kayıt

devrim

  1. 4
    temiz kalan tek yerdir devrim
    bütün bir yıl
    kirlenen duvarda
    ama görebilmek için
    asıldığı çividen indirilmelidir
    yaprakları biten takvim

    zorbalara direnmektir devrim
    bir çocuğun
    annesinin çantasından aldığı paraları
    altına gizlediğini
    söylememiştir dövülen hiç bir halı

    içinde yaşamaktır devrim
    dikiş kutusunun
    ve topluiğneler gibi
    bir arada olmayı gerektirir
    karşı koyabilmek için zulmüne
    makas denen patronun

    gece ışıklar arasında koşmaktır devrim
    ateş böceklerini
    yakalamak isteyen çocukların
    peşine takılır gün gelir
    yanıp sönen mavi ışıkları
    polis arabalarının

    kağıt bir gemidir devrim
    bütün gemiler
    hurdaya çıksa da sonunda
    taşıdığı özgürlük şiiriyle
    batmadan yüzer nicedir
    dünya sularında

    kim bilir kaç yunus görmüş
    kaç deniz gezmis...

    sunay akin'in "devrim" adli siirinden..
    #57 jonathanlivingston | 14 yıl önce
     
  2. 32
    Bi tarafta sazlı sözlü eğlenenlerin, bi tarafta dertlerini paylaşanların, bi tarafta da sevişenlerin olduğu odtü stadı. Adeta bir dünya mozaiği.
    #92425 oralettanesi | 10 yıl önce
     
  3. 2
    içmeye doyulmayan manzarası güzel olan * ara sıra stadyum amacına uygun olarakta kullanılan mekan...
    #51 tutankhamon | 14 yıl önce
     
  4. 18
    varolan düzeni değiştirip yenilemek, geliştirmek. atatürk ün başlattığı, günümüzde hala devam eden olay.

    türk insanı o kadar çok kullanılmıştır ki; atatürk devrimini bile daha tam olarak tamamlayamamıştır. günümüzde hala laiklik tartışmaları yaşanır...

    suç türk insanında denemez ama türk insanının en büyük suçlu olduğu da bir gerçektir.

    bu insanlar için canını vermiş insanların arkasında duramayacak kadar korkak, rezil bir topluma sahip olduğumuz gerçeğini kimse inkar edemez. türkiye de en çok sevilen insan; atatürk ün bile devrimini, aradan geçen onlarca yıla rağmen tamamlayamamış bir toplumun parçası olmak, gerçek atatürkçüleri utandırır.

    40-50 yıl önce, başka bir devrimi gerçekleştirmeye çalışan insanlarımız bu gerçeği göz ardı ederek hata yapmışlardır. şu anda isimleri fazlaca anılsa da (özellikle üniversite öğrencileri tarafından) artık magazin malzemesinden farksız duruma getirilerek küçük düşürülmektedirler. solcu, komünist olduğunu iddia eden birçok üniversite öğrencisi, deniz gezmiş, mahir çayan, ... vs ile ilgili iki tane kitap okuyup resmen mastürbasyon yapmaktadır. orada burada iki kelime konuşunca kendini devrimci ilan etmektedir.

    bu, şekilci kişiler yüzünden; türkiyemiz ileriye sıçramak yerine daha da geriye gidiyor. üniversite yıllarında devrim devrim diye sürekli ahkam kesen tipler, büyük üniversitelerden mezun olunca gidip bir şirkette çalışıp, kapitalizm çarkında yer alıyor. daha ileride "kariyer" yaparak, şirketlerde "yönetici" oluyor. şimdi buradaki iki yüzlülüğe dikkat çekmek istiyorum; hani devrim?.. hani o savunduğunuz adamların düşünceleri?.. paranın yüzü sıcak değil mi? herşey yetki elinize geçinceye kadar değil mi? mevki, makam sahibi olunca salla gitsin insanlığı!..

    bir devrimin gerçekleşmesi için en başta halk desteğine ihtiyaç olduğu söylenir. öyledir de... fakat halkın desteğini almanız "devrimin gerçekleşmesi" demek değildir.

    devrim; halkın bilinçli olması, eğitimli olması, bencil olmaması sonucu ortaya çıkar. bu sıfatlardan hangisi türk halkı için geçerlidir?

    markalara değer verip ona buna hava atmak, insanları küçük görmek, ırkçılık yapmak, bencil olmak, devlete kapak attıktan sonra vatandaşın işini doğru düzgün yapmamak, darbe yapmak, insanları korkutmak, devleti dolandırmak, yetkiyi kötüye kullanmak, ayıdan farksız olmak, "idolüm" diye bahsedilen kişileri sadece övmek... bunlar ise türk halkının en "meşhur" özellikleri...

