kayıt

can dündar

  1. 8
    abd'deki maraton patlaması ve bir hafta kadar önce afganistan'da meydana gelen ve pek çok sivil/çocuğun öldüğü nato saldırısı arasında mantıklı ve adil bağıntılar kurmuştur. bugünkü yazısında buna değinmiş, güzel de etmiş.

    batı'nın başına gelince auvv, doğu'nun başına gelince haber değeri bile yok. e adam da sormuş haliyle bir gazeteci olarak, seninki can da onunki patlıcan mı diye.

    http://gundem.milliyet.com.tr/bu-fotografi-da-gorun-/gundem/gundemyazardetay/18.04.2013/1695031/default.htm
    #65002 stfu | 12 yıl önce
     
  2. 7
    (bkz: demir kırat), gölgedekiler ve aynalar belgesellerinin yönetmenidir.
    #60804 tp | 12 yıl önce
     
  3. 6
    'ilk öpüştüğüm kişiydi o.
    dudakları dudaklarımdayken,
    söylediği sözü hatırlayınca,
    gülümseme oluşur yüzümde, engel olamam.
    'sen öpüşmeyi bilmiyorsun ki'
    evet
    bilmiyorum.
    ama hiç şüphesiz ki, sana koca bir masumiyet sunabilirim, ki sundum!
    olmadı, aşkları da ticarete döktüler artık.
    her sevgili tecrübeli eleman arıyor.

    şimdi söyle;
    aşkına layık olmam için kaç referans göstermem gerekiyor?'
    #50737 limonata kolonyasi | 12 yıl önce
     
  4. 5
    mustafa filmi ile kredilerini harcamış belgeselcidir.
    #24744 ekmekvarpastavar | 14 yıl önce
     
  5. 4
    türkiye'de belgesel alanındaki çalışmaları oldukça önemli olan ve dikkatle takip edilmesi gereken,etkileyici bir ses tonunun sahibi gazeteci/yazar.bir yazısının son kısmı aşağıdaki gibidir ve kişisel tarihimde oldukça yer etmiştir:

    ''..yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllardan da geriye...
    bir tek sevgi olacak bunca telaştan artakalan...
    ...öteki yalan...''
    #23426 soieponderosa | 14 yıl önce
     
  6. 3
    milliyet gazetesi'nde ada başlıklı köşe yazıları da yazan kişi.güzel yazılarından birisi de şudur ;

    -- spoiler --


    ağır bir Öss sorusu gibiydi esquire dergisininki... “hayattan ne öğrendiniz?”
    verilen süre içinde aklıma gelenleri aşağıda yazdım.
    yanlışların doğruları götürmeyeceğini umuyorum:
    * * *
    sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. işığı gördüm, korktum. ağladım.
    zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. karanlığı gördüm, korktum.
    gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
    ağladım.
    * * *
    yaşamayı öğrendim.
    doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.
    * * *
    zamanı öğrendim.
    yarıştım onunla...
    zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...
    * * *
    İnsanı öğrendim.
    sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
    sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
    * * *
    sevmeyi öğrendim.
    sonra güvenmeyi...
    sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.
    * * *
    İnsan tenini öğrendim.
    sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
    sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.
    * * *
    evreni öğrendim.
    sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
    sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.
    * * *
    ekmeği öğrendim.
    sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini...
    sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
    * * *
    okumayı öğrendim.
    kendime yazıyı öğrettim sonra...
    ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
    * * *
    gitmeyi öğrendim.
    sonra dayanamayıp dönmeyi...
    daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
    * * *
    dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
    sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
    sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.
    * * *
    düşünmeyi öğrendim.
    sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
    sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.
    * * *
    namusun önemini öğrendim evde...
    sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
    * * *
    gerçeği öğrendim bir gün...
    ve gerçeğin acı olduğunu...
    sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.
    * * *
    her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.


    -- spoiler --

    not: ''hayattan ne öğrendim'' yazısı 16 haziran 2008 tarihli milliyet gazetesi'nde yayımlanmıştır,alıntıdır.
    #22355 melancholia11 | 14 yıl önce
     
  7. 2
    beni depresyona sokabilmiş adamdır, şöyle ki; kişinin yaşlandığını anladığı an , can dündar'ı kitap fuarında beyaz saçları, kır sakalıyla görmektir. *
    #17119 gzmaknc | 14 yıl önce
     
  8. 1
    arastırmacı, gazeteci, yazar. ayrıca bırcok belgesele de ımzasını koymustur. cektıgı mustafa adlı ataturku anlatan fılmle de bır cok olumlu ya da olumsuz elestırının odagı olmus kısıdır. sıır seslendırmeler de ayrı bır guzeldır.
    #17111 matematicus | 14 yıl önce