16
türk futbolunun yetiştirdiği en büyük futbol adamıdır. bugün bu ülkenin övünecek bir şeyleri varsa şu sporda, yarısından fazlası fatih terimin eseridir.
karizması ve motive etme özelliği ile dünyanın sayılı teknik adamlarındandır. teknik ve taktik bilgisi çok iyi olmasa da her zaman 10 dakika hazırladığı bir b planı bulunur.
yabancı dil konusunda ise hunharca eleştirilir kendisi, ama kimse de düşünmez bu adam 40 yaşından sonra iki tane yabancı dil öğrendi diye...
17
yaptığı basın açıklamasıyla gönülleri fetheden başarılı teknik direktör.adam gibi adam
#52442 dominozor |
12 yıl önce
18
http://i50.tinypic.com/33eoegx.jpg
#55332 stfu |
12 yıl önce
19
takım milliyetçiliğinden de olabilir ama bir gerçek var ki fatih terimi galatasaraylı olanlar dışındakiler sevmez (ben de dahil), ayrıca iyi bir teknik direktör olmasına kimsenin de itirazı yok ama doğrusu şu ki galatasaraylıların öve öve bitiremediği "karizması ve adam gibi adamlığı" büyük ihtimalle italyadan kaptığı mafyalıktan geliyor.napıyım sevemiyorum zat-ı şahanelerini.
buyrunuz;
http://www.youtube.com/watch?v=dQoaoxpMbJc
#55346 respector |
12 yıl önce
20
kariyer ya da herhangi başka bir pozitif kriter açısından bir mircea lucescu bile etmeyen teknik direktör.
#60162 stfu |
12 yıl önce
21
o bir ingilizce fenomeni
#60166 noraluca |
12 yıl önce
22
Şahsi yorumumca kendisini zorla Galatasaray'dan kovduran, "Galatasaray" demeye dili dönmeyip "Galassaray" diyen efsane teknik adamdır.
23
ego.
#75652 avatar |
11 yıl önce
24
yerine kim gelecek olsa isminin sürekli karşılaştırılacağı teknik adam. imparator.
25
tükiye futbol tarihindeki en önemli futbolculardan ve teknik direktörlerinden biridir.
ancak kendini beğenmiş havası olduğundan dolayı kendisini sevmeyen çok kişi vardır.
adana'da doğmuş. futbolculuk kariyerinde adana demir spor'dan sonra uzun yıllar galatasaray'da oynamıştır. ancak ne gariptir ki galatasaray'da futbolcu olarak hiç şampiyonluk yaşamamıştır. çünkü galatasaray'ın o meşhur 14 yıl boyunca şampiyon olamadığı yıllarda top koşturmuştur.
aynı zamanda türkiye a milli futbol takımı'nda 50. kez forma giyen ilk futbolcudur kendileri.
futbolculuk kariyerinden sonra bazı takımlarda göreve başlamış ve 1993 yılında a milli takımın teknik direktörlüğü görevine gelmiştir. 1996 yılında a milli futbol takımını ilk defa avrupa futbol şampiyonası finallerine taşımayı başarmıştır.
bu başarıları neticesinde o yıl -hatta daha avrupa futbol şampiyonası devam ederken- galatasay'la anlaşmış ve 1996-2000 yılları arasında art arda 4 lig şampiyonluğu ve 1 uefa kupası kazanmıştır. bu başarılarından sonra imparator olarak anılmaya başlanmıştır.
ardından italya'ya gidip acf fiorentina ve ac milan takımlarını çalıştırmıştır.
2002 yılında tekrar galatasaray'a dönen terim başarılı olamadığı için 2004 yılında takımdan ayrılmıştır.
2008 yılında 3. defa avrupa futbol şampiyonasına katılan milli takımı yarı finale kadar taşımış ve a milli takımın bu turnuvadaki en büyük başarısını elde etmesini sağlamıştır.
2011 yılında tekrar galatasaray'a dönen terim 2 sezonda 2 lig şampiyonluğu yaşamış ve 2012-2013 yılında takımı şampiyonlar ligi çeyrek finaline taşıyarak turnuvadaki en başarılı türk takımı olmasını sağlamıştır.
2013-2014 sezonunda 20. şampiyonluğu kazanıp 4. yıldızı armasına takmak isteyen galatasaray'ın başında göreve devam eden terim özellikle başkan ünal aysal ile arası uyuşmadığı 24 eylül 2013 tarihinde görevden uzaklaştırılmıştır.
muhtemelen yoluna milli takımda devam edecektir.