    insanlarımız sürekli yöneticilere suç atmakta. "ulan şu hükümet tam şerefsiz" , "ulan bu genel müdür tam bir yavşak" diye... o insanlar kim? içimizden birileri. belki senin ağabeyin, belki benim amcam. sonuçta bu ükenin insanı. işte bu ülkeden böyle insanlar çıkıyor. tepedekini eleştirenler tepeye çıktığı zaman onlardan farklı olmuyor. bu hep böyle oldu. gözlerimizle gördük her defasında.

    doğu ülkelerinde devrim yapmak, bu vakitten sonra, deveye hendek atlatmak misali...

    devrimi, devrimci halk yapar. cahil halk değil...

    dünya çapında devrimciler çıkarmış bir milletin, bu devrimcileri artık "magazin" malzemesi yapıp sürekli övmesi değil, gelecek için neler yapabiliriz, onları düşünüp söylemesi gerekir... bilinçli evlatlar yetiştirip geleceği kurtarması gerekir...

    gerçek devrim sadece ve sadece bu yolla vuku bulabilir!.. gerçek devrimcilere selam olsun!..


    not: bu yazıda eleştirilen "mevki, makam sahibi" insanların tamamı, işlerini düzgün yapmayıp, insanların hakkını yiyen insanlar değildir... bu zamana kadar birkaç tane "mevki, makam sahibi" olduğu halde gayet şerefli bir hayat süren insanlar tanıdığım için genelleme yapılmış gibi algılanmasından rahatsızlık duyarım... *

    edit: not olayında saçmaladığımı düşünüp düzeltiyorum;

    yazıda "eleştirilen" "mevki makam sahibi" insanlar, halkın ezilmesini sağlayan insanlardır. fakat her "mevki, makam sahibi" insan böyle değildir. genelleme yapılmaya çalışılmamıştır. ülkemizde gayet şerefli hayatlar sürenleri de mevcuttur...
     
  5. 1
    silinmeyen boya efsanesiyle perçinlenmiş, tribünlerinde devrim yazılı olan odtünün meşhur stadyumu
    #48 burocknroll | 14 yıl önce
     
  6. 9
    devrim, odtüdeki stadın adı değildir; ruhudur. devrimde içilmez, devrime içilir.
    #263 geist | 14 yıl önce
     
  7. 36
    her akşam illa bir adet ters yönde yürüyen bir sportif insanın olduğu stadyum. yolun yanlış tarafında yürüyenin önünden çekilmem ve çarparım gerekirse ama hızlı yürürken/koşarken bodoslama dalamıyorsunuz. Bir de şeritlerini değiştiriyorlar sürekli sağ sol kaymak zorunda kalıyorsunuz falan. Yani bir ortamda çoğunluktan çok farklı bir şey yaparken insan genelde fark eder, neden bu arkadaşlar böylesine ısrarcı asla anlamıyorum.
    #104689 dark matter | 4 yıl önce
     
  8. 19
    burjuvazinin desteğini sağlamadan gerçekleştirilmesi mümkün olmayan olgudur. az kafa yorulduğunda, tarihe de bakıldığında bunun böyle olduğunu görmek hiç zor değildir. en üst sınıftaki insanlar zaten kaymağı yediğinden devrime direk karşıdırlar. alt sınıfın ise devrim yapacak hali vakti yoktur. adam ekmek derdinde. dolayısıyla devrimler orta sınıftan çıkar.
    kuva-yı milliye ve cumhuriyet devrimleri bir istisnadır. bunlar atatürk önderliğinde türk halkı* tarafından yapılmıştır.

    edit: ben mi kışkırttım orta sınıfı?


    #8184 swedish hearts | 14 yıl önce
     
  9. 35
    Şahsıma ait olan şiirin adı.

    -- spoiler --


    gülümserken ayakta:
    bir şeyler yazmalı,
    bir şeyler anlatmalı,
    bunlar devrim niteliği taşımalı.

    bir patika yokuşunda yürürken,
    belki de eller donarken,
    bir şeyler mırıldanmalı,
    devrim, devrim, devrim!

    şarkılarla sesimiz yükselirken,
    en olmadık anlarda susarken,
    bir şeyler değiştirmeli,
    devrim, devrim, devrim!

    küçük mutluluklara doğru yelken açarken,
    geceden kalma bir vaziyette,
    üstümüzde aynı giysilerle yola koyulmalı ve bağırmalı,
    devrim, devrim, devrim!

    not: esti geçti öyle, ağaçlar bile sallandı yerinden..


    -- spoiler --

    #103028 Pride | 8 yıl önce