3
gündelikçiden az kazanan bir mühendis olarak ofisteki diğer mühendis arkadaşları da katarak +4'ümle katıldığım tespit. Gerçi inşaat mühendisliğinde şantiye deneyimi elde etmeden üst düzey maaşlar pek olası olmuyor.
fakirim ama kafam yerinde, patron başıma ekşimezse sinir stresim yok, fazla mesaim pek yok, hobilerime büyük kafa yorgunluğu olmadan zevkini çıkararak vakit ayırabilmem var . bunun karşılığında ise tatilleri hala anne-babamın yazlığında geçirmek, bazı arkadaşların düğünlerinde altın takamamak ve hatta şehir dışında ise hiç gidememek (bu kısmın artısı-eksisi kime göre neye göre tabii), sağlık problemi olursa pis fakir halkın uzun kuyruklar oluşturduğu devlet hastanesi klineklerinde soluğu almak gibi eksileri var.
bir de ne kadar uğraşırsanız da maaşlı çalışarak %99.999 ihtimalle orta gelirlinin üstü seviyeye çıkılamaz (büyük bir holdinge ceo olursanız işler değişir). sistem kapitalizm gençler, risk alıp ticarete atılıp zengin de olabilirsiniz, borçtan harçtan psikolojinizi dibe vurdurup intiharı kurtuluş olarak görmeye de başlayabilirsiniz.
eyyorlamam bu kadar.
5
Bizler ya kendimizi önemli hissetmek için yada diğer yollara sapmaya cesaretimiz yetmediği için okuyoruz.
ilk durumda;
Dünyaya gelişimize bir amaç katmak ve en azından bi nebze olsa fark yaratabilmek adına okuyoruz. Önceliğimiz para olmadı ve olmayacak demek oluyor. Para sadece yaptığımız işin getirisi amacı değil.
İkinci durumda;
Bizi yetiştiren insanların ya kendileri okumadıkları ve kendileri çok çektikleri için aynı sıkıntıları çekmeyelim diye bizi okumaya sevk ediyorlar ve bunu yaparken okuyamamız durumunda sürekli olarak sıkıntı çekeceğimizden bahsediyorlar bu da bizim gözümüzü korkutuyor, yada içinde bulunduğumuz çarkın içine o kadar batmış durumundayız ki ( ilkokula başladığımız zamandan bu yana ) kafamızı kaldırıp bu çarkın dışında neler oluyor diye bakmamışız ve zaman öyle bir geçmiş ki korkularımız ( güven alanımız bozulacak diye ) bizi rahat bırakmıyor ve başladığımız işi bitiriyoruz