1
eski türkiye'de bastırılmış tüm unsurların zincirlerinden boşanıp yaşam alanı bulduğu postmodern ülke, ülkemiz...
eski tükiye, iktidarını devirdiği osmanlıların çöküşüne sebep olarak gördüğü iki canavarı kilit altınada tutmaya çalıştı: dünyevi her işe burnunu sokan gerici dincilik ve etnik ayrışma. kah yasalarla, kah zorbalıkla bugünlere kadar kafesinde tutulmaya çalışılan bu iki canavar, sık sık parmaklıkları sarsarak ve etrafa hırlayarak etrafı sürekli tedirgin ettiler. eninde sonunda efendilik hırsına sahip bir grup, bu canavarları kilit altında tutmak yerine faydalanabildiği kadar onlardan faydalanmaya karar verdi. zaten canavarlardan birisine büyük sempatileri vardı, diğeri ile de çeşitli uzlaşma zeminleri yaratabilecekleri inancını taşıyorlardı. büyük bir güvenle canavarlara özgürlüklerini geri verdiler. canavarlar imparatorluk döneminin canavarları idi, onların ortada serbestçe dolaşması ile koşut olarak yeni efendiler padişahlık düzenini yavaş yavaş yeniden geri getirme gayretlerine de giriştiler.
zamanında kilit altında alınmayan fakat karanlıkta dolaşmak zorunda bırakılan iki yüzlü ahlak anlayışı ve ikiz kardeşi ahlak bekçiliği, rüşvetçilik, şark kurnazlığı diye de bilinen ucuz fırsatçılık vs. adlı küçük canavarlar ise yeni "özgürlük" altında iyice rahatladılar ve semirdiler. (örneğin rüşvet bitirilemiyorsa da alenileştiği anda ayıplanıyordu, bugün ise artık adına rüşvet denmediği sürece alana da verene de herhangi bir yaptırım gelmemektedir.) ahlak anlayışı tersyüz edilirken, yeni ayıplar üretildi. hak aramak, modernleşmek, hareketli sosyal ve özel hayat, bilimsel-eleştirel yaklaşım yeni türkiye'nin yeni canavarları olarak ilan edildiler.
yeni türkiye'de sesi oldukça gür çıkmaya başlayan oldukça kalabalık bir güruh, yeni efendi ekibin arkasında, onlara çoşku ile destek verdiler. bir yandan kendi değerlerini yeni düzene dayatırlarken bununla yetinmeyip bütün nefretlerini kendileri dışındaki gruplara kusmaya başladılar. çoğunluğu yakaladıkları anda baskı ve tehditle kendilerine hasım gördüklerini sindirme yolunu tutan çoşkulu grup, yukarıdan pompalanan özgüven ile fiziksel şiddet uygulamayı da kendine hak görmeye başladı. bütün bu dönüşüm olup biterken eski türkiye'nin kendisine değilse bile ona bağladıkları ideallere inanmış bir grup ise hala ne olup bittiğine inanamayarak büyük şaşkınlık içerisinde kaldılar. şok sonradan hafifledi ise de, soruna çözüm üretilememesinden anlaşılacağı üzere asla tam olarak bitmedi.
kör ölür badem gözlü olur derler. bu yanılgıya düşmemek için derhal belirtilmeli ki eski türkiye'nin idealleri ile gerçekliği arasındaki uçurum inkar edilemezdi. zaten her şey yerli yerinde olsa idi bu kadar kısa ömürlü olmazdı. kendisi, günahıyla sevabıyla artık geride kaldı. bugün yeni türkiye denen ise sistematiği olmayan bir kaos, sürdürülemez bir "fetret" devrinden başka bir şey değil. yıkıma şahit olan eskinin itibarlı grubu mensuplarının büyük çoğunluğu duygusal tepkiden ötesine geçemediler. eskiden ve yaşananlardan ders alıp geleceğe bakmak sonraki nesillere kaldı. birlikte yaşamaya devam edip etmemek, ayrılma mümkün değilse toplumdaki birbirine yabancılaşmayı nasıl aşmak gerektiği, bir arada kalabilmeyi mümkün kılacak yeni bir tutarlı ahlak sistemi oluşturmak gibi sorunlar bugünün çocuklarının omuzları üzerinde olacak.