#75670 fenomenon |
11 yıl önce
26
türk teknik adamlar içinde en iyisidir buna kimsenin itirazı yok, ancak avrupa çapında bir kıyaslama yapıldığı takdirde aynı kalibrede birçok teknik adamın olduğu rahatlıkla görülebilir. türkiye ligi gibi kalite açısından oldukça düşük bir ligde elde edilmiş şampiyonluklar çok önemli birer başarıymış gibi lanse edilmemelidir. ayrıca yine aynı şekilde bu adamın avrupa çapında ne başarısı var denildiğinde 13 yıl önce alınan ve ikinci sınıf bir çok teknik direktörün dahi almayı başardığı uefa kupası örnek gösterilmemelidir. rezil rüsva olarak ayrıldığı bir takımdan sırf adı milan diye, o takımın başına geçmek bile bir başarıdır gibi saçma fikirler ortaya atılmamalıdır. ayrıca anlamadığım bir nokta daha var. sen git kulüp olarak gerets'in eline ilic gibi carrusca gibi adamları, hagi'nin eline culio gibi serdar özkan gibi adamları ver ama fatih terim gelince drogba gibi sneijder gibi yıldızları al, diğer mevkilere en iyi transferleri yap, takımı baştan yarat. sonra da kamuoyuna hagi'yi başarısız vasıfsız biri gibi, fatih terim'i ise imparator gibi tanıt. yok öyle bir dünya.kusura bakmayın galatasaraylı arkadaşlar ama fazla romantiksiniz. bu tip durumlarda biraz akılcı davranmak icap eder. ünal aysal da kısmen bunu yapmaya çalışıyor. iki yıl boyunca yönetim olarak inanılmaz bir takım yarattı ve hala takımın yetersiz olduğuna inanıyor. bu yönde gelişme sağlamak için yeni çalışmalar yapmaya devam ediyor. romantik davranan yöneticileri ve teknik çalışanları elinden geldiği kadar takımdan uzak tutmaya çalışıyor. fatih terim de galatasaray'daki romantik takılan ekibin başında geliyordu. iki yıl üst üste şampiyonluk sevinci yaşattı ve bu doğrultuda da ünal aysal tarafından takımda tutuldu. ancak ünal aysal yaptığı çalışmaların karşılığını avrupada üste oynayarak, önemli başarılar elde ederek almak isterken takımın bu yıl ki hali tam anlamıyla alarm veriyordu. geçen yıl avrupada elde edilen prestij tek bir maçla, real maçıyla yerle bir oldu. ünal aysal müdahale için çok bekleyen oldukça sabırlı bir insan aslında ama hedeflenen yer ile gelinen nokta arasındaki uçurum biran önce takım içi unsurlarda değişikliğe gidilmesi gerektiğini gösteriyordu, beklenecek zaman değildi. ünal aysal da akılcı davrandı ve fatih terim'i takımdan uzaklaştırdı. bence doğru da yaptı. biz ülke olarak bazı insanlara gereğinden fazla değer veren ve bu insanlarla ilgili durumlarda fazla duygusal davranan bir kitleyiz. ancak futbolda romantizme yer yok. kimya çok önemli, olmazsa olmuyor işte. real madrid bir çırpıda mourinho'yu göndermiş bizler hala fatih terim'i tartışıyoruz. avrupada başarı için mantık çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğinin en iyi örneğidir ünal aysal. umarım istediği hedeflere ulaşır da türk futbolunda yeni bir sayfa açılmasını sağlar.
