kayıt

belkiler biriktirmek

  1. 1
    döngü.
    sürekli bir döngü.
    hayatımız monoton diyoruz, sızlanıyoruz ya, o bile bir döngünün öğesi.

    her gece ölüp, ertesi günün sabahı dirilmek de bir döngü.
    sürekli kavga edip hemen barışmak da bir döngü.

    bir daha "o"nu düşünmeyeceğinize karar verip saniye geçmeden onu ünlemek...
    işte o aşk.

    ****

    yanımda duruyor öylece.
    otobüs bekliyoruz.

    yorgun. yürümekten yorulmuş, belli.
    ama neşeli gözüküyor. çocuksu sesler çıkartıyor, hiç bilmediğim şarkıları söyleyip saçmalıyor.

    neşeli, evet.

    uzaklara bakıyormuş gibi yapıyorum omzunun üstünden.
    oysa amacım ona bakmak.
    farkında olmadan.
    yapamıyorum çünkü.

    o yanımdayken, gözlerim ona kitleniyor, başkasını görmüyorum. sürekli onunla ilgileniyor, sürekli nefesini takip ediyorum. ağzından çıkan tek bir kelimeyi kaçırmamak için peşinde dolaşıyorum adeta cümlelerinin.

    farketmemesi lazım yalnız ona baktığımı direk.
    hoş olmaz, arkadaşız diyorum kendi kendime.
    utanmıyorum, hayır. zaman zaman bir vicdan azabı gelse de, atlatmam bir saniye sürüyor.

    zira her ne kadar bir platonik aşk olsa da benimkisi ve hala "arkadaş" olmaya çalışsak da, ben onu sevdiğimi asla gizlemedim, gizlemem de.
    her fırsatta yüzüne vurdum.
    gözlerinin içine bakarak söyledim belki fark eder diye.

    yani, saklamadım. ihanet etmedim.
    böyle bir şeyi yapacak gücüm dahi yok zaten...

    ****

    -arkadaşların çok hoş insanlar. hatta o kız, neydi ismi, hah evet o. onunla konuşmak çok basitti, hiç zorlanmadım. diyor.

    anlamıyorum ilk başta.
    oysa o eğleniyor.

    -nasıl yani? diyorum.
    -benim hakkımda neredeyse her şeyi biliyor. diyor.

    sırıtıyorum alenen.
    gülümsemem kocaman.

    -şaşırdın mı? diyorum. şaşırma, çünkü senin hakkında çok konuştum onunla.

    susuyoruz.
    insanlar susuyor.
    biz susuyoruz.
    sus.

    ****

    -neyse, hadi müzik dinleyelim. diyor.
    -tamam, aç dinleyelim. diyorum.

    açıyor telefonundan bir kaç şarkı.
    çok sevdiğim fakat, ruh halime hiç uymayan bir kaç şarkı çalıyor.
    katlanıyorum elbette.

    birden tanıdık bir ezgi çalınıyor kulağıma:
    travis- happy to hang around.

    içim cız ediyor.

    bu şarkı özel.
    benim için de, onun için de.

    o, her ne kadar kendisini anlattığını düşünse de şarkının, bu tamamiyle 'ben'im.

    başını omzuma koyuyor.
    o an elim ayağım dolaşıyor birbirine. ne yapacağımı bilmiyorum.
    öylece, put gibi oturuyorum orda.
    başımı çevirip bakamıyorum bile ona.

    kalp atışlarım hızlanıyor.
    elimi koyacak yer bulamıyor. sonunda ayaklarımın üstüne koyuyorum.
    öyle eğretiyim ki!

    başımı çevirip bakamıyorum ona.
    bakmamam lazım.
    ona dönüp bakmamam lazım.
    bakarsam ağlayacağım, biliyorum.
    bakarsam elini tutacağım, kendime hakim olamayacağım.

    ****

    bakışlarım hep önde. sağa sola bakmıyorum.
    şarkı devam ediyor, benim içim yanıyor.
    aşık olduğum insan omzumda, bense bir şey yapmamaya çalışıyorum.
    koyuyor bu.
    hem de çok!

    şarkı bitiyor, kafasını kaldırıyor.

    o an cüret edebiliyorum ona bakmaya. saçlarını düzeltiyor her zamanki zarifliğiyle.
    düşünceli.
    halinden belli ne kadar kötü olduğu.

    -seviyorum seni! diyorum.
    sesim çıkmıyor.
    alışkınım ne de olsa.

    başka bir şarkı daha açıyor.
    ilk şarkının kasıtlı olmadığını biliyorum.
    lakin şimdi açtığı şarkı, beni daha da derinden vuruyor:
    teoman-mavi kuş ile küçük kız.

    bu şarkı bana bir mesaj.
    daha açık bir mesaj olamazdı hatta.

    başı hala omzumda.
    bir ara sanki hıçkırıyormuş gibi bir ses çıkıyor.
    cesaretim yok dönüp bakmaya.
    yok.

    ****

    "başka bir adla, başka bir zamanda rastlasaydım demiştim ya o gün sana"

    biliyor.
    geç kaldığımı bazı şeylere, başka bir zamanda tanışmamız gerektiğini biliyor.
    aslında o bana umut vermiyor, o an tüm umutlarımı yok ediyor.

    hep hayranım.
    hep!

    yanından ayrılıyorum. gitmem gerekiyor.

    -dikkat et kendine. diyorum. bu kelimeler, 20 dakikadır söylediğim ilk kelimeler.
    -sen de. ararım seni. diyor.
    -peki. diyorum gönülsüzce.

    arayacağını biliyorum.
    bir gün arayacak.
    bir gün..

    ****

    sıcaklığımı ona veremediğim için üzülüyorum. fakat kolumda sızması için vakit var. hala.

    belkilerimi biriktiriyorum yine.
    uyumadan önce, son "belki"m geliyor aklıma. üzülüyorum.

    ****

    -belki bir gün tekrar aşık olurum ona.
    #29834 raistlin | 14 yıl önce
     
  2. tümünü gör