1
1950 li yılların başında doğmuş 20. yüzyılın en büyük yazarlarından biri kabul edilen japon yazardır..
(ukde: gzmaknc)
#26455 mt2atakan |
14 yıl önce
2
sahilde kafka, imkansızın şarkısı gibi kitaplarıyla beni mest etmiş, pek başarılı, pek dolu, pek etkileyici japon yazar.
#30947 gzmaknc |
14 yıl önce
3
sahilde kafka gibi akıcı, güzel, böyle nasıl söylesem muhteşem bir kitap yazmış olan büyük japon ustamızdır okunmalıdır, okutulmaldır
#30953 zoneiw |
14 yıl önce
4
iki cümleyle içimde fırtınalar koparmış, cümlelerin doğruluğu söylenecek cümleleri beraberinde getirmiştir. ''mutluluğun tek bir türü vardır, ama mutsuzluk binbir şekilde ve büyüklükte gelebilir. tolstoy'un dediği gibi: 'mutluluk masal, mutsuzluk ise öyküdür.''' (sahilde kafka'dan)
5
sahilde kafka'yı okuduktan sonra tüm kitaplarını okumaya niyetlendiğim çok sevgili yazar.japon edebiyatına daha fazla saygı duymamı sağlamıştır. ayrıca ''normal insanların kulağı duyamaz.'', ''beni anımsamanı istiyorum.senin anımsaman yeterli.başkalarının unutması hiç umrumda değil.'', ''sakin, ama bir genç kız gibi meraklı, yeniliklerin peşinde, mücadeleci bir ruh var burada'', ''sorumluluk rüyalarda başlar'' sözleriyle bana ve eminim birçok kişiye ilham kaynağı olmuştur.
6
"Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında" adlı kitabını okuduktan sonra halen okumaya devam ettiğim "1Q84" kitabını okumaya başladığım, yapraklarında ABD'den çıkan bir rüzgarın esintisinin hissedilebileceği Japonya'daki bir ağaç olarak tanımlanabilecek bir yazar.
Daha önce aldığı Edebiyat Ödülleri şunlardır;
1996 Yomiuri Edebiyat Ödülü ("Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle)
1985 Tanizaki Ödülü ("Sekai no ovari to hahdo bohrudo"yla)
1982 Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü ("Hitsuci vo meguru Bohken"le)
1979 Gunzou Edebiyat Ödülü ("Kaze no oto vo kike"yle)
-Bunlardan sonra, tam olarak tarihi konusunda bir fikir sahibi olmasam da, Cotzee, Kundera ve Naipaul gibi yazarların da zamanında layık görüldüğü "Jerusalem Prize"ın sahibi olmuştur son olarak.
Edebi şahsiyetinden sonra yazarlığı hakkında söylenebilinecek sözler, 1Q84'ü baz alarak özellikle, sürükleyici bir anlatım, arı bir dil ve çok iyi planlanmış bir kurgudur basitçe. Romanlarında genelde diğer Japon yazarlarda hissedilen Japonvari bir disiplinden söz etmek pek mümkün değil. Kitabı okurken daha çok Batılı bir yazar tarafından yazıldığı hissine kapılıyorsunuz. Ancak bunun yanı sıra, yazarı öne çıkaran en büyük vasıflarından biri karakterleri üzerinde derin bir ruhsal çözümlemenin yanı sıra, yaptığı betimlemelerin dış kapının mandalı gibi kalmayıp tabiri caizse "cuk" diye oturması. Zevkle okunan bir kitap olmasının yanı sıra, diğer güncel yazınla özellikle benzeşen bir tarafı ise eserlerinde bir "seks" olgusunun varlığının kolayca hissedilmesi. Gerçi bu da cinsel hayatın ruhsal çözümlemelerin ve olay örgüsündeki kurgulamanın bir parçası mı yoksa diğer günümüz yazınının çoğunda bulunan basit cinsel deneyimleri aktararak okuru biraz daha bağlamaya çalışarak olay örgüsünün devamlılığını mı sağlamak diye bir sorunsal oluşturuyor. Ancak tabi ki bu sadece küçük bir analizden öte değil.
#77082 ayiboan |
11 yıl önce