26
insanlarının hep bilmiş olduğu bi o kadar da sığ ve başka şeyleri görmeyen insanlar olduğu şehir.
kendini diğer memleklerden olan insanlara karşı üstün sanan insanlara sahip şehirdir. ulaşımı kötüdür. denizi bok kokar. ankarada istanbulda yaşayan bi insan için izmir pek de yaşanılası biyer gibi gelmez hani küçük gelir. ankara çok mu büyük lan diyebilinir ama izmir de pek ufak.
ama gene de gezmek için kordonda bira nargile yapmak için gidilir bir şehirdir.
#29458 sondaj |
14 yıl önce
25
henüz hiç gitmememe görmememe rağmen, 20 senedir hep bir hayranlık bir istek duyduğum şehirken, üç gün içinde sınırsız nefretimi kazanan bir yere dönüşmüştür...
kurduğunuz hayali eğer başkası gerçeğe dönüştürüyorsa, sizin düşlerinizi çalıyorsa, artık ondan da nefret ediyorsunuz, bunu da yeni farkettim...
24
alakam olmadığı halde aşığı olduğum şehirdir İzmir, ankara'dan sonra önce insanının rahatlığı, sonra farklılığı cezbeder sizi, eğer İzmir'de yaşamıyorsanız İzmir'in havasını soluduğunuzda sarhoşluk çöker üstünüze, tabii herşeyden önce benim gibisi için 'İzmir göztepedir bilader'.. senede en az 2-3 defa ya bir bahane uydurarak ya da açık açık 'ben maça gidiyom ya' diyerek ve 'İzmir havası solumadan yaşanır mı be bilader' mantığının ardına sığınarak kaçtığım şehir ötesidir.. ankara'dan -eğer yalnız değilseniz- trenle gidip tuvalette içip etmesi de pek keyifli olur hani (bkz: yemeklide bira 6.5tl yuh )..
#22605 turac |
14 yıl önce
23
İzmir; dokuz ayı yaz olan şehir, ormanların yeşiliyle sarısıyla maviye ulaştığı yer, körfezi ve sayısız koyuyla turizm cenneti, bir ucundan diğer ucu gözüken memleket. İnsanlar selamıyla, hoş sohbetiyle bilinir; erkekleri dosttur, sidik yarışı yapmaz, arka çıkar burada; kızlarıysa rahattır, çıplaklık tribine girmez, her şortlu,etekli,askılı kız kaşar değildir rahattır sadece rahat… Çocuklar küfrü, siniri, gerginliği, mutsuzluğu ergenliğe girinceye kadar bilmez, keşfedemez. yaşlılar yürümeye üşenmez, dolmuşta,otobüste “yok yok yavrum sen otur - yok teyzecim otur lütfen” gibi tatlı inatlaşmalar olur, bakonlarda otururlar komşularla oradan laflarlar. aileler parklarda,merdivenlerde çekirdek çitlemez, çiğdem yer, çay içer. sabah altıda işe çıkan gevrekçide yediye kadar mümkünü yok elinde boyoz ve yumurta bulamazsın, ister ellişer ister yüzer tane koysun… lafın kısası izmir buram buram deniz ve kız kokar külebinin dediği gibi; temizdir, berraktır sokakları aynı insanları gibi.
#22524 isinylmz |
14 yıl önce
22
(bkz: take me down to the paradise city)
21
izmirin denizi kız, kızı deniz, sokakları ise hem kız hem deniz kokar der cahit külebi ve yılmaz özdil de der ki;
"İzmİr"
türkiye’den sıkıldığım zaman İzmir’e giderim ben.
simite gevrek
deriz biz...
Çekirdeğe çiğdem.
kordon elektrik
aleti değildir.
kumru da kuş değildir
bizim için...
yengen’i yeriz.
sen sigorta dersin...
biz asfalya deriz.
uzatmayız...
gidiyom geliyom deriz.
domates dediğin, domat işte.
evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz. bi oturuşta 60’ar 80’er midye yeriz, istifno severiz, cibez’e bayılırız; gece 3-4 gibi boyoz’a dalmazsak, kan şekerimiz düşer! boş lafa karnımız toktur bu arada, tırışkadan teyyare gibi atasözlerimiz vardır...
*
paraşüt kulesinden atlamayana kız vermezler; kızlarımızı da tavlayamazsın ha... canı çekerse, o seni tavlar! liseye giden kızının erkek arkadaşının olması kasmaz babaları; kendilerinin de kız arkadaşı vardı lisede... bak iddia ediyorum, okey şampiyonası düzenlense, İzmirli kadınlar alır kupayı... erkekleriyle kahveye giderler çünkü... Şaşırdın di mi? al buna da şaşır, nargile içerler... askılı giyerler, şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, bi çakar, bi de duvardan yersin... gönül yazar’ız, sezen aksu’yuz; bir gül takıp da saçlarına, çıktı mı deprem sanırdın kantosuna, karantinalı despina’yız... sensin varoş! biz tenekeli mahallede bile el ele gezeriz.
*
erkeklerimiz de fena değildir hani... detaya girmeyeyim, ayhan işık, metin oktay, mustafa denizli mesela, bi fikir verir sana... ertuğrul Özkök’ün kırdığı cevizleri okuyoruz; eşi kafasına ütü atmış... ayıptır söylemesi, mahsun kırmızıgül’le alişan’ı ayırt edemeyiz biz.
*
gülümseriz.