#75686 kamikaze |
11 yıl önce
27
Sapla samanı ayırmayı bilmeyenlerin gidişinde mantık bulduğu dünyanın en iyi teknik direktörlerinden biri. Bir futbol takımının başarısı ne sadece yöneticilerin, ne sadece oyuncuların ne de sadece teknik ekibin başarısıdır. Eğer bir başarı elde edilirse bu takımı takım yapan bütün unsurların**** güzel bir kimyayla bir araya gelmesi sonucu elde edilir. başarının takım kimyasını oturtmaktan geçtiğini düşünürsek engin baytar'ın, necati'nin doğru kurguyla neler yapabildiğini gördük.Yukardaki entryde örneklendirilmiş şekilde hagi'ye başarısız denme nedeni Hadi'ye kurulan kadronun kalitesizliğinden kaynaklanmıyordu, hadi'nin yönetim başarısızlığından kaynaklanıyordu. Şöyle ki, sen o sıkıntılı dönemde 8.5mEUR verilerek alınan almanya şampiyonu wolsburg'un ofansif ortasahası misimoviç'i daha takıma yeni katılmışken ilk derbi malubeti sonrasında otobüste sakız çiğnediği gibi saçma sapan bi gerekçeyle kadro dışı bırakırsan o zaman ne yazık ki maça apaçi barış'la çıkmak zorunda kalırsın. Uefa başarısına gelecek olursak, bundan 13 sene önce kazandığı türkiyenin klüp takımları bazında hala avrupadaki en büyük başarısı olan uefa kupasını kimse küçümsemelidir çünkü aradan geçen 13 senelik dönemde hiç bi takım bunu tekrarlayamamış ya da üzerine çıkamamıştır. Ayrıca unutulmamalıdır ki o dönem gelen başarı da geçen iki sezonda temelleri atılan ve fatih terim gönderilmeseydi gerçekleşeceğini umduğum bir projenin ürünüydü. Zira 4 yıl arka arkaya lig şampiyonu olunan ve yönetim-kadro-oyuncu istikrarının korunduğu bir dönemin ardından gelmişti uefa ve süper kupa. yani öyle pat diye oyuncuları alıp taktiği verip 1 yılda gerçekleşmemişti. aradan geçen 13 yılda hiç bi türk takımı bunu tekrarlayamadıysa bu da demek oluyor ki 13 yıl içinde bi kere bile aynı başarıda bi takım kimyası yönetim-teknik ekip uyuşması yakalanamamış. Romantik olmakla suçlanan galatasaray'lılardan biri olduğumu düşünmemle birlikte klübe bu kadar emek vermiş ikinci sınıf bi lig olarak bile görülse 74 yıldır oynanan bu ligde galatasaray takımının başında 8 yılda 6 kere şampiyon olmuş ve ülkeye bunca yılda gelmiş olan 2 avrupa kupasının sahibi olan fatih terim'in taraftar tarafından impatator olarak adlandırılması da kimseyi şaşırtmamalıdır. Takıma kendisini kovanların hepsinin toplamından daha çok başarı kazandırmış olan ve umarım ki daha da kazandıracak olan taraftarın sevgilisi galatasaray'ın sembolü olan bi teknik adamın avrupada başarı adıyla kurulan uğruna milyonlarca dolar harcanan projenin en kritik noktalarından biri olan juventus deplasmanı öncesi gönderilmesi(kovulması) takımın gerçek sahibi olan taraftarları huzursuz etmiştir ve bu kabullenemeyişle de bi galatasaraylı olarak gurur duyarım. Daha geçen yıl alex'in gönderilmesi(kovulması) sonrasında takımın avrupada başarılı olmasına rağmen hala keşke alex olsaydı da başarısız olsaydık diyen bi çok fenerbahçelinin olduğunu düşünürsek avrupada averaj takımı olup ligi beşiktaş, fenerbahçe, gençlerbirliği ve trabzonspor'un arkasında 5. Olarak tamamlasak ama fatih terimle tamamlasak diyecek kadar da manevi duygularla bağlıyım klübe. Başarısız olacağımız bile kesin değilken fatih terim'in başkan'a "koltukta uzanırken içim geçmiş cnm nldu?" gibi bi mesaj atmaması yüzünden takımdan gönderilmiş gibi gösterilmesi budalalığın daniskasıdır. İmparator Terim'in 2 yıllık başarılı bi dönemin ardından 6 haftalık kötü gidişatını sırtlayacak kadar kredisinin olmadığı bi yönetimin de umarım kredisi fazla olmayacaktır.
28
Galatasaraydan gönderildiği dönemde okulun her yerine 'ya terim ya ölüm' yazdıracak kadar sevilen bir adamdı. ama sonrasında yaptıkları, izlediği yol ve etrafındaki insanlarla bir o kadar da antipati kazanmış teknik direktör. fatih hocanın milliyetçi muhafazakar yapısını bilmeyen yoktur ve bu yüzden kendisini siyasi görüşünden dolayı vurmaya çalışmak oldukça yanlıştır. asıl sorun galatasarayın başında geçirdiği 3.dönemde karşı olduğu ve her fırsatta dile getirdiği yabancı sınırlamasına, milli takım hocası olduktan sonra bir çözüm getirememesi hatta bu uygulamayı kaldırmak için tek bir söz bile etmemesidir. ayrıca yine galatasarayın başındayken düşmanı olduğu ve onlara karşı her türlü savaşı vereceğini söylediği yıldırım demirören ve ekibiyle son derece samimi olması galatasaray taraftarını oldukça yaralamıştır.