6
kendisine "oh olsun" diyenlere laflar hazırladım, mesajla ulaşmasınlar buradan yazıyorum.
facebook icat olunmadan önce mail forwardlanan günleri hatırlatan entry'ler hiçbir insan hayatını değersizleştirmez, aksine altında imzası olanı insanlara güldürür.
şakirtliğiniz, faşistliğiniz size kalsın ama biraz okuyun. hep devlet dersinde kafanıza tebeşir yememek için okunmaz, biraz da anlamak için okuyun. hatta rahman ve ve rahim olanın adıyla okuyun.
5
kendisine devrim yolunda ölen kahraman diyenlere sözler hazırladım, mesajla ulaşın bana.
#40816 raistlin |
14 yıl önce
4
-1993 yılında tunceli'nin çemişkezek ilçesinde iki vatandaşın öldürülmesi
-1993 yılında bir emniyet bekçisinin şehit edilmesi
-1994 yılında hozat ilçesinde askeri konvoya ve jandarma karakoluna silahlı saldırı düzenlenmesi (karakol erlerinden bir tanesi şu anda belden aşağısı olmadan yaşamakta
-1994 yılında da tunceli'nin pertek ilçesinde üç askerin şehit edilmesi, yedi vatandaşın öldürülmesi,
-1994 yılında ulukaya köyünün yakılması ile iki kez güvenlik güçleri ile silahlı çatışmaya girilmesi.
-1995 yılında bir vatandaşın öldürülmesi, beş kişinin kaçırılması
-1995 yılında hozat ilçe jandarma komutanlığı'na ağır silahlar ile saldırı düzenlenmesi
dönektir. bildiğiniz "dönek"... sen yıllarca bu devlete karşı gel, zarar ver. masum insanları öldür. sonra da insan haklarından bahset. güldürme beni güleeer. *
hassiktir diyorum! hassiktir!..
3
hastane önünde bekleyen yoldaşlarına yazdığı bir mektuptaN...
merhaba
Şu anda gecenin bir vakti, sesinizi duyuyorum yine. nasıl ki sizin sesiniz ulaşıyor bana, biliyorum ki benim sesim de size ulaşıyor. yüreğimin atışlarına karışıyor, sizin yürek atışlarınız. sonra kocaman bir yürek oluyor sol yanımda.
yürek... nasıl da dolu doludur yüreklerimiz... neleri neleri sığdırmamışız ki biz yüreklerimize.
benim yüreğimde, öyle çok şey var içimde. en başta o büyük sevgili; karanfil kokularımız, yanı başımda kokusu kır çiçeklerine karışanlarımız, sizler, canlarım, tüm sevdiklerim, yarım bıraktığım her şey, sevgisini hissettiğim herkes...
ne zamandır dara düşse yüreğim, acıya kesse bedenim parmaklarımın ucuna dokunuyorsunuz, gözleriniz değiyor gözlerime, bu küçük hücrem kalabalıklara karışıyor, birden çok ses çıkarıyor. ben içinde kala kalıyorum. her sese tebessümle cevap veriyorum. bilerek değil, kendiliğinden! sizler ise gülen gözlerinizle karşılıyorsunuz içimden kopan her sesi.
İster yanı başımda olsun, ister bir adım ötemde kapı önünde, ister bir sokakta olun, ister herhangi bir şehrin, bir yerinde oturun, ister adli tıp önünde oturun ben sizleri hissediyorum. sıcaklığınız, gücünüz, sesiniz, beni sarıp sarmalıyor. bundandır bu illet her sıkıştırdığında karşısında başımı dik tutmam. ona çelme takmaya hazırlanmam bundandır. sizler benimlesiniz ya gerisi boş!
hele kısacık bir yolda gözleriniz, gözlerime takılınca bir serçe telaşında oluyor yüreğim.
evet sizlerden bahsediyorum adana'nın sıcağı kadar sıcak yüreklilerim, seyhan'ın yakamozları gibi parlayan ışıl ışıl gözlülerim. seviyorum sizleri. kapı önünde değil, işte tam şuramda oturuyorsunuz.
Şimdi bir de kavgamın şehrinde oturanlar var. günlerdir oradasınız ve ben kimbilir kaç kez uzandım sizlere bilir misiniz? uzanıp dokunuyorum size, en çok da umutlu hallerinize. hani o yüreğinizin sesinin gözlerinizin terine karıştığı anlardaki hallerinize, ben hep sizinleyim, her seferinde çoğalarak dönüyorum hücreme. ve her seferinde sizin gücünüzle yerle bir ediyorum hücremi. sarılıyorum ellerinize sımsıkı, sarılıyorum bütün gücümle.
sonra gönlümün hep hareketli derinlerinde olanlar var. sevgisini, yoldaşlığını, dostluğunu satırlara yükleyip her seferinde buraya koşan, her seferinde umut taşıyan canımın canı yoldaşlarım; öyle özledim ki sizleri, öyle seviyorum ki ben sizleri...
dostlarımız da var tabii bu kavgada. dost yürekleriniz her daim yanımda bunu bana hep hissettirdiniz. sesinizi sesime kattınız. her kavgada insan dostunu omuz başında görünce duygusu farklı oluyor biliyorsunuz. bir dost gülüşü gönderiyorum sizlere; sevgiden, kavgadan yana... selam olsun sizlere.
kime ne desem, ne yapsam yarım kalacak biliyorum. hangi köşesini tutsam bir başka köşe eksik kalacak iyisi mi burada bitirmek. ama gözlerinizin ta içine dikiyorum gözlerimi. sevgimin derinliğini görün diye. ve son olarak tekrar ediyorum; seviyorum sizleri... hem de çok.
http://j.imagehost.org/view/0045/DSC_0944_1
2
bu ülkede oligarşinin korktuğu, ötekileştirdiği ideolojiye sahip olan bir insanın ölüme terk edilebileceğinin canlı kanıtıdır. insanlıktan çıkan egemen sınıfları teşhir etmiştir bu talihsiz kadının yaşadıkları.
1
38 yaşında öl(dürül)en dhkp-c üyesi. neredeyse hayatının yarısını hapishanede geçirmiş, ağız içi kanserine yakalanmış ve ancak ölsün diye tahliye edilmiştir. bugün de aramızdan ayrılmıştır. bu ülkede kimlerin yaşama hakkı var diye sorgulatmıştır.
#13175 geist |
15 yıl önce