5
çocuk bir kızı çok sever, ama öyle böyle değil çok sever... 3 senesini verir, koşar peşinden, uğruna herşeyini yok eder... ne gelecek kalır ne başka bir şey... herşeyi göze alıp gözünü kararttıktan sonra kızı karşısına aldığında yine "efendim 'arkadaşım'?" sözünü duyunca pes eder. der ki, bana bu dünyada yer yok; çaktırmadan uzaklaşır... üzerinden çok uzun zaman geçer, çocuk ankaraya kız istanbula gider. ne kadar farklı hedefler, farklı istekler olsa da, bir şekilde birleştirir kader onları... kız çağırır, oğlan gider. tutuşurlar el ele, dünyanın en güzel şehrini, ama en güzel orospusunu, istanbulu gezerler... galata'da dondurma yiyip, haliç'te balık tutarlar... martılara simit atan turistlere bakıp gülerler. balona binip yükselirler boğazda, ama sadece birbirlerinin gözlerine bakarlar. hava kararır, hiç bırakmadan birbirinin ellerini, giderler o yere... baştan sona yürürler, nerede bittiğini farkedemeden, dar sokaklara girerler tek kelime konuşmadan, sonra içgüdüsel yeniden bulurlar. otururlar bir yere, oğlan içkisini söyler sert birşeyler... ve sonra düşünür " ne kadar sevmiş olabilirim" diye. cevabı bulur, kızın elini hiç bırakmaz. geç saat olur, sabaha kadar yürürler istiklalde, sonra taksiye binip giderler eve. yatarlar yanyana, sarılıp uyurlar. öğlen olunca kalkarlar, kız "anlıyorum" der, "hadi gidelim"... giderler esenler'e, kız oğlana döner ve der ki "her şey oradaki kadardı, her şey istiklal kadar güzel, ama bir o kadar yalandı". oğlan kızı öper ve ankaraya döner...
1 sene sonra bir sabah oğlanın telefonunu polis arayıp, bir arkadaşının öldüğünü haber verene kadar birbirlerinden haber almazlar. oğlan, numarasını nasıl bulduklarını sorduğunda son arama listesinde en üstte olduğunu söyler polisler. kız sadece "istiklal" diye bir not bırakıp kendini asmıştır...
işte bu yüzden şebnem ferah'tan nefret eder bazı insanlar
tümünü gör