1
nazım hikmet şiiri ;
o, topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.
hoca nasreddin gibi ağlayan
bayburtlu zihni gibi gülendir.
ferhattır,
keremdir
ve keloğlandır...
yol görünür onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahpe felek ona eder oyunu
Çarşambayı sel alır,
bir yar sever,
el alır,
kanadı kırılır
çöllerde kalır,
ölmeden mezara koyarlar onu.
o ' yunus-u biçaredir
baştan ayağa yaredir',
abu içer su yerine.
fakat bir kere dert anlayan düşünmeye görsün önlerine
ve bir kere vakit erişip
' gayrim yeter! ...'
demesinler.
bunu dediler mi,
' İsrafil surunu ürür,
mahlukat yerinde durur ',
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa,
ne kendi nemfini korur
ne düşmanı kayırır,
' dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler abıhayat akıtmağa... '
2
muhakkak ocakta demlenmiş çayı olan ve tanısa da tanımasa eve alıp birkaç bardak çay ikram eden, ortam mümkünse yemeğe oturmanıza zorlayan insanlar. (bkz: misafirperverlik)
#16493 isinylmz |
15 yıl önce
3
atatürk'e göre milletin efendisidir. kanımca şu an bu lafı yüzlerine söyleseniz, zavallı türk köylüleri epey güler hallerine/halimize.
#16498 gzmaknc |
15 yıl önce
4
rte'ye göre analarınıda alıp gitmesi gereken insanlardır.*
#16500 halojan |
15 yıl önce
5
savcı mahir çayan'a sorar: cezaevinde açtığınız tünelden çıkan toprakları ne yaptınız?
çayan cevap verir: topraksız köylüye dağıttık.
eğer bir ağacın dallarıysak şimdi güneşe uzanan
gövdemizde türk köylüsünün alın teri var
ezilen, katledilen, bir kenara itilen
üretken, misafirperver, çalışkan türk köylüsünün *
#67422 dreamer |
12 yıl önce