17
akrostiş şiirler yazmaktır
#99458 yaris |
9 yıl önce
16
kişinin duyu organlarını yitirmesi.
15
eli ayağına dolaşır , aşık olduğu kişi yakınlardaysa konuşurken artık çay kahve ne varsa dökebilir etrafa.
14
yapılmaması gerek şeylerin hepsidir. diğer bir deyişle aşık kişi saçmalar.
(bkz: bir virüs olarak aşk)
#67485 dadada |
12 yıl önce
13
bilgisayara telefona televizyona bakarken mal mal sırıtmak, çevredekilerden tepki alındığında da ne var yaa aklıma bişey geldi vs gibi cevaplarla geçiştirmeye çalışmak.
12
farklı biri olmaktır karşı taraf aşık değilse ona çok salakça gelecektir yapılan herşey.
#34108 w4rdoom |
14 yıl önce
11
sırıtmak, gülmek, ağzın kulaklarda olması, gözlerinin içinin parlaması, herkese sarılma isteği ve sarılmak.
#34094 isinylmz |
14 yıl önce
10
aşık olunan genelde aşık olunması gereken olmadığından büyük çelişkilere düşer kişi. hem hep onla olsun ister, hem hayatına girmesin. hem onla sevgililiğin nasıl bir şey olabileceğinin hayallerini kurar hem aşk ile sevgililiğin alakası olmayan şeyler olduğunu iddia eder- ki gerçekten de yoktur. sevgilinizin yanında huzur bulmanız gerekir, aşık olduğunuz kişinin yanında siz siz değilsinizdir ve müthiş huzursuz olursunuz. çok neşeli bir insan olabilirsiniz ama onun yanında biri ölmüş gibi davranırsınız, çok konuşkan biri olabilirsiniz ama onun yanında ilk üç harfi hebele hübele kem olan yeni bir alfabeyle konuşursunuz. o kişiyle görüşmeden olası bütün sohbetlere çalışmış olmanız gerekir doğal davranabilmeniz için. (merhaba, n'aber bile dahildir çalışılması gerekenlere) çalışmadığınız yerden sorduğu an kalırsınız zaman donar, siz donarsınız. çok basit bir soru veya konudur belki ama ona hazırladığınız laf yoktur işte; saçmalarsınız. saçmalaşırsınız. onun için aşkınızın karşılıklı olup olmadığının önemi yoktur. çünkü siz zaten onun yanında siz değilsinizdir ki, sonra düşünürsünüz bana o kadar saçma halimde aşık olmuş olabilir mi diye. bilmiş bilmiş konuşursunuz, ben zaten bir ilişki istemiyorum içimdeki şey de zaten sadece benle ilgili diye ama yine de en ufak anlamsız davranışını kılı kırk yararak bir anlama oturtursunuz. bunu yaptığınızın da bilincindesinizdir. onun için en ufak bir şeye bile güvenemez, kesin ben anlam çıkarıyorum dersiniz. onun için aşık olunan kişi sana aşığım demediği sürece imalara kapalı olursunuz. en ufak bir konu için haberleşiriz dersiniz. çünkü niyetiniz ona kendinizi tanıtmaktır. demek istediğim, onun yanındayken kendiniz olamadığınız için, telefonla bir sohbet başlatmaktır veya herhangi bir yüzyüze olmayan yöntemle. gerçekten lazım olduğu için veya bir şeyi bahane ederek mesaj attıysanız ya da aradıysanız ve o kişi bir şekilde kestirip attıysa sinir olur numarasını silersiniz. numaranın hepsi olmasa da bir yerleri aklınızda kalmıştır nasıl olsa, o sizi aradığında anlarsınız. ancak o kişi arayana kadar kendinize engel olmuş olursunuz. en soğuk ona davranırsınız. o kişinin adını söylediğinizde bile kendinizi