3
Kazanacak çok şeyin olduğu anlamına gelir, umudunu kesme origin. :(
2
peki bu rahatlığa ben bir daha neden ulaşamadım? bu bir.
bir de beni bu rahatlığa ilk başta sokan, diğer sıkıntılı durumlardan fark neydi?
acaba bu rahatlık insanın kendi kendine verdiği, zor durumlar için cüzdanda saklanan para gibi bir şey miydi? hadi bunu kullan ve kendine çeki düzen ver dercesine tek seferlik bir can simidi miydi? ya da bunun amacı kendini kurtaracak ortamı oluşturmak değil de ölür gidersen kafan rahat gitmek miydi? niye böyle hissediyoruz lan cidden? düşün düşün kafayı yiyecem. niye bir daha gelmiyor o özgürlük hissi? o zamandan bu yana her şey kötüye gitti, yani kendini kurtarmak için beyninin acil durum planın buysa niye tekrar olmuyor? ya da şu an belki de tam anlamıyla inanmıyorum ve inansam olacak ama hala kaybedecek bir şey var gibi mi geliyor içten içe?
1
sırada ne var, eşek mi tepicek?
daha fazla komiklik şakalar yok, tribüne oynama yok. dümdüz yazıp siktirip gideceğim. tabi çok küfredersem sözlüğe 6 ayda bir giren modlardan biri mesaj bile atmadan benim entrymi silecek o yüzden dikkat edeceğim biraz. sen de modsun ben de modum, sürekli burada olmam bana istediğim gibi yazma yetkisini vermiyor ama yaptığınız çok ayıp bunu da bilin.
konuya dönüyorum, bazen bir bok yığını gibi hissedersin, ne kimseye faydan vardır, ne hayattan bir beklentin vardır. arkadaşların birkaç yıl içinde yapmayı planladığı şeyleri anlatır dinlersin, senin alternatifleri bıraktım bir planın bile yoktur. hayal bile kuramaz olursun. bir yerden sonra hayatın da hiçbir beklentin olmadığı için o kadar boşa bağlar ki, hafta sonunu beklersin mesela ama hafta sonu gelince ne yapacağını bilemezsin. sınavların biter, normal biri ne yapar mesela çıkar eğlenir, sınavlardan vakit bulamadığı kendine keyif veren şeyler yapar. ama sen sınavdan yarım saat önce ne yapıyorsan çıkınca yine ona devam edersin.
bu böyle devam edemez, hayatıma çeki düzen vereyim dediğinde önce nasıl bir gelecek istediğini, sonra buna ulaşabilmek için nelerden vazgeçmen veya nelere gayret etmen gerektiğini düşünürsün. işte o an kırılma anıdır. sığır gibi yaşayarak aslında ortalama bir hayattan ne kadar uzaklaştığını, en sonunda masa başı ve de azıcık maaşlı bir işe bile girebilmek için şu andan itibaren ne kadar çabalaman gerektiğini görürsün ki bunun goygoyu da çok döner, çoğu mezun adayı bundan yakınır ama yine de çoğu masa başı işlere girer. buradan sonra ipler kopar zaten.
yine böyle düşünürken bana bir gün bir şey oldu, gerçekten de bu saatten sonra kaybedecek bir şeyim olmadığını gerçek anlamda anladım. neden gerçek anlamda dedim, bu zaten senelerdir sık sık kullandığım bir laftı ama her ne kadar sürekli zikretsem de kendimi inandıramamışım çünkü bir seferinde buna gerçekten inanınca olanları gördüm. kelimelerle tarif edemeyeceğim, evim yansa ne bileyim kolum kopsa umurumda olmayacakmış gibi bir rahatlık geldi. ama nasıl böyle ne gelecek kaygısı var ne insanlar ne düşünür var bulutların üstünde uçuyorum. hayatımda önemli bir değişim yok, iyiye giden bir şey yok ama kogötüne demişim bir kere.
bunu şu an bitiresim yok ama yarına bırakırsam hayatta yazmam, şu ana kadar yazdıklarım da gider. o yüzden şu kısmı bir göndereyim sonra da kalanını yazmak zorunda kalayım kendi kendimi kitleyeyim.