19
dilden düşmeyen, kimsenin kimseden üstün olmadığını ve herkesin birbirinden her zaman bir şeyler öğrenebileceğini gösteren en somut hitap şeklidir.
18
sinan cemgillerden bize yadigar mükemmel bir hitap şekli. sağolun yoldaşlar.
#74855 genc |
11 yıl önce
17
Dr. Müh. sedat özkol' un anılarında şöyle yer etmiş kelimedir;
"Yıllar önce; İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden Yüksek Mühendis olarak mezun olduktan sonra "Fulbright Bursu" ile ABD'ye giderek, orada İnşaat Mühendisliği'nde Yüksek Lisans ve Doktora, Endüstri Mühendisliği'nde Yüksek Lisans çalışmaları yaptım. Amerikan üniversitelerinde ders verdim, çeşitli Amerikan kuruluşlarında müşavir mühendis olarak çalıştım. Yurda döndükten ve yedek subaylık görevimi tamamladıktan sonra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde genç bir Yrd. Prof. olarak göreve başladım.
İlk dersimi çok iyi hatırlıyorum. ABD'de İnşaat Mühendisliği alanında pek çok ders vermiş olmama rağmen heyecanlıydım. Sınıfa girdim, öğrencilerimi selamladım, kendimi Türkçe olarak tanıttım ve derse İngilizce olarak başladım. Zemin Mekaniği dersini veriyordum. Bu ilk dersten, ders olarak hiçbir şey kalmadı aklımda. Yalnız şunu hiç unutmadım ve hiç unutmayacağım. Ders sırasında bir öğrencim elini kaldırdı, Türkçe "Hocam" dedi bana ve İngilizce olarak sorusunu sordu. Soru neydi, hangi cevabı verdim; onlar da aklımda değil. Ama öğrencimin "Hocam" deyişini, sanki bugünmüş gibi hatırlıyorum. ABD'de bana "Prof. Ozkol", "Dr. Ozkol", "Sir", "Mr. Ozkol" vb. şekilde hitap edilmişti. Ama ilk defa kendi dilimde, "Hocam" deniliyordu bana. "Hocam".
Ve töremize göre bu kelime sonsuz zenginlikler taşıyordu. Yüreğim sevinçle doldu, heyecanlandım, kıvanç duydum, onurlandım. Derse devam ettim ve daha sonra üniversiteden ayrıldım; eve döndüm. Ertesi gün de dersim vardı ODTÜ'de. Gerçekte dersten daha çok "Hocam" hitabı çekiyordu beni ODTÜ'ye. Öğrencilerim yine ellerini kaldıracak ve "Hocam" diye hitap edeceklerdi bana. Beni sevinçle ve sevgiyle dolduran bu kelimeydi. "Hocam".
Evet, gerçekten de ders sırasında, pek çok defa aynı şey oldu ve bana her "Hocam" diye seslenildiğinde hep aynı heyecanı duydum.
1. ders bitmişti; 2. derse girmeden önce "15"dakikalık bir ara vardı. Ben de bir çay içmek için "Hocalar"a ayrılmış dinlenme odasına gidiyordum. Birden bir "Hocam" çağrısı çarptı kulağıma. Döndüm, arkaya baktım; ama "Hocam" diye seslenen ODTÜ'lü genç bana değil, çaycıya sesleniyordu. Şaşırdım. Etrafı biraz gözledim. ODTÜ'lü öğrencilerin bir adetiydi bu. Onlar birbirlerine, herkese "Hocam" diye hitap ediyorlardı. Bugün de böyle. Hayal kırıklığına uğramış, biraz da kırılmıştım. Toydum. Sınıfa dönerken karar vermiştim. Bana "Hocam" demelerini izin vermeyecektim. Nitekim derste "Hocam" diyerek ilk soruyu soran çocuğu, Türkçe olarak, "Bana bundan böyle 'Hocam' demeyeceksiniz. Dr. Özkol deyin, Sedat Bey deyin, ne derseniz deyin. Ama 'Hocam' demeyin" diye tersledim. Bunun üzerine, öğrencilerim bir ağızdan, yine alışkanlıklarını sürdürerek, "Neden Hocam?" dediler. Dedim ya "Toydum". Cevabım hazırdı. "Çünkü" dedim; "Siz bu işi cıvıtmışsınız; herkese 'Hoca' diyorsunuz. Oysa herkese 'Hoca' denilmez".
