12
diyelim ki, evetler %2 önde ya da %5 olsun. yani bu ülkenin tamamına hitap etmek zorunda olan bir metini*, o ülke halkının %45'i beğenmiyor, anlamına gelecek bu. ve %55'lik dilim, durumdan memnun olduğunu beyan etmiş olacak. peki, sandığa gitmeyecek olanların oranlarını hala hiç kestiremediğim için yok sayalım, daha doğrusu çok iyimser bir tablo koyalım sadede gelmek için:
49 buçuk milyon insan, 76 buçuk milyon vatandaşı temsilen 2 farklı oy verebilecek. yukarıda belirttiğim oranları alırsak, 22 küsur milyon -ki her birinin oyu 1.6 kişinin oy sayısına eşit- yani 35 buçuk milyon insan "ben bu anayasaya tabi olmak istemiyorum" dediği halde 27 küsur milyonun -ki 1.6 kişilik oy değeriyle 43 buçuk milyon kişi "ben bununla yönetilmek istiyorum" dedi diye yok sayılacak(böyle hesap olmaz, biliyorum. oldu varsayalım).
mahkumlar ve askerler bu 49 buçuk milyonun içinde değil. doğum tarihi 11 eylül 1992 olanlar o 1.6 kişilik oyu vermeye hak kazanırken, 13 eylül 1992 doğumlu akranları kendi seçme haklarını onlara devretmiş olacak. akli dengesi yerinde olmayanları zaten çıkar.
böyle bir siyasal rejimde bir partinin daha fazla oy aldı diye iktidar olmasını anlayabiliyorum*. o %10'luk barajın b'sini daha anlamıyor olsam da... ama hiç kimse bana 27 milyon kişi kabul etti diye 22 milyon kişinin idare edileceği yasadaki tüm haklarından mahrum bırakılmasını anlatamaz. hele 1 oyun 1.6 oy kadar ediyor olmasını hiç...
her şeye rağmen pazar sabahı erkenden kalkıp "evet" yazılı mührü "hayır"a basacağım. ben de uyursam o gün, pazartesi sabahı yok sayılanların sayısının 1 kişi artmasından korktuğumdan. fakat işte tam da bu nedenle demokrasi denen büyük kandırmacadan hep daha fazla iğreniyorum. beni sabah yatağımdan "hadi koçum, hadi aslanım, sen bu ülkenin geleceğini çizeceksin!" diye kaldıran ve ertesi sabah "bu sefer de kandın gerizekalı!" diye komodinin üstüne parayı bırakıp kaçar gibi kıs kıs gülen adi idare biçiminin adı olduğu için... bana 0.6 kişinin de hakkını verme cür'etinde bulunduğu için...
"demokrasi halkın kendi kendini yönetme biçimidir."
recep tayyip erdoğan ve kodamanları, o tanımdaki 'halk'ın içini dolduruyor 8 senedir. yarın veli ya da ali gelmiş ne fayda... bizim evin köşesindeki bakkal, az ilerideki midyeci ali ağabey, sonra annem... onlar hiçbir zaman kendi kendini yönetemeyecek nasılsa. ama onlar erdoğan ve şürekasından daha mı az 'halk'? değilse, demokrasi tanımında 'halk'ın ne işi var? öyleyse, siz minicik çocuklara hep bir ağızdan yalan söylemeye utanmıyor musunuz ilkokullarda?
"hayır" arkadaşım! kendi götünü kurtarmak için kelime oyunları yapıp rant sağlamaya çalışanlara benim vereceğim günah bile bir şey ifade etmeyecek ama onları var eden, ayakta tutan, ümüğümü sıkan sisteme "hayır".
tanım: * bok.
tümünü gör