kayıt

burhan kuzu

  1. 1
    bugün ankara siyasal'da konuşması sırasında ve özellikle de protesto sonrasında sergilediği tavırları oldukça değişik olan siyasetçi.dekanın falan görevden alınmasını istemek için ciddi manada 'farklı bir algı'ya sahip olmak gerekiyor zira.
    #33062 soieponderosa | 14 yıl önce
     
  2. 2
    "sol iktidara az geldiği için az hırsızlık yapıyor, iktidar olsa onlar da çalar" tespitiyle güldürmüş, anti zeka eseri kişi.
    #79127 capulcuvedat | 11 yıl önce
     
  3. 3
    tübitak'tan kovulan 5 kişilik kripto ekibine değinen tweeti ile montaj sorunsalını tamamen bitirmiş, kayıtların gerçekliğini ortaya dökmüş kişi.

    http://imgim.com/bhbvvh_iiaeryrn.png
    #80372 capulcuvedat | 11 yıl önce
     
  4. 4
    erdoğan'ın kişisel hırslarına koltuk çıkmak üzere, akademik görünümlü kıçtan çıkma tezler üreten akp'li mebus.
    (bkz: parlamenter modelde kuvvetler ayrımı yoktur)
    (bkz: işte kuzu kuzu geldim)

    bu adama lisans diplomasını veren istanbul üniversitesi hukuk fakültesinin kapısına, idam kararını yazan kalemin kırılması gibi, kilit vurulması icap eder.
    #97349 Sweeny Todd | 10 yıl önce
     
  5. 5
    parlamenter sistemde yasama ve yürütmenin aynı erk tarafından yapıldığı için kuvvetler ayrılığının olmadığını düşünmektedir. haklıdır da.

    bugün ak parti bunun en büyük örneğidir.

    http://www.vidivodo.com/video/burhan-kuzu-ne-oluyor-programi-2-kisim-cnnturk/1228458

    video'nun 20. dakikasından sonra ,özellikle 35-45. dakikalar, bu konuyu az çok özetliyor.
    daha detaylı bilgi için kendisinin "her yönü ile başkanlık sistemi" kitabı okunabilir.
    #97399 birgaripmakinaci | 10 yıl önce
     
  6. 6
    parlementer sistemde kuvvetler ayrılığı yoktur diyerek bilinen gerçeği bir kez daha gündeme taşımış hukukçudur. anayasa hukuku ile haşir neşir olmuş herkes az çok bilir ki parlementer sistemlerde kuvvetler ayrılığı olmaz, olamaz, olması mantığa aykırı bir durum teşkil eder. Parlementer sistemlerde yasama ve yürütme organı aynı seçimle belirlenir ve yasama erkinde baskın olan grup hükümet kurma yetkisine de sahip olur. Yasama ve yürütme arasındaki erkler ayrımının sağlanması için yürütme organının seçim bazlı değil bağımsız kriterlere göre belirlenmiş olması gerekir ki bu da yürütmenin günümüzdeki etkin pozisyonunu ortadan kaldıracaktır.
    #97408 kamikaze | 10 yıl önce
     
  7. 7
    hocası olduğu dersin kavramları ile sırf siyasi ikbali sebebiyle oynayan hoca.

    anayasa hukuku ile haşır neşir olmuş herkes az çok bilir ki '' parlamenter '' sistemlerde kuvvetler ayrılığı vardır ve bunu inkar hükümetleri despotizm illetine sürükler. yani esasında sistemler, kuvvetler ayrılığı eksenine göre ele alındığında ayrımı şu şekilde yaparsınız;

    a. kuvvetler ayrılığının geçerli olduğu sistemler
    b. erkler birliğinin geçerli olduğu siistemler

    hatta a'yı da kendi içerisinde şöyle ayırarak örneklendirirsiniz;

    a.1. kuvvetlerin yumuşak ayrımına dayanan sistemler - parlamenter sistem
    a.2. kuvvetlerin sert ayrımına dayanan sistemler - başkanlık sistemi diğer adıyla başkanlı sistem

    haliyle yaptığı bu açıklamalar basitçe bir hamleyle evvelki yazarın algısını yaratmak içindir. oysa beyler bayanlar siktiğimin meclisi her şeyi yapmaya muktedir olmasına rağmen bu meşru olmadığı halde müdahale edilebilir olmalıdır.
    yoksa alimallah polise sıkıyönetim günlerine özgü yetkiler verip keyfi şekilde günlerce nezarethanelerde tutulmanıza yol açabilirler. bir anayasa mahkemesi veya denetleyici mekanizma olmalı ki idarecinin keyfiliği dizginlensin di mi tatlılarım?


    not: şimdiki sikik ucube sistemi size parlamenter diye ittiren hocanıza sokayım ben!
    #97420 ismail abi | 10 yıl önce
     
  8. 8
    #97408 tartışma için zemin yaratan yazara öncelikle teşekkürler.

    yasama ve yürütme, aynı seçimle iş başına gelirler önermesi hatalıdır. uygulama bizde şu şekildedir: genel seçimler ile milletvekilleri seçilir. milletvekilleri, tüm vatandaşlara karşı sorumludur. yürütme daha sonra milletvekillerinden oluşan meclis'in güvenoyu ile iş başına gelir, ve meclise karşı sorumludur.

