kayıt

istanbul adamı

  1. 6
    benim lan bu.

    sorsan sevmiyorum istanbul'u fakat gel gör ki, uzun yıllar kıbrıs'ta yaşayıp, kıbrıs şivesine alışan bünyeler gibi ben de istanbul insanı olmuşum işte bir şekilde. istesem de bunu üzerimden atamayacağım zira kişiliğimin oluştuğu bütün yıllar bu şehirde geçti. e haliyle, ben de buralı olmuşum. jargonu, dili, kültürü, yaşamıyla... evet itiraf ediyorum sözlük. sevmiyorum ama ben de bir istanbul adamı olmuşum.

    kadıköy'e gitsek de, bir mercan'da yarım kokoreç yanında da duble midye tava gömsek. çıkışta alkım'a uğrayıp, kitap baksak. sonra nazım'da birer soğuk bira içsek belki. oradan da rıhtıma yürüsek şöyle; güzel bir kadıköy yağmuru ıslatsa ve hatta güzel bir denizden esen fırtınaya denk gelsek de şekilsiz rıhtım'a sığınsak. belki bir çılgınlık yapar karşıya geçeriz. vapurun motor sesinden birbirimize bağırarak konuşmak zorunda kalsak, martılara simit atsak. kaptan iki yılda yanaşsa eminönü'ne. iskeleye doluşan walking deadvari kalabalık boşalan koltuklarımızı işgal etse. sonra belki sirkeci'ye yürürüz, henüz karar vermedim.

    ha tabii, sirkeci'ye sonra da gideriz ama galata'ya ve kulenin üzerindeki yazının altında fotoğraf çektirmeden dönersek, çok bozuşuruz, bilesin. hatta dönüşte de bir çılgınlık yapalım mı? galata'dan yukarı istiklal'e çıkalım, sonra stadın oradan dolmabahçe'ye ineriz. kadıköy'e geri beşiktaş iskelesi'nden döneriz hatta bu sefer.

    tanım: hayatının büyük bölümünü istanbul'u ili sınırlarında geçirmiş, yosun ve karbonmonoksit kokulu güzel insandır.

    -- spoiler --



    bu arada ergenliğimi akmar'da çürüttüm hakikaten. böyle güzeş tespitler yapıp, ağlatmayın insanları.


    -- spoiler --


    #103239 eblokkantini | 8 yıl önce
     
  2. 5
    çok afedersiniz, sik gibi adamdır. hem hakkında iki laf etmek istiyorum hem de bu herife harcayacağım vakti haxball oynayarak geçirmek geliyor içimden. kısa keseceğim.

    istanbul, dünya tarihindeki inkar edilemez yerinden ve coğrafyanın en "denize nazır" parsellerini kapatmış olmasından dolayı şu ülke topraklarında doğmuş her kişi için birtakım anlamlar ifade etmektedir. çünkü yukarıda söylediğim iki nedenden ötürü yediğimiz, içtiğimizin mümessili istanbul'dur.

    amma velakin, şehirlere/kurumlara kendilerinden büyük anlamlar yüklemek post-modernizm bokundan 1980'lerin ikinci yarısıyla ortaya çıkmış, "i heart new york"lu şapkalar, "harvard university"li tişörtleri insanların üzerine geçirmiştir.

    yahya kemal bu tişörtleri daha 90 yıl önce giyiyordu diyebilirsiniz ancak yahya kemal'e burada kullanıldığı anlamda istanbul adamı demek istemezsiniz diye düşünüyorum. siz bilirsiniz. adam mezarında ters döner valla.

    sonuç itibariyle, bu istanbul'da doğmayıp* istanbul'da büyümeyip* istanbul adamı olanlar için laflar hazırladım.

    ben klasik müzik dinlerken, nasıl klasik müzik bana değil ama ben ona bir türlü uyamıyorsam, bahse konu olan dostumuz da istanbul için o kadar iğreti duruyor.

    beyoğlu'nda rakı, tophane'de nargile içicisi; götüme dönmüş akmar'dan korsan kitap alıcısı istanbul adamına tamah etmeyiniz.

    selametlen.

    editsblue: anam öyle bir yazmışım ki, bir ben anlayacaktım. istanbul için yeni edisyon hazırladım.
    #38927 hao jiu bu jian | 14 yıl önce
     
  3. 4
    (bkz: istanbul benden büyük)
    #38925 hafifmerkep | 14 yıl önce
     
  4. 3
    (bkz: adam sen de)
    #38923 richter | 14 yıl önce
     
  5. 2
    (bkz: okan bayülgen )
    #38873 zoe | 14 yıl önce
     
  6. 1
    her ne kadar yedi göbek istanbullu olmasa da, hayata istanbul'da başlamamış olsa da istanbul'da hayata adım atmış adamdır. vapurda çay içmeyi sever beyoğlu'nda da içmeyi. ''ankara'nın sakarya caddesi varsa istanbul'un istiklali var'' der. bir bakarsın kadıköy'de ergenliğini akmar'da tüketmiş bir gençtir, iskelede son sigarasını içer, bir bakarsın beyazıt'ta sahafların genç müdavimidir, gider çorlulu ali paşa medresesi'nde çayını içer. gönül gezdirir, aşık olmaz öyle. olursa da vazgelir istanbul'dan geçer. geçer de dönmek için gün sayar.
    #38869 kademinay | 14 yıl önce