12
tanımı kişiden kişiye göre değişen kavram. bana göre insanlık için tanımı şudur: bir sonraki adımın ne olacağını belirleyen bir sebebin olmaması durumu. iki çeşidi vardır: -dışsal özgürlük: bir nesnenin bir sonraki durumunu ve eylemini belirleyen dışsal bir sebebin olmaması durumu. (mümkün) -içsel özgürlük: bir nesnenin bir sonraki durumunu ve eylemini belirleyen içsel bir sebebin olmaması durumu. (mümkün değil) şimdi neden dışsal özgürlüğün mümkün, içsel özgürlüğün ise mümkün olmadığını açıklayalım: bir sonraki durumumuzu, kararlarımızı, davranışlarımızı vs. belirleyen birşeyler olmak zorundadır. aksi takdirde rastgele davranışlar sergileriz. bu durum %100 özgürlük anlamına gelir. çünkü yaptıklarımızı kısıtlayacak, sınırlayacak veya belirleyecek herhangi bir sebep yoktur ama böyle birşey mümkün değildir. doğa her zaman sebep sonuç ilişkisiyle işler ve her yaptığımız hareket, davranış veya düşünce bir sebebe bağlıdır. bu sebep dışsal bir etkene bağlıysa dışsal özgürlüğümüz yok demektir. örnek vermek gerekirse; bizim bu dünyada en çok istediğimiz herhangi birşeye sahip bir insan size gelip dese ki "şunu yaparsan sana o en çok istediğin şeyi vericem." bunu duyan insanın çok fazla şansı yoktur. o kişinin dediğini yapmak zorundadır ama sanki kendi isteğiyle yapıyormuş zanneder kendisini ve haliyle özgür zanneder. aslında bir insanın herhangi bir şeye ihtiyacı olduğunu veya herhangi bir şeyi istediğini farkettiğimiz anda bunu kullanarak onun bütün dışsal özgürlüğünü elinden alabiliriz ve onu çok rahat köleleştirebiliriz. eğer ki dışsal bir sebep bizi etkilemiyorsa dışsal özgürlüğümüz sağlanmış demektir. dışarıdaki şartlara bağlı olmadan kararlar verebiliriz veya düşünebiliriz. gelelim içsel özgürlüğe; dışsal bir sebep olmadığı takdirde bir sonraki davranışlarımızı, kararlarımızı ve düşüncelerimizi belirleyen içsel sebepler olacaktır. bunlardan bağımsız olarak düşünemeyiz ve yeni kararlar veremeyiz. çünkü bir insanın düşünmesi o insanın bilgisiyle sınırlıdır ve bunun dışına çıkamaz. bu yüzdendir ki bazı insanlar herhangi bir şeyi çok kolay düşünebiliyor ve olayın farkına varabiliyorken bazı insanlar aynısını yapamıyor. sonra bu çok yönlü düşünen insanlara "zeki" etiketini yapıştırır insanlar. aslında o insan daha çok şey biliyordur. küçüklüğünden beri kafasında diğer insanlara göre daha fazla sebep sonuç ilişkileri kurulmuştur haliyle daha deneyimlidir ama ne kadar çok yönlü düşünürse düşünsün, ne kadar farklı bakış açılarıyla baksa da o insan kendi içsel durumunun tutsağıdır ve özgür olması imkansızdır. bu duruma göre bir insan çıkıp "ben özgür olmak istiyorum." dediğinde aslında dışsal özgürlüğü kastediyordur. yani aslında demek istediği şudur: "benim kararlarımı belirleyecek bir şeyler yapmayın ben kendi kararlarımı içsel durumum ışığında kendim vereyim." bu durum insana %100 özgür olduğu hissini verir çünkü içsel durumumuzu tamamen kavrayabilmemiz mümkün değil. durduk yerde çay içmeye karar veririz ve gidip çay içeriz. sonra da bu kararı özgürce verdiğimizi zannederiz. çünkü kararı belirleyen sebebi dışarıda bulamıyoruz ve içsel durumumuzun farkında değiliz. aslında vücudunuzun o sırada çayın içindeki maddelere ihtiyacı olabilir ve evrimsel olarak bize avantaj sağlayan mekanizmalardan birinin sayesinde siz çayı istemek zorunda kalmış olabilirsiniz. üstelik özgür olduğunuzu zannettiğiniz için bu durum sizi rahatsız da etmez ve paşa paşa gidip çayınızı içersiniz. beynimizde her şey sebep sonuç ilişkisine göre çalışıyor ve özgür olması mümkün değildir. kısacası biz dışsal özgürlüğümüzü elde edip keyfimize bakalım ve içsel özgürlüğü de fazla kafanıza takmayın derim.
#60448 galaxi90 |
12 yıl önce
tümünü gör