29
futbolcuların yönetimi ve teknik ekibi yediği, ilerde de başkana gözünü dikeceğine inandığım, herşeye rağmen çok sevdiğim, ilk aşkım, eşi benzeri bulunmayan camia... çok yanlış şeyler yapılıyor, yazık...
milyonlarca taraftarı üzüyor galatasaray.
kadro yetersiz diyen teknik direktör aylardır bağırıyor, bu adamlarla olmaz diyor, forvetim yok diyor, sen alıyorsun transferin son gününde misimovic'i... adamın koşmadığını tüm dünya biliyor, ama sen çok sert çok zor olan bu ligde getirip adamın oynamasını bekliyorsun. lincoln örneğini henüz unutmamışken neyin kafasıyla hareket ediyor bu adamlar anlamıyorum...
prekazi'nin elinden tutup getirdiği çocuk cana'dan, sarp'tan ne kadar kötü olabilirdi?
pino'yu izledikten sonra keita'yı hatırlayıp hüzünlenmeyen kaç galatasaraylı var?
günde bir paket sigara içtiğini ve büyük bir beşiktaşlı olduğunu tüm türkiyenin bildiği hakan balta'ya neden bir ihtar bile verilmiyor?
hocayla takışan ve futbolu sadece para için yaptığını her fırsatta söyleyen servet ankaragücü maçında sarı kırmızı formayı değil sarı lacivertli formayla oynuyor gibi değil miydi? bunu sadece televizyon başındaki insanlar mı görüyor?
kewell neden hırçınlaşıyor? neden canını dişine takıp oynayan bu adam küsüyor da kulübeden çıkmıyor?
sabri sürekli birşeyler yapmak için çırpınırken neden diğerleri izliyor?
baros'tan başka ruhu olan bir futbolcu yok mu 25 kişilik kadronun içinde?
stoch nasıl kaptırıldı fenerbahçe'ye? onun yerine getirilen pino ile bir karşılaştıralım bakalım kim daha doğru bir iş yapmış?
tüm galatasaraylıların sevdiği haldun üstünel yollanırken, bu seneki transferleri yapan adnan sezgin nasıl hala yönetimde çatır çatır yatıyor?
peki ya artık neden hiçbir süper lig takımı galatasaray'dan korkmuyor? neden hepsi kazanacağız düşüncesiyle sahaya çıkıyor?
ve de son soru; tüm bunların cevabı frank rijkaard'ı yollayıp fatih terim'i takımın başına getirmek mi?
kendimi bildim bileli her zaman galatasaray hayatımın en güzel parçası oldu. ama bu soruları sordukça gerçekten üzülüyorum, futboldan soğuyorum... yazık