1
tanrıtanımaz varoluşçulardan birisi, dönemin fransız komünist partisi üyesi, yazar. komünist partisinden daha sonra atılmıştır. jean paul sartre ile aynı akımın savunucuları olmalarına rağmen, kendisi ile birçok noktada karşı karşıya gelmiş, deyim yerindeyse yıldızları bir türlü barışmamıştır. 1957 de nobel edebiyat ödülü almıştır. yabancı isimli romanı okunasıdır..
2
ağırdır kitapları ama bir o kadar zevklidir okuması, anlaması...
#11062 isinylmz |
15 yıl önce
3
varoluşçuluk ve absürdizm akımlarının öncüsü olduğu söylense de,camus etiketlenmeyi sevmediğini söyleyerek bu tanımlara karşı çıkar. genç yaştaki ölümü üzerine çeşitli söylentiler vardır.veba okunması gereken kitaplarından biridir.bunun yanında,sisifos söyleni adlı kitabında geçen,''insanlığa gerçek boyutlarını ancak başkaldırı kazandırabilir.'' sözü mükemmeldir.sadece bu söz için bile okunabilir.
(bkz: hastası olunan sözler)
4
yabancı, veba ve ecinniler kitaplarının yazarı. ecinniler aslında dostoyevski'nin olsa gerek, camus tarafından tiyatro oyunu olarak uyarlanmıs haliydi yanlıs hatırlamıyorsam. yabancı romanında yaptıgı eylemlerle ilgilenmeyen ya da cevresinde olup biten seylerin duygularını etkilmeedigi bir adamı anlatır, cok da fazla detay verip okumak isteyenlerin heveslerini kırmayayım. bir de bu roman zeki demirkubuz tarafından yönetilen yazgı filmine uyarlanmıstır, engin günaydın müthis berbat oynayarak filmi mahvetmistir bence, sevgilisini döven, kamyoncu birası icen bir insanın mükemmel ötesi türkçe konusması beni asırı sogutmustu.
veba romanına gelirsek, bence yabancı'nın daha popüler olmasına ragmen ondan cok daha iyidir. salgın hastalık bulasmıs bir kent ve o kentteki insanların psikolojik durumları daha iyi anlatılamazdı sanırım. aldıgım notlardan birini yazarsam daha net anlatabilirim heralde:
"ancak aynı zamanda, veba onları tembelleştiriyordu; cansız kentlerinde dönüp duruyorlar ve kendilerini her geçen gün anıların düş kırıklığına uğratan oyunlarına kaptırıyorlardı. Çünkü, amaçsız gezintilerinde hep aynı yollardan geçmek zorunda kalıyorlardı ve çoğunlukla, böylesine küçük bir kentte, bu yollar şimdi onların yanında olmayan kişiyle bir zamanlar yürüdükleri yollardı."
#11068 fingolfin |
15 yıl önce
5
1913 yılında cezayir'in mondovi kasabasında, fransız baba, ispanyol bir annenin çoğu olarak dünyaya gelmiştir. babasını henüz 1 yaşındayken 1. dünya savaşında kaybetmiş, üniversite yıllarında tüberküloza yakalanmış ve ölümden dönmüştür. yoksulluğu gerçekten bilerek ama bunu bir acındırma aracı olarak kullanmayarak, her şeyi olduğu gibi kabullenmiştir. üniversite yıllarında kaleci olarak ciddi bir şekilde futbolla ilgilenmiştir. komünist parti üyesiyken "stalinist komunizme" uzak olması sebebiyle, partiden atılmış ve daha sonraları hümanizme yakın bir çizgide siyasi görüşleri şekillenmeye başlamıştır. 1957 yılında nobel edebiyat ödülünü almış ve bu ödülü aldıktan üç yıl sonra henüz 47 yaşında bir araba kazasında ölerek, kendisine ait olan "her ölüm erken ölümdür" sözünü hatırlatmış, 20. yüzyılın gördüğü en büyük yazarlardandır.
"adam öldürme ve işkence etmenin birer öğreti olduğu ve neredeyse birer kurum haline geldiği bir uygarlıkta, cellatların memur kadrolarına girmeye yerden göğe kadar hakları vardır.
doğrusunu isterseniz, biz fransızlar bu işte biraz geç bile kaldık. dünyanın hemen her yerinde, cellatlar bakan koltuklarına kurulmuşlar bile. yalnız, balta yerine kalem kağıt var ellerinde".
#14702 absurd |
15 yıl önce
6
''tabii; umut, bir yolun dönemecinde var hızla koşarken, birden yetişen bir kurşunla yere serilivermekti.''
7
'hayat bir şey değildir. İtinayla yaşayınız.' diyerek olayı çözmüş,adamın dibidir.
8
yazarlıktan ziyade futbolculuk yönüyle de tanınır.
#68504 beril |
11 yıl önce
9
(bkz: başkaldıran insan)