3
temel bilim kimya ile arasında dağlar kadar fark olduğu için** öğrencilerinin kendilerini açıklamak adına mühendisliği vurgulamak zorunda kaldığı bölüm, bölümüm. bir final haftası daha yaklaşırken, oturup çalışmak gerekirken birazcık kafa dağıtma ve de deşarj olma adına azıcık çekiştirsem, belki birilerine de yararı dokunacak bilgiler paylaşsam ne mutlu bana. bilgi birikimim yettiğince ve de dilim döndüğünce, objektif kalmaya çalışıp yorumumu kattığım yerlerde bunu belirterek bir soru cevap formatını uygun gördüm sözlük. çok küçücük olaya ilgimi alakamı gösterecek kadar kendimden ve durumumdan da bahsedeyim en sonda yorumlarımı da yaparım.
soru: ey originofsymmetry, sen kimsin ya kimya mühendisliği hakkında konuşuyorsun?
cevap: bölümün demirbaşlarından olmaya yakın, aman ne diye anlatıyorsam ilgili başlığı buraya koyuyorum yeterince fikir verir: (bkz: origin'in mezun olacağı yıl bahisleri). bu sürecin ilk kısmında daha havuz dersleriyle uğraşırken probation bokuna senelerce göt altına gittiğim için bölümle gerçek anlamda tanışmam biraz geç olduysa da ite kaka bir şekilde adapte oldum ama benden sonra okula girenlerin asistanım olmasına hala içten içe rakı açıyorum. neyse çok gevelemiyim fikri anladınız zaten eşsiz bir vaka değilim, yorumları en sonda yaparım.
soru: kimya mühendisliği nedir, kimya mühendisi ne yapar?
cevap: isminde kimya geçtiği için dışardan bakınca ilk akla gelen kalıplara pek uymayan, esasında proses veya süreç mühendisliği altındaki tanımlara katbekat uyan bir alandır. varsayalım bir fabrikanız var, sektörü ne olursa olsun içinde herhangi bir üretim, karıştırma vs. girenler ve çıkan ürünlerin olduğu herhangi bir yerde o süreçleri takip edecek, yeri gelince süreci iyileştirecek yeri gelince risk analizi yapacak* ve tüm bu sürece hakim olacak insanlar kısaca kimya mühendisidir. zaten müfredeta bakarsanız fluid'den thermo'ya, heat and mass'ten control'e, bir üretim sürecinde karşınıza çıkabilecek ve kontrol edilmesi veyahut düzenlenmesi gereken hiçbir parametreyi es geçmiyor. o yüzden ismindeki kimyaya aldanmadan, nerde üretim orda kimya mühendisi diyebiliriz.
soru: e madem öyle, neden ismi kimya mühendisliği?
cevap: mühendislik kısmında mutabık olduğumuzu varsayarak, neden kimya dersek basit: kalıp, montaj ve benzeri alanları çıkarırsak, üretim olan birimlerin hatrı sayılır bir kısmında kimyasallar ve/veya kimyasal tepkimeler mevcut. kimyasal deyince kompleks bileşikler düşünmeye gerek yok, aklınıza gelebilecek çoğu madde bir kimyasaldır.
soru: mezunlar iş bulabiliyor mu?
cevap: soramazsın seviyesinde vasatlıkta sorular oluyor ama cevaplamakta fayda var zira toplumda aksi yönde bir algı olduğunu sezdim. ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma göre tabii ki iş bulmak zor ve uğraştırıcı olabiliyor fakat hem yaygın bir çalışma alanı var hem de üretim olduğu sürece, yani her zaman, ihtiyaç duyulan bir meslek. kendini yeterince geliştirirsen açıkta kalmak gibi bir ihtimalin yok onu söyleyeyim, bu da diplomayı alırken sadece bir işe kapağı atıp paraları cukkalama kafa yapısından çıkıp yaptığın işi sevip bir işe girince de hakkını verme zihniyetine evrilmeye bakıyor. bunlar derin konular, burada okuduğun bir entry ile olacak bir şey değil elbet ama üzülerek bir tespitte bulunacağım, bölümden mezun olup giden, sayıca çok az da olsa bazı insanların bu noktaya erişemeden gittiğini görüyorum, ve bu dediklerim sadece kimya mühendisliği için değil her durumda geçerli şeyler. yaptığınız işin hakkını verin, sevmiyor veya bir noktada seveceğinizi düşünmüyorsanız hiç vakit kaybetmeden alternatifleri değerlendirin. ilk soruya verilecek cevaplardan ufak ufak sapıyorum sanıyorum, iş bulunuyor sen onu dert etme, bu soru burada biter.
soru: bölüm zor mu?
cevap: evet, ama kendini verirsen her şey çok daha kolay ve de zevkli.
soru: tercihimde burayı yazmayı/ bu bölüme geçmeyi düşünüyorum, tavsiye eder misin sayın origin?