    siyaset bilimi literatüründe yürütmenin, yasamadan ayrı bir kuvvet olduğu her zaman vurgulanır. (montesque, rousseou, locke). kuvvetler ayrılğı ilkesinin esas amacı basittir: otoriter/despotik yönetimlerin bireysel özgürlükleri (inidvidual liberties) kısıtlamasının önüne geçmek. kuvvetler ayrılığı sert veya yumuşak olarak uygulanıyor olabilir. konuyu uzatmamak adına sistemlerin ayrıntısına girmeden şöyle belirteyim: sert kuvvetler ayrılığı başkanlı sistemi, yumuşak kuvvetler ayrılı ise parlamenter sistemlerin kuvvetler ayrılığı ilkesini hayata geçiriş biçimidir.

    seçim sistemi uyarınca, genel seçimler ile meclis üyelerinin seçildiğini, bunların da yürütme organını oyladıklarını belirtmişik. seçim sisteminin, kuvvetler ayrılığının uygulaması ile çok önemli bir bağı vardır: her hükümet, belli planları uygulamaya koymak amacı ile iş başına gelirler. hükümetler, icraatlerini yasalar doğrultusunda yapar. yasaları yapmak ise meclisin işidir. yani yürütme organı, ajandasını uygulamak için meclisin onayına (teorik olarak) muhtaçtır. buna karşın yürütme organı meclise hakim olduğu sürece, kafasındakileri hayata geçirmek için planlarının gerekliliğini/iyiliğini ıspatlama ihtiyacı duymayacaktır. bunun yanında ihtiyaç duyacağı her türlü kaynağı vatandaşlardan sağlamakta pervasız olacaktır(hükümet meclise karşı sorumludur, vatandaşlara karşı değil!) sınırsız vergi salınması, kişisel özgürlüklerin sürekli kısıtlanması gibi sakıncalar sürekli ortaya çıkacaktır.

    kuvvetler ayrılığı ilkesine en çok gelen eleştiri, yönetimde verimi düşürdüğü yönündedir. bu eleştiriye göre, kuvetler ayrılığının mutlak olarak uygulanması durumunda devlet işleri çok yavaşlayacak, sık sık kilitlenecektir. aslında bu eleştiri haklıdır. bu sebeple kuvvetler ayrılığı, özellikle yasama ve yürütme arasında organsal ayrılık fakat yakın ilişki gerektirir. buna karşın hızlı karar alma bahanesi ile birey haklarına devletin kolayca tecavüz edebilmesinin de önüne geçmek gerekir. türkiye'de hükümet icraatlerinin gerçek denetimi, fiilen yükek yargıya bırakılmış durumdadır. ancak yasama yönünden denetimi, sadece anayasa çerçevesinde yapılabilmekte, siyasi olarak sakıncalar ise bu sistemde denetlenememektedir.

    türkiye'de kuvvetler ayrılığının pratikte işlemiyor olmasının ana sebebi ise, milletvekili seçimlerinin parti liderleri tarafından yapılıyor olmasıdır. bu durum, seçmenine sorumlu olması gereken milletvekillerini gerçekte parti başkanlarının emirerleri haline getirmektedir. ha tabii, bir de demokrasinin bilinçli bir vatandaş kitlesi gerektirmesi durumu var, ona bir girersek benim bile okumaya üşeneceğim boyutlara çıkar bu yazı.

    sonradan gelen tanım (ekleyelim de format sebebiyle bu kadar emek boşa gitmesin): binicisine göre kişneyen at.
    #97423 Sweeny Todd | 10 yıl önce
     
  9. 9
    yaptığı açıklama kimsede bir algı oluşturmamış hocadır. teorikte parlementer sistemlerde erkler ayrılığının var olduğunu, seçimlerin de sadece meclisi oluşturmak için yapıldığını biz de biliyoruz ama gel gör ki pratikte bu ne kadar gerçekleşiyor tartışılır. hükümetin görevini ifa etmesi için güvenoyu alması gerekir dediğin uygulama mevcut şartlardan dolayı tam bir saçmalık olmaktan öteye geçemez çünkü güvenoyunda salt çoğunluk aranmaz. bu da yürütmenin önünün tıkanmaması, deyim yerindeyse derenin ortasında dımdızlak kalmamak için alınmış bir önlemden başka bir şey değildir. uzun lafın kısası genel seçimlerde yani yasamada çoğunluğu sağlamış olan parti yürütmede istediği gibi atını oynatır. ayrıca bu sadece akp dönemine özgü bir şey de değildir. türkiyede 1950'lere kadar fırtına gibi esen chp'nin döneminde de yukarda anlattığım aynı olaylar çok daha şiddetli bir şekilde vuku bulmuş, erkler ayrılığı da laf salatası olmaktan öteye geçememiştir. yürütmenin yasamadaki çoğunluğun devamı niteliğinde olmayarak, anayasa mahkemesi tipinde yasamadan bağımsız kriterler dikkate alınarak oluşturulacak bir yapıya bürünmediği sürece de laf salatası olmaktan öteye geçemeyecektir.
    #97429 kamikaze | 10 yıl önce