O zaman müthiş bir şey oldu. Bir genç öğrencim bu defa ayağa kalktı ve yine Türkçe olarak "Yanılıyorsunuz Hocam" dedi. "Biz herkese Hoca diyoruz. Çünkü herkeste öğrenilecek bir şey vardır".
Donup kalmıştım; gerçek bir bilgelik, gerçek bir alçak gönüllülükle karşı karşıyaydım. Gerçekte bu sözleri söyleyen öğrencim, öğrencilerim benim "Hocam" olmuştular orada ve o anda.
Bana verilen bu "İnsanlık" dersini aradan geçen uzun yıllara ve kendi arzum dışında ODTÜ'den uzaklaştırılmama rağmen hiç unutmadım, hiç unutmayacağım.
Onun içindir ki bugün, 40 yıl sonra, o günleri hatırlarken bana "Hocalık" etmiş sevgili öğrencilerimi tüm kalbimle özlüyor ve kıvançla, gururla, onurla '40 Yıl Önce ODTÜ'de Hocam Dediler Bana' diyerek, bana verilmiş bu en yüksek unvana layık olmaya çalışıyorum".
16
şöyle bir şey var:
http://t24.com.tr/haber/sinan-cemgil-hocam-hikayasini-baslatan-isimdi/203977
15
hitap zorunluluğunu kaldıran süpersonik kelime. hakkında çeşitli rivayetler bulunmakta. şöyle ki;
* vakti zamanında deniz gezmiş'i ele vermemek için yaratılmış (ki çok gerçekçi değil deniz gezmiş'e adıyla hitap etmemek ne kadar yararlı olurdu bilemedim)
* herkesin birbirinden öğrenecek bir şeyleri olduğu inancı ile ( bu çok arabesk, bunu da keyfim yetmediği ve münasip görmediğim için eliyoruz)
* odtü de genç hocalar fazlaca bulunduğundan, öğrencilerin onları kendilerinden sanıp hitap karmaşasına kurban etmemeleri için-isimleriyle hitap etmek gibi- (bunu da içimizde tanımadığı insana 'hacı naber neyabiyun' diyerek yaklaşacak biri olmasını kabullenemeyerek eliyorum)
sonuç olarak elimizde ihtimal kalmadı ama nerden çıktıysa iyi ki çıkmış hocam!
14
sadece odtü de değil tüm ankarada kullanılan hitap biçimi.
#29340 w4rdoom |
14 yıl önce
13
dolmuşçuların tam olarak adapte olamadığı sözcük
-hocalarım bi sıkışsak da arkadaşları da alsak? hadi hocalarım.
#28252 sondaj |
14 yıl önce
12
kimsenin "hoca camide!?" gibi bir karşılık vermediği odtünün ünlü hitap şekli
11
odtü ve çevresinde kullanıldığını duyduğum, bir türlü alışamadığım ama yine de çoğunluğa uyarak sonunda kullanmak zorunda hissettiğim hitap sözü, sözcüğü..
10
"bazılar sosyal sever" sloganlı bir üniversite tanışma sitesi gibi birşey.ama bol bol abaza vardır ne kızlara ne erkeklere tavsiye edilmez.
#19730 orestes |
15 yıl önce
9
otostop çekip duran arabanın şoförüne yapılabilecek en güzel sesleniş biçimi (bkz: hocam nereye? )
#1490 elfaba |
15 yıl önce
8
en güzeli "hoşgeldiniiiiz, meraba hocam" şeklinde olup çatıda söylenenidir...
(bkz: çatı amca)
7
odtüye geldiğim günden itibaren havasından suyundan mıdır nedir bi anda kullanmaya başladığım o sihirli sözcük.
6
odtü de dolmuşçuların dahi kullandığı hitap şeklidir, tevazu içeren bi hitap şeklidir, severim ben
#1396 chronzon |
15 yıl önce
5
her insandan bir şey öğrenilebileceği alt mesajını veren bir hitap şeklidir ve bu şekilde düşünülünce de hoştur...odtülünün hitap şekli olarak yer etmiştir,güzeldir*
#1392 destiny |
15 yıl önce