2
silah kucağında kanlar içinde
vurulmuş yatıyor ibrahim yoldaş
yiğitler ölür mü üç beş kurşunla
doğrulmuş kalkıyor ibrahim yoldaş
ali haydar yerde bak yüzü boylu
yiğitce can verir yiğidin oğlu
başı duman duman munzur’a doğru
tırmanmış gidiyor ibrahim yoldaş
işkenceler devam ediyor böyle
parça parça kesip diyorlar söyle, sırları söyle
sır vermeden ser veriyor seve seve
böyle can veriyor ibrahim yoldaş
halkımız arıyor seni her yerde
işçiler ocakta köylüler dağda
dökülen kanların kalmayacak yerde
hesap soracağız ibrahim yoldaş
demiri de kömürü de sökeriz aman
pirinci de buğdayı da ekeriz aman
faşizme içimizden kan damlayan kılıcız
bir gün gelir kinimizi dökeriz aman
**
#5658 geist |
15 yıl önce
1
partizan lideri. 1949 yılında Çorum'da doğdu. İlkokulu bitirdikten sonra Hasanoğlan Öğretmen Okulu'na girdi. Burayı bitirdikten sonra istanbul Çapa Yüksek Öğretmen Okulu'na başladı. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi-Fizik Bölümü öğrencisi olan Kaypakkaya, sol düşüncelerle burada tanıştı. Mart 1968'de Çapa Fikir Kulübü'nün kurucuları arasında yer aldı. Çapa Fikir Kulübü'nün başkanı olan Kaypakkaya, 6. Filo'ya karşı bildiri yayınladığı gerekçesiyle Kasım 1968'de okuldan atıldı.
FKF ve TİP içinde ortaya çıkan ayrışmada MDD kesiminde yer aldı. İşçi-Köylü gazetesinin istanbul'daki bürosunda çalışan Kaypakkaya, Aydınlık ve Türk Solu dergilerine yazılar yazdı. Aydınlık içinde meydana gelen ayrışmada D. Perinçek'in başını çektiği PDA saflarında yer aldı. 1972 yılına kadar PDA (TİİKP) saflarında çalıştı ve DABK üyesi olarak görev yaptı. Bu tarihte PDA oportünistleriyle yolları ayrıldı. D. Perinçek ve çevresinin revizyonist ve oportünist olduklarını söyleyen Kaypakkaya, ayrılık sonrasında TKP/ML-TİKKO'yu kurdu.
TKP/ML faaliyetlerinin yoğunlaştırıldığı Dersim bölgesinde mücadele ederken, 24 Ocak 1973'de Vartinik mezrasında oligarşinin resmi zor güçleri tarafından sarıldı. Çatışma sırasında Ali Haydar Yıldız şehit düşerken, Kaypakkaya yaralı olarak çatışma alanından uzaklaştı. Ancak beş gün sonra kendisinin kaldığı köydeki bir öğretmenin ihbarıyla yakalandı. Dört ay süren işkencelerde hiçbir şeyi kabul etmedi ve bu işkenceler sonucu 18 Mayıs 1973'de yaşamını yitirdi.
Onun işkencedeki kararlı tutumu tüm devrimciler için bir örnek olmuştur.
*