cevap: yukarda anlattıklarımdan sonra hala böyle bir soru işaretin varsa olabildiğim kadar açık olayım. bu bölüme tamamen kafasız tavuk gibi tercihler yapıp düştüm, okulda kıçımın kılı kadayıf oldu, herkes gibi vaktinde bitirip siktirip işime gücüme bakamadım. ama bir noktada dank etti ve kendimi vermeye başladım. sonrasında fark ettim ki aslında kendine mühendis sıfatını yakıştırıyosan aldığın derslerin gerçekten çok büyük bir kısmını zaten severek, gönülden dinleyip geçeceksin. kaldı ki olay bir noktadan sonra ders geçme zihniyetinden çıkıyor, aa ba ile bile geçmiş olsan şu konuyu anlamadım ama bunu ben ilerde kullanacağım diye kafana takılıyor sonra açıp bakıyorsun yine. ha, burada bir noktaya dikkat çekeyim, bu düşünce yapısının oturması çok sancıı ve de tamamen senle alakalı. sonra bölümü yazıp 3 sene sonra origin origin sana güvenip yazdık cgpa 1 kaldı probum kaç dönemdir, allah senin belanı versin diye gelmeyin. üniversite zor hacılar. bizim de ilk sene çok çalışıp yüksek ortalama yapma gibi hayallerimiz vardı, o işler o kadar kolay değil. neyse yine sorudan sapıyorum son bir iki söz edip diğerine geçeyim bari.
ben kimyayı çok seviyorum yaa diyorsan açıkçası pek tavsiye etmem çünkü kimya ile alakalı aldığın ders kadar mühendislik adına dersin var ve de sana kattıkları açısından katbekat daha önemli dersler. bu bölümü yazarsan ağır bir mühendislik okumayı kabul etmiş oluyorsun. sadece kimya seviyorum diye yapılacak iş değil zaten lise seviyesinde gördüğün derslerle lisans apayrı şeyler. böyle deyince de ilk sene genel kimya 1-2 alıp e lisedekinin aynısı lan bu diyebilirsin, o kısımda haklısın ve de aynı konular bile olsa alacağın not da başka, işin mühendislik boyutu da bambaşka.
bu konuda gerçekten hem iyi hem kötü çok fazla argüman var, genelgeçer yorumdansa duruma özel tavsiye daha uygun olur. bunun için de biri google'da aratacak da buraya bir şekilde düşecek de bunu okuyacak da ohoo, yine de okuyan olursa ve merak ettiği herhangi bir şey olursa yardımcı olmaktan çok memnun olurum. kendimize bir faydamız olmadı bari başkasına olsun.
soru: origin bu kadar güzel puding yapmayı nerden öğrendi?
cevap: pudingde zor bir şey yok, ateşi güzel ayarla, sürekli karıştır zaten aksi yönde bir çaba sarfetmedikçe güzel oluyor*.
soru: kimsenin okumayacağını bile bile neden buraya yazıyorsun bunları origin, niye ekşi'ye yazmıyorsun mesela?
cevap: allah seni inandırsın sözlük, ekşi'de önemli bir olay olmadığı sürece 5 dakikadan fazla kalamıyorum, sol frame üstüme üstüme geliyor. saçmasapan başlıklar, abuk sabuk genellemeler, çıkarımlar aman düşman başına ya. kimsenin okumayacağı kısmından emin olamazsın, biri çıkar misclick falan filan bir şekilde yolu düşer okur, sözlük tekrar canlanır okur, okunur yani elbet. bir umuttu bizi hayatta tutan. kimse okumasa bile olay benden çıktı zaten, okumayan üzülsün. sanki hayatın sırrını açıklamışım gibi bir hareketler falan, yine kendimden soğudum neyse bu da burada bitsin.
soru: bugünkü aklın olsa yine bu bölümü yazar mısın?
cevap: buna vereceğim cevap yılların birikimi sayesinde kesinlike evet olacak ama burada bir kritik husus var, önümde iki yol vardı, ya bu bölümü sevecektim ya da atılacak veya başka bir bölüme geçip sil baştan başlayacaktım. birazcık mecburiyetten de olsa ilkini seçtim ve bu kararımdan memnunum. bölümümü seviyorum, okulumun bu kadar uzamasının sebebi her ne kadar birazcık bölümümün etkisi de olsa çoğunlukla kendi kararlarım ve hatalarım. işte, bu yollardan geçtikten sonra şu anki aklımla yazardım, ilk seneleri de boşlamaz hatta ortalamamı yükseltme fırsatımı sonuna kadar değerlendirirdim.
soru: e hadi soru kalmadı son olarak ne yorumun varsa yap dağılalım.
cevap: dear 18 year old me diye lafa başlasam yeridir. genel lisans üstüne tavsiyeleri bir kenara bırakırsak, güzel bölüm, keyifli bölüm, iş alanı çok geniş ve elbet kendi mezhebine uygun bir dal bulabileceğin bölüm. okurken götünden ter akacak, gecen gündüzün gündüzün gecen olacak belki ama severek, isteyerek girdiğini varsayarsak keyif alacaksın, öğrendiğin şeyleri hayatının geri kısmında kullanmak gerekceğini ve severek kullanacağını bildiğin için zevk alacaksın.
tamam masal kısmı bitti şimdi daha gerçekçi anlatayım. başka, yüksek puanlı mühendislik istiyordun ve tutmadığı için buraya geldin. ilk iş müfredata bak, hayakindeki bölüme karşılaştır. benziyorsa hoşgeldin, benzemiyorsa vakit çok geç olmadan bir şekilde oraya ulaşmaya çalış. bu bölüm sevmeden bitecek bölüm değil, bitse de bölümü bitirdiğinde olacağın fiziksel ve zihinsel hali keşke şimdiden görebilsen de bunları söylemeye gerek kalmasa.
bölüm hakkında daha sabahlara kadar konuşabilirim ama güldük yeter. bölümle alakalı herhangi bir şey konuşmak veya danışmak isteyen bana yazabilir, şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. origin out.