1
abd ve japonya, ii. dünya savaşı sırasında pasifikteki bazı adaları ikmal üssü olarak kullanmaya başlarlar. bu adalara uçakların inebileceği pistler, uçaklarla iletişim için büyük telsiz antenleri inşa ederler. bu üslerinde görevli askerler de bu adalarda kalırlar. adaya yerleşen askerlerin yiyecek, giyecek, çeşitli mühimmat ve birtakım başka ihtiyaçlarını gidermeleri için gerekli malzemeler, pasifik üzerinde uçan askeri kargo uçakları tarafından uçuşları sırasında adaya iniş yapmaksızın kargo paketleri halinde adalara yatılırlar. ada yerlileri ise, kendilerinden olmayan bu insanların ihtiyaçlarının “gökten yağmasını” şaşkınlıkla izlerler.
savaş biter, askerler adadaki tüm şahsi ve askeri eşyaları ile birlikte evlerine dönerler. artık gökten kargo yağmamaktadır. kargo yağdıran insanların binlerce yıllık bilgi ve pratiğine sahip olmayan ada yerlileri ise bu kargoların adalarına tekrar atılmasını sağlamak için akıl edebildikleri tek yöntemi devreye sokarlar: uçak şeklinde bir yapı inşa ederler, askerlerde gördükleri, görünüşte tüfek, tabanca, telsiz benzeri cisimler yontarlar, askeri tören yürüyüşlerini taklit ederler. ve tanrılara kargo yağmuru için dua ederler
işin en ilginç tarafı, benzeri hikâyeler birçok farklı yerde birbirinden bağımsız şekilde ortaya çıkmıştır. belli ki insanoğlunun, nasıl çalıştığını anlamadığı süreçlere ilahi bir vasıf atfetmeye meyili vardır.