1
çok sıkıntılı bir durumdur..
insanın kendisini sevmesi doğası gereğidir, olması gerekendir aslında*, mutlu olmanın ilk şartıdır belkide..çoğu mutsuz insanında ilk tökezlediği yerdir..
doğal değilse üstünede mutsuzluğun birincil sebebiyse neden olur peki?
benim şu ana kadar anladığım kadarıyla her şeyin başladığı yer,kutsal sevgi duyduğunuz birisinin yada bir şeyin sizi sevmediğini algılamaktır..herhangi bir şey olabilir aslında***ve tüm kalbinizle sevdiğiniz şeyin sizi sevmediği düşüncesi beraberinde sizin sevilmeye değer birisi olmadığınız düşüncesini getirir..şanslıysanız kutsal sevginizi nefretle değiştirir kendinize dokunmazsınız , bunu beceremediğiniz an o acınası ve kendi içinde çelişkilerle dolu olan yola girmişsinizdir bile..
kendinize karşı olan doğal sevgiyle mücadele edersiniz ardından , kendinize acıyabilmek için* sefaletin içine kollarınızı açarak girersiniz..ve bu durum giderek kendini besler daha fazla acı daha fazla tiksinti istersiniz kendinize ki özsevginizin kırıntıları bile yok olsun..
kolay değildir ama kendinden kesin bir şekilde nefret etmek yada kendini sevmemek , çünkü hayatı insanları dünyayı sevmemeye götürür..fiziksel karşılığı intahardır denebilir sanırım..
ama en başından mutsululuğu yada mutsuzluğu bir şeyin sevgisine bağlamak tembelliktir , yapılmaması gerekendir..önce kendi içinde mutlu olmalı insan*
#77606 respector |
11 yıl önce
2
başkalarını sevmeye de engeldir. kendini sevmeyen insan özgüvensizdir ayrıca. kendinde özellikle itici bulduğu bir nokta vardır ve bu noktaya odaklanır. bu fiziksel görünüşü de olabilir. kendini sevilmeye layık görmediği için bucak bucak kaçar sevgiden, onu sevenlerden. kendi benliğinin, değerinin farkında olmamakla da ilişkilendiremiyorum bu durumu. niteliklerinin farkında olup aynı zamanda kendini sevmemek hatta daha da ötesi kendinden nefret etmek mümkün. kendini sevmemek, arkadaş ya da sosyal çevre yardımıyla üstesinden gelinebilecek bir durum değildir. kesinlikle profesyonel yardım alınması gerekir. ama bu kişi profesyonel yardım almayı da reddeder. o kadar mutsuzdur ve bu mutsuzluğu o kadar benimsemiştir ki, bu durumundan kurtulmak istemeyi bile reddeder. sürekli mızmızlanır, huysuzlanır, şımartılmayı bekler. karşılığında gelen ilgi ancak anlık olarak egosunu tatmin eder. sonra yine aynı özgüvensizlik, memnuniyetsizlik... çok kişi tarafından sevilmek, bir kişi tarafından çok sevilmek onun kendine olan sevgisini bir gram dahi arttırmaz. ve böyle birini severseniz belki de ilk defa anlarsınız ki birini çok sevmek hiçbir şeye yetmezmiş.* * *
3
genelde biz çirkinlerin başına.... tamam tamam öyle demeyeceğim. bir insanın istisnasız her şeyde kaybetmesine sebep olan yegane şey.mutsuzluğun en temel yapı taşı.istediğimiz kadar çirkin,beceriksiz veya saçma görünelim dışarıdan, asıl kendimize olan sevgimiz biterse işimiz biter.bizi ayakta tutan şeydir kendine güven ve sevgi.bu ikisi olmadan potansiyelimiz olmasına rağmen başarısız olabiliriz yada bizi bulabilecek fırsatlar bizden kaçar. ilk kendimize inanmalıyız, yoksa bize kim inanır?