6
notre dame de paris'deyiz bir gün. azizim hıncahınç dolu. kuşluğa yakın çan sesleri. gündelik çalınırmış buralarda öyle öğrendik. fransız halkı hıristiyan, fransız kültürü de hıristiyan kültürü olduğundan mütevellit içeri girdim hemen. önce bekçiyi sonra zangoçu uyardım. "ben inançsızım. burda bunu çalamazsınız. bu durum hıristiyan olmayanların haklarına saygısızlık olarak da değerlendirilebilecek durum" dedim. "beyfendi" dedi bekçi o zenci kırması frasızcasıyla. " burası neresi farkında mısınız? özgürlük, hürriyet ne demek bilir misiniz, iki sokak aşağıda pagoda var, 7/24 tütsü dumanından göz gözü görmüyor, ağzımızı açıp laf etmiyoruz niye? ". ben anlamam dedim. "anlamazsan sikerim senin toynağını davar, tölerans kavramından bihaber çoğunluğa kendi azınlığının kurallarını dayatmaya kalkan faşist." dedi. ağır geldi özellikle biz türkiye'de dincilerle sağcılara faşist derdik. o sırada zangoç geldi. "ne diyo bu şimdi?" diye sordu. "çan çalmayacakmışsın rahatsız olmuş." "sikerimla senin rahatını inancımızın gereğini sana mı soracaz lan kakalak!" dedi. sonra papazlar etrafımı sarmaya başladı. deplasmandaydım. cevab veremedim. doğruca ülkeme döndüm. ne de olsa burası özgürlükler ülkesiymiş. şimdi anladım.
14
(bkz: aramaya inandım)
bazı insanlar özellikle sabah ezanının verdiği huzurdan bahsederler. bu iki çelişkiyi anlamış değilim. bazı insanlara korku hissettirirken bazılarına huzur vermesi çok garip.
en başta gecenin bir yarısı uykum bölündüğü için uykulu halde sinir küpü oluyorum zaten, sonra tüm o beş on dk boyunca içimdeki bütün kötü düşünceler ortaya çıkıyor. kötü düşünce derken, bilemiyorum şu an o anı tarif edemiyorum. iç sıkıntısı, böyle içe öküz oturmuş hissi gibi bir şey.
4
(bkz: alevi köylerine cami yapmak)
13
muezzinin sesinden ve okundugu saatten kaynaklanabilen korku. ya da belki inananlara her saatte izlendiklerini dusunduruyor olabilir. kucukken allahin kendini hatirlattigini, bizi uyandirmaya calistigini dusunur uyanirsam saygidan oturur pozisyona gecerdim yatakta. sonralari duymamis gibi yapmaya basladim.*
ezani genel anlamda cidden gereksiz bulsam da normalde sabah ezanlari hosuma gider tuhaf bir sekilde. hafifce hava agarmaya baslarken mistik bir hava katar o ana. urpertici, gerilim filmi izler gibi. kuslar ciyaklamaya baslar, cevre camilerden de biraz ses gelir topluca ayin gibi, yani ne bileyim butun sehirde hemen ayni anda arapca bir seyler** okunuyor acili acili ve herkes aliskin kicini devirmis uyuyor. hakikaten cok tuhaf. korku degil de huzursuzluk veriyor sanki.
bir de cok fazla cami var be su an 4 farkli ses ezan okuyor burada. muezzinlerden bir tanesinin sesi guzel sadece.
10
insanların yetişme tarzı ile alakalı olduğunu düşündüğüm durum.
zaten korkuların çoğu bilinçaltı ile alakalı olan yersiz korkulardır.
örneğin karanlıktan korkmazsınız aslında. karanlıkta göremediğiniz ama tehlikeli olabileceğini düşündüğünüz şeylerden korkarsınız.
yükseklikten korkmazsınız, yükseklikten düşmekten korkarsınız. vs vs
bunun gibi ezan korkusu olan insanların da korkularının asıl sebebinin araştırılması gerektiği kanaatindeyim. zira ezandan korkmak için bir sebep yok.
ben küçükken daha okula dahi gitmeden önce ramazan ayında sırf ezanı dinlemek için sahura kalkardım.
bjk'li demba ba geçen günkü verdiği röportajda "sabah ezanı ile uyanmak çok güzel bir duygu" dedi.
#90536 fenomenon |
10 yıl önce
16
bkz: dosta güven düşmana korku vermek