunu ilk kez biz ileri sürmüyoruz. 1954 yılında hikmet kıvılcımlı önderliğinde kurulan, vatan partisi programı altı ok'u savunmuş ve okları tek tek yorumlamıştı. yine kıvılcımlı, 27 mayıs 1960 devrimi'nden sonra milli birlik komitesi'ne yazdığı mektupta, altı ok ilkesinin uygulanmasını talep etmiş ve ilkeleri açıklamıştı. (bkz. turan İçli, teori, sayı 107, s.33 vd)
bu tavra uygun olarak hikmet kıvılcımlı, 1960'lı yıllarda "yeniden kuvayı milliye" şiarını ileri sürmüştür. mehmet ali aybar'ın önderliğindeki türkiye İşçi partisi de, 1960'lı yıllarda yürütülen mücadeleyi "İkinci kurtuluş savaşı" sloganıyla yürüttü.
"yeniden kuvayı milliye", "İkinci kurtuluş savaşı" sloganları, türkiye'nin hala milli demokratik devrim aşamasında bulunduğu gerçeğine dayanır. kemalist devrim'in kazanımlarının kaybedildiğini gören sosyalistler, yeniden kurtuluş savaşı ihtiyacını vurgulamışlardır.
İşçi partisi de, 1988 yılında sosyalist parti kurulurken ilan edilen programının "demokratik halk İktidarı" başlıklı 9. maddesinde amacını şöyle tanımlamıştır: "İşçi partisi'nin yakın hedefi, ülkemizin, meşrutiyetlerle başlayıp milli kurtuluş savaşı ve cumhuriyet devrimi'yle büyük atılım yapan, yüz yıllık demokratik devrimini işçi sınıfı önderliğinde kesin başarıya ulaştırarak, durmaksızın sosyalizmin kuruluşuna geçmektir."
türkiye'nin bilimsel sosyalistleri, türkiye İşçi Çiftçi sosyalist fırkası'nı 22 eylül 1919 günü kurmalarından bu yana türkiye'nin milli demokratik devrim sürecinde olduğunu saptamış ve programlarına yazmışlardır. buna uygun olarak altı ok'la uyum halinde olan bir asgari program yapmışlardır. 1919 türkiye İşçi Çiftçi sosyalist partisi programı, 1926 tkp programı, 1946 türkiye sosyalist emekçi köylü partisi programı, 1954 vatan partisi programı, 1960'ların türkiye İşçi partisi programları, 1977 türkiye İhtilalci İşçi köylü partisi programı, 1978 türkiye İşçi köylü partisi programı, 1988 sosyalist parti/İşçi partisi programı, hep bu karakterdedir. burada sayamadığımız devrimci geleneğe bağlı diğer sosyalist partiler de, programlarında, milli demokratik devrimden kesintisiz olarak sosyalizme geçmeyi amaçlamışlardır.
ortak hedefler
kemalistler ile sosyalistler arasındaki fark, milli demokratik devrimin tamamlanmasından sonraki devrimci hedef konusundadır.
sosyalistler, orada kalmayarak her tür sömürü, baskı ve yabancılaşmadan kurtulmak için sosyalizmin kuruluşu yoluyla sınıfsız toplumu hedefler.
kemalizm böyle bir amaç gütmemekle birlikte, sosyalizmden etkilenmiştir. Örneğin, "sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış bir toplum" şiarını bir amaç olarak belirlediği zaman, bilimsel sosyalizmin nihai hedefiyle buluşmuş olmaktadır. kaldı ki, mustafa kemal atatürk, amacı, çağdaş uygarlık diyerek açık tutmuştur. kemalistlerin kendi "mesleklerini", 1930'lu yıllarda atatürk'ün ağzından "devlet sosyalizmi" olarak belirlemeleri ve felsefe planında "pratik maddiyatçı" olduklarını açıklamaları da dikkat çekicidir. ancak yine de biz, kemalizm'in amacının sosyalizmi kurmak olduğunu öne sürmüyoruz, sosyalizmle ortak noktalarını ve akrabalıklarını belirlemekle yetiniyoruz.
sosyalizm yoluyla sınıfsız topluma ilerleme amacındaki farklılık, günümüzdeki milli demokratik devrim programına nasıl yansır? bilimsel sosyalistler, kesintisiz olarak sosyalizme geçebilmek için, milli demokratik devrimin işçi sınıfı önderliğinde gerçekleşebilmesi için çalışacaklardır. altı ok programının içinde olmayan budur, olmaması da doğaldır. Çünkü altı ok, işçi sınıfı tarafından üretilmemiştir.
İkincisi ve daha önemlisi, milli demokratik sınıfların ittifak programına, başka deyişle kemalist ve sosyalistlerin ortak cephe programına, hangi sınıfın önderlik edeceğini yazmak gerekmez. Çünkü devrimin önder sınıfını, programlar değil, devrimci pratik belirler. sınıflar arasındaki önderlik tartışmasını, bir tek devrimin pratiği çözer. eğer ittifak olacaksa, programda ortak noktalar belirlenecektir, ayrılıklar değil.
müttefik yoksa, önderlik de yoktur
altı ok, işte milli demokratik sınıfların, siyasal planda kemalist ve sosyalist akımın ortak amaçlarını belirlemektedir. herhangi bir sosyalistin "bu programda niçin sosyalizm amacı yok, niçin işçi sınıfı önderliği yok" diye itiraz etmesi çocukçadır; deneyimsizliğin ve teorisizliğin ürünüdür. ve en önemlisi, bu tavır önderlik iddiasıyla hiç bağdaşmaz. Çünkü önderlik bir ittifak sorunudur. müttefikin olacak ki, önder olabilesin. müttefikin yoksa kime önderlik edeceksin? kendi kendine önderlik olmaz. Önderlik, birden fazla kuvvetin ittifakı durumunda ortaya çıkar. o nedenle ittifakı reddedenler, kendilerinden başka hiçbir güce önderlik edemezler.
bu tür troçkizan akımlar, işçi sınıfıyla da birleşemezler. Çünkü işçi sınıfı, kendisini kurtarmak için, toplumun diğer halk sınıflarıyla ittifak etmek gerektiğini yaşadığı deneyimlerle bilir. bunu, işçi hareketlerinde çok açık görürüz. Örneğin işçi hareketi, özelleştirmeye karşı mücadelede, cumhuriyet devrimi kazanımlarını savunmaya büyük önem vermiş ve geniş güçlerle birleşmiştir. İşte bu tavır, işçi sınıfı pratiğinde altı ok'un keşfi ve uygulamasıdır.
kuşkusuz işçi hareketi, bu tutuma kendiliğinden varmadı. İşçi partisi'nin işçi hareketi içindeki doğru politikalarını deneyerek ulaştı. ancak niçin işçiyi cumhuriyet devrimi'nden koparan politikalar değil de, bu devrimci politika tutmuştur? Çünkü işçi sınıfının ihtiyacına uygundur ve işçi sınıfının kendi deneyimleriyle sınanmış ve doğrulanmıştır.
edit: alıntıdır.
tümünü gör