*
enginarın başkentidir; İzmirlidir incir. kazandibi hemşeri... 78 çeşit köftemiz olduğu için, mcdonald’s’ın bunalıma girdiği tek şehirdir... zeytinyağı severiz, dünyanın en boktan durumuna bile düşsek, zeytinyağı gibi üste çıkmayı daha çok severiz... sana ne birader, keyfimizin káhyasıyız, yazlıklara gitmek için 8 şeritli otoyol yaptık; güzelbahçe, seferihisar, urla, karaburun, Çeşme, öbür tarafta dikili, foça, çipurayız... pak bahadur’u özleriz... durup dururken faytona bineriz, bi yere gitmeyiz aslında, öööle turlarız... hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun İzmir’de.
*
siz sembol diyorsunuz ama, saat kaç diye saat kulesi’ne bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile zahmet edip kafasını kaldırmaz, birbirine sorar saati! rahatızdır... Çocukları kemeraltı’da kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, çıkışta kemeraltı karakolu’ndan alırız... ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan, iyi mi... aceleye gelemeyiz! bir sene önceden duyurmaya başla, de ki, 22 ağustos saat 20’de tiyatro başlıyor... 20.30’da geliriz... sanatçılar da İzmirliyse, tiyatro zaten 21’de filan başlar... uçak 6 saat rötar yapsın, istifimizi bozmayız, bizim için ekstra bira içme vesilesidir bu... kuyruk olmaz, çünkü kuyruk varsa, İzmirli sıkılır, gider. pratiktir... 201 sokağı bulduysan, yanındaki 202’dir. tek tek isim vermeye üşeniriz.
*
35’imiz var.
35 buçuğumuz da var.
34 plaka gördük mü, kapışırız... arkadan sirenleriyle isterse cumhurbaşkanı gelsin, bana mı sordu, tarladan gitsin, makam arabasına yol vermeyiz.
*
Özetle, arızayız!
*
erkek çocuklarına en çok "efe" adı konulan şehirdir orası... zeybek duyduğumuzda, içimiz cız eder, kalkar oynarız. hasan tahsin orada, kubilay orada, latife hanım orada, zübeyde hanım bize emanet, bize... mustafa kemal de, ağlar kadınlarımız... sokak sokak, bulvar bulvar, milli mücadele müzesi’dir... İstanbul’daki gibi birinci ahmet Çeşmesi falan yoktur orada... ankara’daki gibi cinnah caddesi, arjantin caddesi de bulamazsın pek... recep tayyip erdoğan kavşağı’nı teklif etmez hiç kimse.
*
bakın, tayyip erdoğan dedim, aklıma geldi... bugün İzmir’de miting yapacakmış başbakan.
*
kendisine ev sahibi olarak, ayla dikmen’in kordon’da üstü açık otomobille gezerken söylediği ve türkiye’nin anca yıllar sonra keşfettiği parçasını armağan ediyorum: "ben söylerken gülmedin mi? falımızda ayrılık var demedim mi? anlamazdın, anlamazdın..."
#8648 isinylmz |
15 yıl önce
20
büyüdüğüm çocukluğumu geçirdiğim veee çoooook özlediim güzel şehir...
19
uzakta olunca özlenen, olmayınca da bazen depresif hallere sokabilen şehirdir.
#4245 adonis |
15 yıl önce
18
her insanda karşıma çıkan şehir. ya oradakileri bana getir ya oradakileri bende bitir!
17
başka bir havası vardır izmir in ya ondan insanı farklıdır daha, sorunsuz, telaşsız, umursamaz gibi. güzel şehirdir onun yanında soyutlanmıştır sanki tüm ülkeden. havasından suyundandır umursamazlığı, dalga geçer gibi. herşey daha pembedir izmirde. halbuki gridir bu ülkenin rengi, izmir şahane bir illüzyonla saklar grilikleri; ve gün gelir siyahla tanışır izmir insanı afallar, işte tam da o zaman en çok umursayan olur tüm kanıksayanlara kıyasla; gerçekle yeni yeni tanıştığı için. ondandır belki de ankara nın tüm griliğine inat zamanla izmirden daha fazla sevilmesi... zaman yoktur izmirde ama bir koşuşturmaca değil midir hayat ve izmirlinin şaşkınlığı hayat karşısında çok normal değil midir?.. izmir güzeldir ama sahtedir, gerçekler tüm çirkinliğine rağmen hayatı yaşatır kanata acıta, ve güzelleşiverir işte..**
#4128 geist |
15 yıl önce
16
(bkz: gavur izmir)
#2093 mcevely |
15 yıl önce
15
kıbrıs'a alıştıktan sonra götümü donduran havaya sahip şehrim.
#2044 civit |
15 yıl önce
14
hatırlamamaya çalıştıkça her gün daha da özlediğim gavur memleketim.
hayır daha gidemedim, gidemiyorum da, nasıl bıraktıysam öyle bulamıyorum, insanlarını, denizini, kordonunu, kumrusunu, çarşısını, karşıyakasını, bostanlısını özlüyorum.
ama en çok sahilde yürümeyi özlüyorum, amaçsız ve zamansız
13
çağdaşlığı bir yaşam biçimi olarak benimsemiş olan ve ankara'nın insanlarını gördükten sonra sıcak kanlı, güleryüzlü insanlarını özlediğim çekirdeğe çiğdem diyen memleketim
12
bu kadar tutkuyla anlatılan hikayeden ve insanlarını tanıdıktan sonra gitmek için can attığım yer. bu sene kesin ordayım*
#1510 alice |
15 yıl önce