2
kişinin ailesinin ailesi alt sınıf, ailesi orta sınıftır. dolayısıyla alt sınıfa çok yatkındır; onların hakkında her şeyi bilir. yer sofrasında yemek yemek nedir, koyun otlatmak nedir bilir. orta sınıfta doğup memur gibi yetiştirilmek nedir onu da bilir. ergenlik döneminde ailesinden nefret ettiği ve utandığı için de ne orta sınıf ne de alt sınıfta olmayacağını, olmak istemediğini bilir. ailesinin durumu orta sınıfa göre çok çok az bir farkla bile olsa daha yüksekse, özel okula gitmiştir ve/ya özel okula gitmiş arkadaşlara sahiptir. gittiği tatillerden, eski komşularından muhakkak bazıları parayı bulur ve bu sayede de üst sınıfı, onların hayatını keşfeder. bazen özenir fırsat bolluğuna, rahat yaşamlara; bazen nefret eder, kusmak ister salaklıklara, boşluğa, boş muhabbete.
en nihayetinde der ki en alttaki çoban gibi saf ve hür; bir memur gibi çalışkan ve tutumlu; bir para babası gibi rahat ve vurdumduymaz olmak gerekir. "cehalet erdemdir" sözüne inanacak kadar çok yanlış şey görmüş, öğrenmiş, tecrübe etmiş; "bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp" sözüne kanmış; her boku öğrenmek istemiş; hiçbir şey bilmeden, hayatı zevk-ü sefa eşliğinde, güle oynaya geçirmeye de özenmiş, elit olmak istemiş.
şžimdi gel gelelim bu durum kötü müdür, iyi midir, tiksindirici midir, eğlendirici midir? efendim working class hero is something to be" gibi bir şarkı sözü var çok ünlü; alt sınıf olmak kötü değildir, daha iyi olabilirsin, olmalısın temalı. alt sınıf olsan da kahrolsun bu sistem diyen, alt sınıfı öven, olduğun yerden mutlu ol diyen var. orta sınıf candır, onu öldürüyorlar, kahrolsun bu sistem diyen, orta sınıfı öven, olduğun yerden mutlu ol diyen var. bütün gün viski içip robdöşambr giymeyi özendiren, hiçbir şey yapmadan bütün hayatı eğlenceye adanmış hayatları öven medyamız, osmanlı geçmişimiz var; üst sınıfı öven, olduğun yerden mutlu ol diyen var. bunların arasında bir oraya bir buraya kayan, ne olduğunu anlamadan oradan oraya savrulup yok olan yüzlercesi de var.
evet, sonuç olarak -herkes için-, nerede olursan ol kendinle alakalı güzel ve çirkin şeyler var. herkes tutturmuş bir yolunu gidiyor işte, dertlenme sen de bunlara, yaşa hayatını. bak ne demiş tanju okan: "vur kendini şaraba, kedere ve aşka vur." herkes, her sınıf kendi halinden, arada kalmışlıktan bile memnun olmayı öğreniyor bir şekilde; öğretiliyor, mecbur bırakılıyor belki ama...
#43640 isinylmz |
14 yıl önce
tümünü gör