ilan-ı aşk ediyor gibi hissedersiniz çünkü. ve anlasın istemezsiniz. hem anlasın istemezsiniz hem de bilse nasıl olur diye düşünürsünüz. dedim ya siz o dönemde çelişkiler yumağısınızdır. bir teşekkür ederim dediğinizde bile ne çok şey ima ettim artık bir söylemediğim eksik kaldı dersiniz, o yüzden o kişiye çok kızarsınız. sizinle dalga geçtiğini düşünürsünüz. o sizinle o kadar rahat konuşabiliyor diye de sinir olursunuz. aşık olduğunuz kişi en çok kızdığınızdır da o yüzden. o güne kadar bilmem kaç senelik ilişkinizde aldatılmış olsanız da, çevrenizden birileri sizin hayal ettiğiniz şeyleri gerçekleştirirken siz izlemiş olsanız da kimseyi kıskanmamış olabilirsiniz. ve çok da büyük konuşmuşsunuzdur zamanında ben kimseyi kıskanmam diye. ancak bir gece kendinizi o kişinin eski sevgililerini araştırıp kıskançlıktan geberirken yakalayabilirsiniz. hayal kurarsınız sonra, bol bol. binbir çeşit senaryo yazarsınız kafanızda. hepsinde de karşılıklıdır bu içinizdeki "şey". ben ona göğsümde oturan 150kiloluk adam demeyi tercih ediyorum. uyuyamaz, kitap bile okuyamaz, düşünemezsiniz. kalbiniz her an o kadar hızlı çarpar ki. herkes anlıyor sanırsınız. elleriniz hep soğuktur mesela, yanaklarınızdan da ateş çıkıyormuş gibi olur.
sonra bir gün tüm bunları çaylaklık dönemi dışında daha hiçbir şey yazmamış olduğunuz sözlüğe yazarken yakalarsınız kendinizi. çünkü telefon numarası hala yoktur rehberinizde yani aramamıştır ve arayana kadar da onun hakkında konuşma yasağı getirmişsinizdir kendinize. hayatınızda ilk defa aşık olmuşsunuzdur. ve anlarsınız işte aşk nedeni olan bir şey değilmiş. oluverirmiş. hatta belki hayatınızda başka biri varken bile. çünkü aşk sevgililik ilişkisini yürütmek için gerekli bir şey değilmiş. ne çok yalan söylemişim bugüne kadar dersiniz sana aşığım dediğiniz kadınları -- veya adamları-- düşünürsünüz. bir de yanında hiç konuşamadığınız "o" nu.
çok çok fenayım be sözlük. sanki hiç geçmeyecekmiş gibi. onda hep o sihirli bir şeyler olacak ve ben hep büyülenerek bambaşka biri olacağım yanında nitekim fazla uzun sürmez bu fiziksel değişikliklere ve alışkın olmadığım hormonlara bünyem fazla dayanamayabilir.
9
kendini kendi olmayan birine adar, körü körüne bağlanır, hayatını hiçe sayar
8
hafta içi gece sırf o çok istedi diye milongaya gider her bir duble rakının arasında 4 şarkı tango yapar. bi küçüğü tek başına bitirdikten sonra sabah işe gidemez, bütün gün verdiği her lokma önce yenilir sonra kusulur yaptığı ivrenç nane limon bile içilir ve kusulur. sonunda hastaneye zor yetiştirilir. aşk kötüdür.
7
arkadaşlardan kopmaktır bazen ne yazık ki.sonra onlara tıpış tıpış geri dönmektir.
#30679 lala |
14 yıl önce
6
bazen ne dediğini duymadan konuşmaktır.
5
susmaktır bazen.
#30664 vuzehur |
14 yıl önce
4
dişler daha sık fırçalanır, ayna karşısında daha fazla vakit harcanır, zulalanmış paralar cüzdana aktarılır vs.
#30663 chronzon |
14 yıl önce
3
saçmaladığnı bile bile saçmalama yeteneği kazanır.