2
tanım: çok kitap okuyan birisi.
bir:
kitap okumanın cinsiyeti yoktur. mesela şimdi yukarıdaki arkadaş ben cinsiyetçi bir yazı yazmadım diyebilir. -ikinci paragrafta dolu, aslında tüm yazı bundan ibaret, fakat olmadığını varsayalım- ama başlık malesef başka bir insanın bilinçaltında şu etkiyi yaratabilir. "kadınların kitap okuması normaldir fakat erkekler okuyorsa ovv... farklı bir şey bu, hiç görülmemiş bir şey" bu da neye yol açar biliyor musun hocam?
"birçokları bunu ciddi bir sığlıkla -kadın avı aracı- haline dönüştürmeye çalışır ya da öyle zanneder" bıdı bıdı...
iki:
kadın avı araçlarının ne olduğunu merak ettim bu yazıyla. bir tanesi kitap okumakmış. diğeri de feminist bir erkek olmak olabilir bence, ımm, mesela duyarlı filan olmak, ortamlarda komünist olmak. daha var mı kantin? la zaten şu komünistliği duyduktan sonra bu konularda pes ettiydim, ama kader sana patladı napacan.
üç:
"kadınlar şair sever ama gidip müteahhitle evlenir sözü doğrudur"
sanırım kitap okuyan bazı insanlar otomatik olarak psikolog veya istatistikçi olabiliyorlar. şayet öyleyse 4 sene boşuna okumuşum, ve utanıyorum ki o özel insanların arasına girememişim.
öncelikle önemli bir olguyu hatırlatmak istiyorum. insanlar insanlarla evlenirler. mesleklerle değil. -evrime göre yüksek statüye sahip çalışkan ve hırslı erkeklerin seçilimi kadınlara göre önemlidir, fakat cümledeki aşağılamadan ötürü açıklamayı bile es geçiyorum.-
dört:
"kadınlar, kendilerine hükmedebilecek erkeklere aşık olurlar ve bu tarz erkekleri bu konuda vasıfsız addederler."
buradaki ekstra aşağılama için evrime bir bakalım:
ataerkil düzen 6 bin sene önce hayata geçmiş bir kavram. bundan öncesinde 1 milyon sene anaerk düzen hükümdeydi, hayvandan insana geçişteyse en önemli rol kadınındı. çok eşlilik vardı. hükmetmek mi? hükmetmekten kasıt kadının tek gecelik birlikteliklerinde aradığı kas ve diğer fiziksel özellikler mi? yoksa höt ulan bana çay getir diyenlerden mi bahsediyoruz? tam anlaşılmıyor fakat son söylediğimin evrimde bir yeri yok.
uzun süreli birlikteliklerde yukarıda bahsettiğim yüksek statüden öte, bunun devamı önemlidir kadın için. hırs, çalışkanlık, ve bu kaynakları karşı tarafla paylaşma isteği.
kısaca kadınlar kendilerine hükmeden erkeklerden hoşlanırlar gibi, bilimsellikten uzak salt kalıp bir cümle işin içine evrimi katarak söylenemez. söyleniyorsa kaynak gösterilmeli, değil mi? ufkumuz genişlemeli... kaynak götüm olmamalı.
bu şeye benziyor. kutsal kitapların günümüzdeki yorumlamalarına. kitapta eşarp yazarken kafayı kat kat kapattırmak için bin türlü "kutsal kitap için yorum kitapları" çıkartmaya.
ahaha lan. resmen kitap okuyan erkeği seksi bulmadım, ve kendisinin sağlıklı spermler üretemeyeceğini düşündüm, kitap okumanın yarattığı sağlıksız genleri yüzünden onu vasıfsız addeddim. ne yaparsın, evrim işte.
adasdaddfsdf.
dipnot: valla merak ediyorum bir haftalığına lezbiyen olup kadın mı avlasam.
1
benim bu.
İsteyerek başlamadığımdır fakat isteyerek sürdürdüğümdür. kitaplarda başka insanların hayatlarına konuk olduğumu hissederim. olmak istediğim insan olurum bazen, bazen de olduğum duruma değişik bakış açıları edinmeme yardımcı olur. Biraz asosyalliğe ve yalnızlığa itmektedir, eşyanın tabiatıyla fakat bunu dengelemek de pek tabii mümkündür.
gelelim diğer meseleye.
birçokları bunu ciddi bir sığlıkla, "kadın avı aracı" haline dönüştürmeye çalışır ya da öyle zanneder fakat hoşlandığım hiçbir kadından bu konuda olumlu bir geri dönüş almışlığım yoktur. evet, kadınlar şair sever ama gidip müteahhitle evlenir sözü doğrudur. kullanılıp atılır bu erkek, aforizmik ve gizemli konuşmaları kadınları etkiler belki ama enikonu bu erkek seksi bulunmaz. sonucunda kadınlar, kendilerine hükmedebilecek erkeklere aşık olurlar ve bu tarz erkekleri bu konuda vasıfsız addederler. evrimdir işte.
belki de ondandır ki en iyi şairler ve romancılar hep yalnızdır ve terk edildikçe yükselirler yazılarında.